“Mü’minler birbirini sevmekte, birbirini acimakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler.Vücudun bir uzvu hasta oldugu zaman, diger uzuvlari da bu sebeple uykusuzluga ve atesli hastaliga tutunurlar.”
(Buhari edep 27, Müslim,Bir 66.(
Bu hadisi seriften anlasilan sudur ki; mü’minlerin birbirlerini sevmede, merhamette, korumada gözetmede bu son derece üstün nitelikli islerde yardimci olmalaridir.
Mü’minin bir vücuda benzetilmesinde ki amaç açisindan vurgulamak oldukça önemlidir
Öncelikle bir “hekim degiliz”ama insanin kendisini ve fonksiyonlarini iyi tanimali ki dogal olan da budur, her türlü tehlikeden kendisini koruyabilme açisindan.
Herkes hatirlar su ilkokul yillarimizda, ögretmenlerin ögrenip, ögretebildikleri, kara tahtaya mis kokulu tebesirle ilmek ilmek çizdikleri ve bizlerin de hafizalarindan silinmeyen, vücuttaki organlarin fonksiyonlariyla bir giris yapalim.
Ve bu makina konumundaki vücudumuzun hangi asamalarda saglikli olabilecegini görmek isabetli olacaktir; hadisi serifin isiginda.
Hepimiz biliyoruz ki vücudumuzda bir kalp, bir beyin, bir mide, kaslar, sinirler atar ve toplar damarlar ve benzer uzuvlar vardir.
Ve yine biliriz ki, yedigimiz gidalar midemize iner oradan bagirsaklara geçer, buradan da bunlarin öz sulari karacigere ve bütün toplar damara akarak orada bulunan kana karisir, böylece kanin miktarini arttirir.
Kalbin nasil çalistigini, toplardamarlarin ana toplardamarlardan kalbin sag yanina nasil aktigini, oradan akciger atar damari denilen damar yolu ile akcigere geçtigini tabiki en iyi bilen alaninda uzmanlasmis hekimlerimizdir elbette.
Eger ki vücudun organlari fonksiyonlarini yerine getirmedigi taktirde vücudun hasta oldugunu ve hastaliginda uykusuzluk ve baska sikintilara yol açtigini da hem hastalar hemde hekimler bilir.
Bizim mütaala etmeye çalistigimiz, vahiyle insa olmus, sevgili Peygamberimizin mü’mini vücuda organlarina benzetmesinden çikaracagimiz derslerdir.
Ve ancak sünnetullaha uyarsak saglam bir toplumun insaasina katkimiz olacaktir ve bu da mümkündür Allah’in izniyle.
Nasil mi diyemeyiz çünkü formül gayet açik ve net.
Bir vücut gibi her birimiz vücudun organlari gibi fonsiyonlarimizi azami ölçüde islevligini daim kilarak aksatmadan, ben, sen, su, bu
demeden, nimet külfet hesabi yapmadan her birey üzerine düsen vazifeyi yerine getirirse elbette düstügümüz gaflet çukurundan kurtulabiliriz.
Birakalim ilaç sektörlerini ve baska alanlarda nemalananlarin degirmenine su tasimayi da batakligi kurutalim. Üzerimizde suyunu tasidigimiz degirmen tasini döndürüp ümmeti ezmesinler ezdirmeyelim.
Vebaldir...
Günahtir!
Masum ayak oyularina gelinmemeli.
Baska bir makalemin basligiydi.
Evliyadan da, eskiyadan da sorumlu oldugumuzu unutmayalim.
Efendimizin "zalime de, mazluma da yardim edin" sözünün karsisinda ashabin "nasil ya Rasulallah?" sorusuna, Sevgili Peygamberimizin cevabi oldukça manidar ve hayatidir,
”Zalimin elini, mazlumun üzerinden çekerseniz her ikisine de yardim etmis olursunuz”
buyurmuslardir.
Artik Allah’in ayetlerini, Resulümüzün sünnetlerini oylasma, nemalanma araci olmaktan çikarip içsellestirip ete kemige büründürme vakti çoktan gelmis geçip gitmektedir.
Zamana yemin eden Rabbimiz bize hüsrani hatirlatiyor. Ancak iman edip salih amel isleyenlere kurtulus vadediyor.
Ve o zaman hizla akip gidiyor.
Hangisine talipsek o çikacak karsimiza.
Rabbimiz salihler zümresinden eylesin.
Vatan millet sevdalisi adanmis kiymetli evladimizin adaylik manifestosunda, düsmana korku, dosta güven veren birçok gün görmemis ayagi yer basan vaatlerinin yaninda su cümleler yer aliyordu:
”Felçli bir vucudu ayaga kaldiracagiz”derken inanarak söylüyordu!
Henüz kismet olmadi, belki de oldurulmadi, Rahmetli Erbakan hocamizin deyimiyle, içerden ve disardan mihraklar araciligiyla.
Ancak bu olmayacak anlamina gelmiyor zaman en iyi ilaçtir.
Isteriz ki bu vücudu hep birlikte kaldiralim ayaga çomak sokmak yerine bir vücudun organlari gibi görevimizi hakkiyla yerine getirelim, sünnettullaha uyup hem ecir kazanalim, hem de içinde bulundugumuz zilletten kurtulup kurtaralim
Vesselam