Son günlerde ülkemizin ciğerlerine düşen ateş, sadece ağaçları değil hepimizi yaktı. Yaz mevsimi geldiğinde artık güneşin sıcaklığından önce ormanlarımızın yanma korkusu içimizi kavuruyor. Gökyüzüne yükselen siyah dumanlar, alevler içinde can veren hayvanlar ve küle dönen yemyeşil vadiler…Artık sadece haberlerde izlediğimiz bir felaket değil bu. Kapımızda, yakınımızda hatta bazen yanı başımızda. Bir orman yanarken, aslında bir kuşun yuvası, bir karıncanın yolu, bir çiçeğin umudu yanıyor. Fakat en çok da bizim nefesimiz yanıyor. Çünkü bir ağaç yanarken aslında biraz da biz eksiliyoruz, biz yok oluyoruz.
Yangının Boyutu: Birkaç Rakamla Gerçekler
2024 yılında Türkiye'de toplam 3.797 orman yangını meydana geldi; bu yangınlar sonucunda 27.485 hektarlık orman alanı zarar gördü. Yangınların yaklaşık %49’u ihmal ve dikkatsizlik, %3’ü kasıtlı, %14’ü kaza ya da yıldırım sonucu çıktı; geri kalan %29’un çıkış nedeni ise hâlâ belirlenemedi. Bu veriler bize net bir mesaj veriyor: Yangınların yarıdan fazlası insan hatasına dayanıyor – yani önlenebilir.
Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, bu yıl 1-30 Haziran'da 612'si orman, 951'i zirai alan olmak üzere 1563 yangın çıktı. Bu orman yangınlarının 499'u tarım alanlarından başlayarak ormanlara sıçradı. Özellikle bu dönemde hava koşullarının etkisiyle yangın riskinin ciddi şekilde arttığı gözlemleniyor. Bu nedenle Temmuz–Ağustos ayları için daha temkinli, önleyici ve hazırlıklı davranmak şart.

Meteorolojide “Üçotuz” kuralı vardır. Hava 30 derecenin üstünde sıcaksa, rüzgâr 30 km’nin üstünde esiyorsa ve nem %30 un altına düşmüşse, yani kuru sıcaksa yangın çıkma olasılığı çok çok yüksektir. Bu durum göz önüne alınarak gerekli tedbirleri artırmamız gerekir.
Peki, yangınlar karşısında Birey Olarak Biz Neler Yapabiliriz?
Bazen bir küçük ihmal, bir anlık dikkatsizlik binlerce hektarlık ormanı küle çevirebiliyor. Örneğin geçtiğimiz yaz bir yangının sebebi, yol kenarına atılan bir sigara izmaritiydi. O bir küçük izmarit, 500 hektarlık bir alanı yok etti.
İşte bizim için küçük ama bir ormanı kurtarabilecek hayati önlemler.
- Açık alanda ateş yakmayalım. Piknik yaparken mangal ya da kamp ateşi yakmak, özellikle yaz aylarında büyük risk taşıyor.
- Sigara izmaritlerini kesinlikle ormana ya da yol kenarına atmayalım.
- Ormanda cam, şişe ve çöp bırakmayalım. Cam, güneş ışığını büyüteç gibi yansıtarak yangın başlatabiliyor.
- Ormanlık alanda şüpheli bir duman veya ateş görürsek hemen 112’yi arayalım.
- Çocuklarımıza ve çevremize farkındalık kazandırmalıyız, yangın yasaklarına uymalıyız
- Yangın Risk Analizi Yapmalıyız: Evlerimizin, sitelerimizin çevresini bir dolaşıp olası bir yangına karşı risk analizi yapmalıyız. Yanıcı ve yanmayı kolaylaştırıcı kurumuş ot, cam, pet vs. gibi optik etki yapacak şeyleri toplamalıyız. Elektrik tellerine uzanan ağaçlar varsa onları budamalıyız.
Devlet ve Yerel Yönetimlerin Alacağı Önlemler
Erken uyarı sistemleri: İHA, gözetleme kuleleri, uydu takibi ile yangın tespiti hızlanmalı.
YARDOP (Yanan Orman Alanlarının Rehabilitasyonu ve Yangına Dirençli Ormanlar Tesisi Projesi): Orman yangınlarına karşı hem önleyici hem de müdahaleyi kolaylaştırıcı çok yönlü bir çözüm olarak değerlendirilebilir. Orman içinde ulaşım kolaylığı sağlayan yollar ve yangına dayanıklı türlerle oluşturulan şeritler, yangının yayılımını durdurmaya yardımcı oluyor. Bu yollar, ayrıca müdahale ekiplerine hızlı erişim imkânı sunuyor ve karşı ateş gibi taktik müdahaleleri mümkün kılıyor
Yangın ekipleri güçlendirilmeli: Özellikle orman köylerine yakın bölgelerde hızlı müdahale ekipleri sürekli hazır bulunmalı.
Belediyeler ve Karayolları Genel Müdürlüğü yaz sezonunda yol kenarlarında ve orman sınırlarında biriken kuru otları temizlemeli: Kurumuş otlar yangınların hızla yayılmasına neden olan en tehlikeli unsurlardan biridir. Bu temizlik hem yangının başlamasını önler hem de müdahaleyi kolaylaştırır.
Sürekli eğitim kampanyaları düzenlenmeli: Okullarda, köylerde, turizm bölgelerinde yangınlara karşı bilinçlendirme çalışmaları yürütülmeli.
Orman yasakları: Hava sıcaklıklarının yüksek olacağı günler için mesire alanları, orman parkları, tabiat parkları ve günübirlik kullanım alanlarında mangal/semaver/ateş yakılabilecek yerler ve yakılmayacak ateşsiz piknik yerleri belirlenmeli.
Harman yasakları: Hava sıcaklıklarının yüksek olacağı ve olağanüstü hava hallerinin yaşanacağı gülerde yangın riskine karşı biçerdöver ve balya makinelerinin kullanımını yasaklanmalı.
Yasal yaptırımlar: Orman yangınlarına karşı yasal yaptırımlar artırılmalı.
Bu Dünya Hepimizin
Bir orman yandığında, sadece ağaçlar değil biyoçeşitliliğimiz, temiz havamız ve su kaynaklarımız da yok oluyor. Ama çözüm aslında çok basit: Duyarlı olmak.
Orman yangınlarıyla savaşmak, sadece itfaiyecilerin ya da devletin işi değil. Bu hepimizin meselesi. Çünkü bu dünya hepimizin. Ve bu yangın hepimizi yakıyor.