Türkiye'nin geleceğini belirleyecek en kritik alan hiç şüphesiz eğitimdir. Ancak eğitim sistemimiz yıllardır kronikleşmiş bazı yapısal sorunlarla mücadele etmektedir. Eğitim sistemi müfredat, öğretmen eğitimi ve ders kitaplarının içeriği temelinde sağlam temellere oturtulabilir. Sorun-çözüm odaklı bazı konuları ele alalım.
1. Merkeziyetçi Müfredat ve Tek Tipli Eğitim
Sorun:
Türkiye’de müfredat, tüm öğrencilere tek tip bir eğitim modeli sunmaktadır. Coğrafi, kültürel ve bireysel farklılıklar gözetilmeden tek merkezden belirlenen içerikler dayatılmakta, öğrencilerin ilgi ve yetenekleri yeterince dikkate alınmamaktadır. Esneklik ilkesi olsa da pek uygulanamamaktadır.
Çözüm:
2. Zorunlu ve Uzun Süreli Eğitim Dayatması
Sorun:
12 yıl zorunlu eğitim sistemi, hem öğrenme motivasyonunu düşürmekte hem de üretken genç nüfusun meslek edinmesini geciktirmektedir. Birçok genç, hayatına geç başlamaktadır.
Çözüm:
3. Mesleki Eğitimin İtibarsızlaştırılması
Sorun:
Meslek liseleri uzun yıllardır "başarısız öğrencilerin gittiği yer" algısıyla değer kaybetmiştir. Oysa sanayi, tarım, teknoloji ve hizmet sektörlerinin nitelikli işgücüne büyük ihtiyacı vardır.
Çözüm:
4. Sınav Odaklı Eğitim ve Gençliğin Umutsuzluğu
Sorun:
Öğrenciler, ilkokuldan itibaren sınav merkezli bir yarışa sokuluyor. LGS, YKS, KPSS gibi sınavlar bireysel gelişimi gölgelemekte, gençlerde stres ve umutsuzluk üretmektedir.
Çözüm:
5. Öğretmen Yetiştirme ve Mesleki Gelişim Eksikliği
Sorun:
Öğretmenlik, toplumda hak ettiği itibarı kaybetmekte ve öğretmenler sürekli değişen müfredatlar ve bürokrasi arasında tükenmektedir. Öğretmenler ayrıca mefkûresini kaybetmekle karşı karşıya kalmaktadır.
Çözüm:
6. Dijital Yetersizlik ve Teknoloji Uyum Problemi
Sorun:
Pandemi süreci, dijital eğitimdeki eksiklikleri acı bir şekilde göstermiştir. Altyapı eksikliği, içerik yetersizliği ve dijital pedagojik bilgi eksikliği önemli bir problem haline gelmiştir. Diğer taraftan uzaktan eğitimle sağlıklı bir eğitim süreci oluşturulamamış ve ders çalışma yerine bağımlılık düzeyi artmıştır.
Çözüm:
7. Ahlak, Değerler ve Kimlik İnşâsında Boşluk
Sorun:
Modern eğitim modelleri, ferdin sadece meslek sahibi olmasına odaklanıyor. Hâlbuki sağlam bir toplum için ahlaklı, değerlerine sahip çıkan fertler yetiştirmek esastır. Bakan tekin döneminde Maarif Müfredatına her ne kadar değerler eklenmiş olsa da bu değerleri verecek olan öğretmen eğitimi ve kitap yazımı da bir o kadar önemlidir.
Çözüm:
8. Adaletsiz ve Bilimdışı Karma Eğitim
Sorun:
Türkiye’de uzun yıllardır uygulanan zorunlu karma eğitim modeli, "eşitlik" adına dayatılmakta; fakat biyolojik, psikolojik ve pedagojik farklılıklar göz ardı edilmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalar, kız ve erkek öğrencilerin hem zihinsel gelişim hem de öğrenme tarzları açısından farklılık gösterdiğini ortaya koymuştur.
Örneğin kız çocukları, sözel becerilerde daha erken gelişim gösterirken; erkek çocukları sayısal ve mekânsal düşünme alanlarında daha hızlı ilerlemektedir. Ayrıca, dikkat süreleri, motivasyon kaynakları ve öğrenme stratejileri de cinsiyetlere göre değişmektedir. Bu doğal farklılıklar, karma sınıf yapısında çoğunlukla göz ardı edilmekte; hem kızlar hem erkekler kendi potansiyellerine uygun eğitim ortamından mahrum kalmaktadır.
Buna rağmen, herkes için "zorunlu karma eğitim" dayatması demokratik ilkelere de aykırıdır. Aileler, çocuklarının hangi eğitim ortamında daha iyi gelişeceğine karar verme hakkına sahip olmalıdır.
Çözüm:
Böylece, hem kız öğrenciler hem de erkek öğrenciler kendi öğrenme tarzlarına daha uygun, motivasyonu yüksek ve başarı odaklı ortamlarda yetişebileceklerdir. Bu yaklaşım, eğitimde adaleti ve bilimsel gerçeklere uyumu esas alarak geleceğimizin daha sağlam inşa edilmesini sağlayacaktır.
Türkiye’nin eğitim sorunları çözümsüz değildir. Ancak köklü ve samimi reformlara ihtiyaç vardır. Bunu yapacak uzmanlar seçilirken de alanında uzman ve bu toplumun değerlerini bilenler arasından seçilmelidir. Eğitim sistemimiz, ferdin ruhunu da inşa eden, yeteneklerini geliştiren, üretken ve ahlaklı fertler yetiştiren bir yapıya kavuşmalıdır. Eğitim, sadece sınav kazandıran değil; kendini, ailesini ve toplumunu ihya eden nesiller yetiştirmelidir.
Bu değişim için irade, cesaret ve milli bir vizyon gerekmektedir. Unutmayalım: Eğitimi düzelten millet, geleceğini kurtarır. Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin sağlam bir ekiple Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ edecek ekibi hazırlamalıdır. Nitekim neslimiz ve medeniyetimiz hızla çözüldü ve yıkıma doğru gidiyor. Bu fırsat bir daha ele geçmeyebilir.
1987 yılında doğdu. Adana Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun oldu. İbni Sina’nın insana bütünsel yaklaşımı gereği eğitimine Sosyoloji, Psikoloji, Psikoloji yüksek lisans ve Sosyal medya yöneticiliği, Çocuk gelişimi ile devam etti. Klinik psikoloji doktorası yaptı. Çocuk eğitimi, gençlik eğitimi, yetişkin eğitimi; bireysel gelişim; bilinçli medya kullanımı, ailede eğitim ve iletişim konularda eğitim seminerleri vermektedir.1700’ü aşkın eğitim semineri ve konferansı verdi. Aile Bilim Kültür ve Eğitim Derneği’ni kurdu, evli ve dört çocuk babasıdır. “Neslin ihyâsı ve Medeniyetin inşâsı” mefkûresiyle çalışmakta ve konferanslar vermektedir. Çalışmalarını Özel Adana Huzur Aile Danışma Merkezi’nde yürütmektedir. Yazar’ın yayınlanan 10 kitabı bulunmaktadır.