Ülkemizin her kösesi tarih, kültür ve medeniyet barindirmakta. Tarihte önemli bir yeri olan Kastamonu ilimizin Devrekâni ilçesinde bunlardan birisi.
Geçtigimiz haftalarda aslen Devrekânili olan Yüksel Bakir kardesim ile bu ilçemize yaptigim ziyarette birbirinden ilginç ve bir o kadar önemli bilgiler ögrenme imkâni buldum.
Gezip gördüklerim ve ögrendigim bu önemli tarihi bilgileri sizlerle paylasmak adina bu yaziyi kaleme almis bulunmaktayim.
Devrekâni’yi yine Devrekânili Seyyid Kurtseyh Dede’nin soyundan gelen kiymetli bir dost Fikret Özkan’in mihmandarliginda gezip dolasmam bana ayri bir deger katti.
Onun rehberligi esliginde ögrendigim bilgiler benim için çok kiymete haiz bilgiler oldu. Küçük ama sirin bu Anadolu sehrini özümseyerek tanimanizi isterim.
Devrekâni ilçesi ve civari yazili tarih dönemi ve daha önceki çaglarda devamli meskûn bir yerlesim yeridir. Bölgede yapilan kazi çalismalarinda Taktak ve Malak köyleri çevresinde bulunan el baltalari ve diger buluntular, Kastamonu ve Devrekâni de ilk Devrekâni yerlesmenin Alt Paleolitik Döneme dayandigini göstermektedir.
1994-1997 yillarinda ilçenin Kinik Köyünde yapilan kazi ve arastirma çalismalari bölgede M.Ö. 3000 yillarinda yerlesmelerin oldugu tespit edilmistir.
Bu kazi çalismalarinda özellikle Hititler Dönemine ait zengin bulgular elde edilmistir. Devrekâni isminin Isfendiyarogullari zamaninda bu yörenin geçici olarak konaklama amaci ile HAN olarak kullanilmasindan ve “Devlethani” olarak isimlendirmesinden ortaya çiktigi rivayet olunmaktadir. Devlethani ismi zaman içinde halk dilinde “Devrekâni” ye dönüsmüstür.
Çok eski bir yerlesim yeri olan Devrekâni, sinesinde barindirdigi tarihi ve kültürel eserleriyle müstesna bir yere sahiptir. Bu tarihi dokunun içinde önemli bir yer tutanlardan birisi de Seyyid Kurtseyh Dede’nin kabri.
Devrekâni için oldukça önemli olan Seyyid Kurtseyh Dede, en son bulunan arsiv kayitlarina göre Kastamonu fatihi Atabeygazi ismiyle meshur Beylerbeyi Hüsameddin Çoban Bey ile birlikte Kastamonu'nun manevi fatihlerinden biri olarak bölgeye gelmis ve Kastamonu ili Devrekâni ilçesinde Kurtseyh Zaviyesi'ni kurmustur.
Devrekâni Anadolu beylikleri Çobanogullari ve Candarogullari döneminde önemli bir yerlesim yeri olmustur. Candarogullari Beyligi'nin Yazlik Sarayi da Devrekâni Çayircik Mahallesi'nde yer almaktadir.
Candaroglu Isfendiyar Bey oglu Ibrahim Bey'in kizi, Candaroglu Ismail Bey'in kiz kardesi, II. Murad Han'in Zevcesi ve Fatih Sultan Mehmed Han'in annesi Hatice Alime Huma Hatun bu Saray dan gelin gitmistir. Bu bilgi Osmanli Sicilleri ile sabittir.
Seyyid Kurtseyh Dede de Anadolu'nun Türklesmesi ve Islamlasmasi için Anadolu’ya ilk gelenler arasindadir. Kastamonu’ya ilk yerlesen Alp Erenlerden biri olan Seyyid Kurtseyh Dede’nin soyu baba tarafindan Hz. Hüseyin (r.a.)'a dayanmaktadir.
Seyyid Kurtseyh Dede tarafindan kurulmus olan tekkede kendisinden sonra oglu veya torunu Seyyid Abdülvehhab Efendi, sonra oglu Veli Dede, ondan sonra da oglu Ahmet Dede mesihat makaminda bulunmustur.
II. Beyazit döneminde tekkenin açik ve Kurtseyh evladindan Ahmet Efendi’nin seyhlik makaminda bulundugu, fakir, fukara ve yolculara burada yemek ikram edildigi kayitlarda geçmektedir.
Seyh Ahmed Dede’nin zamaninda Kastamonu'da maruf ve meshur 21 zatin sehadeti, Nakibül Esraf Kaymakaminin onayi ile Seyyid ve Seyh olduklari ayni zamanda Seyyid Kurtseyh' in evladi olduklari tasdik edilmistir.
Seyyid Kurtseyh Dede'nin mezar tasinda kimliginin yaninda Kayi “IYI” tamgasi bulunmaktadir. Bu da soyunun bir tarafinin da Oguz Kagan'a dayandigini göstermektedir.
Zaviyenin resmi nüfusa kayitli en son seyhleri sirasiyla Seyyid Halil Efendi, oglu Seyyid Sati Efendi, oglu Seyyid Molla Mehmed Efendi'dir. Zaviyeler kapatildiktan sonra Ahmed Kureysi olarak bilinen Ahmet Tekkesinoglu, idarenin tavsiyesi üzerine soy adini Özkan olarak degistirmis olup, 1987 yilinda vefat etmis, onun oglu Mehmet Zeki Özkan ve Metin Özkan'in vefati üzerine Metin Özkan'in çocuklari ve Mehmet Zeki Özkan'in oglu Seyyid Fikret Özkan henüz hayattadir.
Seyyid Kurtseyh Dede Çobanogullari tarafindan kendisine bagislanan arazileri vakif haline getirmis ve Anadolu'ya gelen Türkleri buralara iskân ettirmistir.
Devrekâni’nin en büyük mahallesi neredeyse ilçenin yarisi olan Kurtseyh Mahallesi’dir. Kurtseyh Dedenin Zaviyesi'nin önünde bulunan dibek tasina benzer içi oyuk tasin da ilginç bir hikayesi bulunmaktadir.
Rivayetlere göre oyuk tasa 2 km kadar uzakta bulunan Balabanlar Köyü'nden tahta oluklar ile süt akitildigi ve bu sütü her sabah buraya gelen kurtlarin içtigi anlatilmaktadir.
Kurtlar buradan süt içtikten sonra bölge de yasayan bütün canlilari diger hayvanlarin tehlikesine karsi korumaya çalismakta imisler.
Zamanla bu oluga süt getirilmesi imkâni ortadan kalmasindan sonra ise son yillara kadar her yil Hidirellez gecesi kurtlarin gelip bu olduktan su içtikleri ve Kurtseyh Dede'nin kabrinin etrafinda dolasip kimsenin malina ve canina zarar vermeksizin gittikleri birçok sahidin sehadeti ile bilinmektedir.
Devrekâni ilçesinde gezilip görülecek yerler arasinda Akdogan Selalesi, Yaraligöz Mesire alani, Belovacik Balikli Göl Beyler Baraji, Alçilar köyünde yer alan “Sisli ve Gizemli Magara” olarak bilinen adini tabii yapisindan almis, barindirdigi sarkit ve dikitlerle ziyaretçilerine görsel sölen sunan Alçilar Magarasi ve Hatice Hüma Alime Sultan’in gelin olarak gittigi saray ve çevresinde bulunan hamam yer almaktadir.
Devrekâni’nin kültürel ve tarihi atmosferini soluduktan sonra burada yöreye özgü yemeklerinden yememek olmaz. Yörenin en önde gelen yemegi elbette banduma. Bununla birlikte cirik (sikma), etli ekmek, dügün böregi ve haluska gelmektedir.
Candan insanlari ile, Anadolu’nun Türklesmesi ve Islamlasmasinda önemli rol oynayan Devrekâni tarihe sahitlik eden bir yer.
Bugün özellikle pancar ekimi, sarimsak ekimi gibi önemli tarim ürünleriyle ülke ekonomisine katki sunmakla birlikte kendi çapinda sanayi gelisimiyle de kalkinmasini sürdürmektedir.
Sicakligi ile bizleri kusatan Anadolu insanlarini bagrinda barindiran bu sirin ilçeyi ve Kastamonu’yu mutlaka görmelisiniz.