Okuma süresi: 3 dakika
Meşhur bir söz vardır ya hani,
“Sen bu dünyaya yalamaya mı geldin?” diye.
Bazı insanlar için bu deyim tam cuk oturuyor.
Bu tip adamlar, yalamak için hiçbir fırsatı kaçırmazlar.
“Dün köpek dediklerine bugün öpek” derler.
Yaladıkları insanın kalibresi, kalitesi önemli değildir.
Adam olup olmaması da mühim değildir.
Onlar için önemli olan tek şey, yaladıkları kişinin cukkası veya makamıdır.
Yaladıkları adamın sahip olduğu değerler değil, kendilerinin sahip olacağı şeylerdir aslolan.
Dikkat edin; makamlar değişir ama yalayanlar asla değişmez.
Dilleri artık alışmıştır yalamaya.
Aslında onlara göre yaladıkları ... değil, kendi menfaatleridir.
Otuz küsur yıl devlet hizmetimde gördüğüm en mide bulandırıcı şey yalakalıktır.
Devir değişir, dönem değişir, koltuktaki değişir ama yalayan değişmez.
O kadar yüzsüzdürler ki (belki de çok yüzlü), menfaat bekledikleri kişi yüzlerine bevletse “Ne güzel yağmur yağıyor” derler.
Burada bir hatıram aklıma geldi:
Yıllar önce, FETÖ’den atılan rektör döneminde görev alan biri, kendisine “Hayırlı olsun” demeye gitmedim diye bana sitem dolu haberler salmıştı.
Ben de üzülmesin, madem ağzıyla davet etti diye, hayırlı olsun demeye odasına gittim. Yoksa asla ve kat’a gitmezdim.
Sohbet, muhabbet derken vakit uzadı. Hatta servis kaçar diye kalkmak istediğimizde,
“Ben sizi bırakırım.” dedi ve gerçekten de bıraktı.
“Makamlar değişir ama yalayan değişmez; değişen sadece menfaatin yönüdür.”
Bu vatandaş, sözün bir yerinde kendini parlatmak, pazarlamak için olacak ki:
“Ben falan rektör döneminde de, filan rektör döneminde de, fişmekan rektör döneminde de görev aldım. Benim görev almamı özellikle istediler.” dedi.
Herhalde benim, “Maşallah, demek ki bilgi ve birikim olarak vazgeçilmez birisiniz.” dememi bekliyordu.
Ama değerlendirmemin zoruna gideceğini bilmiyordu.
“Sizce bu durum normal mi?” diye sordum.
“Tabii ki normal, neden normal olmasın ki?” deyince ben golü attım:
“Bakın sevgili dostum, saydığınız rektörlerin her biri farklı görüşlere ve farklı özelliklere sahip insanlar.
Onlar belki sizinle çalışmak isteyebilirler ancak siz üç farklı özellikteki rektörle anlaşıp çalışabiliyorsanız bu, sizin vazgeçilmez olduğunuzu değil; her şarta, her kişiye göre değiştiğinizi ve dönemin adamı olduğunuzu gösterir.” dedim.
Muhtemeldir ki adamcağız bunu beklemiyordu. Morardı, kızardı, kem küm etti.
Sizce de öyle değil mi?
Her insana göre değişen insan, kişilikli biri olabilir mi?
Asla ve asla olamaz.
Her insana göre değişiyorsanız bir şeylerden ödün veriyorsunuz demektir—
İnsanlığınızdan, değerlerinizden…
Bugün etrafımıza bakıyoruz; ortalık yalaka, fırıldak kaynıyor.
Üç kuruşluk dünya menfaati için, şahsının yanında vatanı, dini, imanı, adaleti, hakkı, hukuku satıyor.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun dediği gibi:
“Bir saniyesine bile hâkim olamadığımız bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yok!”
Her devrin değil, Hakk’ın adamı olan…
Adam gibi adamlara selam olsun.
Sizce toplumda en çok hangi davranışlar kişilik erozyonuna yol açıyor? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Kategori: Karakter Analizi – Sosyal Eleştiri
