Yakup EVİRGEN

Tarih: 21.10.2025 10:35

Trafik Cezalarında Akıl Almaz Artış: Adalet Nerede?

Facebook Twitter Linked-in

Son dönemde trafik cezalarında yapılan ve "akıl almaz" olarak nitelendirilebilecek parasal artışlar, toplumun geniş bir kesiminde haklı bir endişe ve tepkiyle karşılanmıştır. Bu konunun, yalnızca bir ceza politikası olarak değil, bilimsel, sosyolojik, ekonomik ve ahlaki boyutlarıyla da ele alınması elzemdir.

Söz konusu düzenlemede, "dur ihtarına uymama" gibi bir ihlal için getirilen 200.000 TL'lik ceza vatandaşların ekonomik gerçekleriyle bağdaşmamaktadır. Cezaların caydırıcı olması gerektiği açıktır; ancak caydırıcılık, cezanın adil ve ölçülü olması ilkesiyle ayrılmaz bir bütündür. Maaş artış oranları ve enflasyon gibi ekonomik göstergelerle kıyaslandığında, bazı cezalarda görülen yüz katı aşan artışlar, "orantısızlık" sorununu bariz bir şekilde ortaya koymaktadır.

Karar alma sürecinin, toplumun farklı katmanları üzerindeki olası etkilerine dair kapsamlı bir sosyolojik ve ekonomik etki analizinden geçtiğine dair yeterli kanıt bulunmamaktadır. Bu durum, kararların "keyfe keder" alındığı yönündeki eleştirileri güçlendirmektedir. Hukuk devleti, kural koyucunun keyfiliğinin değil, öngörülebilirliğin ve adaletin teminatıdır.

“Cezaların caydırıcı olması gerekir, ancak caydırıcılık adaletle birlikte yürümelidir; aksi takdirde ceza, adaleti değil öfkeyi doğurur.”

Ayrıca, uygulayıcılar nezdinde doğurabileceği sakıncalar da göz ardı edilmemelidir. Polis ve memurlarımızın büyük çoğunluğu görevlerini liyakatle yerine getirse de, bu denli yüksek cezaların, nadir de olsa, kişisel kızgınlık veya önyargı gibi duygularla istismar edilme riski, ciddi bir bireysel mağduriyet potansiyeli taşımaktadır.

Yakın zamanda eğitim sistemimizle ilgili benzer bir kanun tasarısının Cumhurbaşkanlığı makamınca veto edilerek, toplumsal uzlaşı ve sağduyu ihtiyacına işaret edilmesi umut vericidir. Aynı sağduyunun, vatandaşın hanesine doğrudan ve ağır bir yük getiren bu ceza artışları için de gösterilmesini temenni ediyoruz.

Sonuç olarak, trafik cezalarını düzenleyen mevzuat değişikliğinin;

Ekonomik ve sosyal gerçeklerle uyumlu, ölçülü ve orantılı hale getirilmesi,

Bilimsel ve sosyolojik veriler ışığında, toplumun tüm kesimleri düşünülerek şeffaf bir süreçle yeniden değerlendirilmesi,

Yeni bir değerlendirme yapılmayacaksa, adaletin ve hukuk devleti ilkelerinin tesisi için CB makamınca veto edilmesi

uygun olacaktır diye düşünüyorum.

Sizce cezalar caydırıcılığı mı artırıyor, yoksa adalete olan güveni mi zedeliyor? Fikirlerinizi yorumlarda paylaşın.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —