• BIST 100

    10970,11%0,47
  • DOLAR

    42,52% 0,06
  • EURO

    49,59% 0,02
  • GRAM ALTIN

    5775,26% 0,40
  • Ç. ALTIN

    9314,94% 0,16

ZÜLEYHA ÇAĞLAYAN


YABANCI İSTİHBARATLAR İŞ ÜZERİNDE!!!

Endişeyle Başlangıç


Bu ülkede yaşayan sorumluluk sahibi , vatan millet sevdalısı, ülkesi ile ilgili her konunun kaygısını gönlüne yük eden, düşünen, yazan/çizen bir insan olarak son günlerde endişelerimin arttığını söyleyerek başlamak istiyorum söze…

Yazınca, birileri ile gönül yükümü paylaşınca sorumluluğumu paylaşıp bir nebze hafifliyorum sanırım.… Yazmasam yüreğim kangren olacak gibi geliyor nedense… Bu hissiyat ile geçtim yine bilgisayarın başına… ve bilin istedim milletin derdi ile dertlenenden kimseye zarar gelmez.

Tekrarlayan Senaryoların Hızı

Son iki üç yıldır olagelen ve şiddeti her geçen gün artan ahlaksız siyasi saltolar beni de, bu saltoları okumayı becerebilen pek çok kişiyi de endişeye boğuyor çünkü malum… Benim açımdan beklenen ancak istenmeyen bir dizi tezgah daha şiddetle geliyor belliki… Öncesi yok mu var tabiki… Ancak freni patlamış bir kamyon gibi hızlanıyor son bir kaç yıldır başlayan bu tekrarcı senaryolar.

Geçmişin İzleri: Operasyonların Arkasında Kim Var?

Ergenekon / Balyoz sürecinde operasyonlar başladığında muhalefet cephesinden pek çok dostum olup bitenler için Ak partiyi suçluyordu. Uzun bir gözlem döneminden sonra bu operasyonların ardında Ak partiyi çok çok aşan, her yapının içerisine yerleşmiş başka bir güç olduğu yorumunu yapmıştım. Nihayetinde bir kısmı müstesna bu operasyonların fetö menşeeli, dolayısı ile bazı dış istihbarat yapılarınca servis edilmiş operasyonlar olduğu yıllar sonra ortaya çıktı. O gün de, 15 Temmuzda da yapılmaya çalışılan; Türkiye siyasetini dizayn etmekti. Ve bu gün… siyasetin dizaynı için ilmek ilmek örülüyor olaylar. Son üç dört yıldır siyasette güçlü görülen adaylar aleyhine sözde yazar çizerlere ücreti mukabil yazdırılan yazılarla, yaptırılan programlarla, yazılı görsel medya vasıtası ile bir yandan , menfaati zarar gören mafya bozuntuları , uyuşturucu kartelleri , suç yapıları kullanılarak öte yandan yapılan itibar suikastlerinin ardında kimlerin olduğu işte o günleri okuyabilmekte saklı. A ve B planı olarak servis edilmesi planlanan iki adayın cilalanması ve dahi ileride bu günlerde yaşadıkları olumsuzluklardan birer “mağdur kral” çıkartılacak olması da böyle okunmalıdır. Muhsin başkanın ölümü , vakti ile diğer siyasi figürlerin bir şekilde halının altına süpürülmesi de yaklaşan bir hamlenin öncülleri idi…. Bir önceki dönem İç işleri Bakanı İstanbul milletvekili Sn. Süleyman SOYLU’ya yapılanlara uzunca bir süre anlam verememiştik. Pek çok insan yalan ve sahte delil uydurmakta mahir bu yapıların amaçladıkları kirli algının kucağına düştü. Ancak Türkiyenin yakın tarihini iyi gözlemleyenler büyük resime baktığında bunun da bir ön alma operasyonu olduğunu fark edebiliyordu. Aynı istihbarat örgütünün kendilerince vaktin daralması nedeni ile üç beş gün önce eş zamanlı başlattığı hızlandırılmış bir hamlesine daha muhatap oluyoruz yine. Erek elbette ve o kadar belli ki ; Sn. SOYLU’nun siyasi arenada bulunma ihtimalini sıfırlamak üzerine kurgulanmış. Suya yazılan bunca iftiranın hesabını bir soran elbet bulunur. Neticede müslüman Rabbin Es-Semi ve El-Basır sıfatlarını idrak edebilendir.

Tarafsızca Bakmak Yeterli

Sn. SOYLU’nun başına gelenleri anlamak için Sn.SOYLU’ya taraf olmaya yada fanı olmaya da gerek yok. Bu ülkenin güzel yürekli siyasi figürlerinin yaşadıklarına, Türkiyenin yakın tarihinde siyasi arenadan o yada bu şekilde çekilen silinen insanlara yaşatılanlara hakim olmak neler olup bittiğini anlamak için yeterli. Sonuç itibarı ile Menderes’leri asan , 17/25 Aralıkla algı ile itibarı hedef alan, Gezi gibi bir sivil kalkışma , 15 Temmuz gibi askeri bir darbe teşebbüsü ile hükümet devirmeye kalkan yapıların kol gezdiği bir ülkenin evlatlarıyız. Örnekler çoğaltılabilir. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Belediye başkanlığından bu güne defalarca iftiralara, algılara, asılsız suçlamalara muhatap olmuş kendisine yönelen bunca oyunu milletin fetaseti ile bertaraf etmiştir.

Güncel Oyun: İtibar Bağlantıları ve Hedeflenen İsimler

Şimdi gözümüzün önünde bunca benzer örnek varken olup bitenleri irdeleyelim. Son günlerde , daha öncesinde de benzer bir çaba bulunmakla birlikte Sezgin Baran KORKMAZ, Paramount Otel ve Cihan Ekşioğlu’nu; yine Sezgin Baran KORKMAZ’ın Fatih ALTAYLI’ya yaptığı açıklamalara rağmen Sn.SOYLU ile bağlantılandırma gayretinde yükselen bir ivme görüyoruz. Bu ivme onu da siyaset arşivine kaldırma gayretidir. Çünkü onun varlığı önümüzdeki günlerde ( aylarda) sıkça duymaya başlayacağımız iki ismin siyasi varlığının devamı açısından tehlike olarak görülmektedir. Ve yine çünkü; Sn. SOYLU yüreğinin, Anadolu’nun evlatlarına vatan gibi, baba ocağı gibi, memleket gibi ardına kadar açık olduğunu defalarca kez kanıtlamıştır . Kibirden azade kişiliği ile iletişim kuramadığı , kurmadığı, uzak kaldığı insan kitlesi bulunmayan Sn.SOYLU batıdan doğuya, mazlum ve mağdur tüm coğrafyalara sınır boyundan, kentlerin göbeğine kadar fethetmedik gönül bırakmamıştır. Onun yedi bölgede tüm etnik kökenlerde bulduğu karşılık hem kucaklayıcı hem koruyucu kimliğinden sadır bir neticedir.

Neden Bu Saldırı?

Bu karşılık farklı hesapların istenmeyen alternatifi olarak düşünüldüğü için Sn. SOYLU’ya yönelen -Türk siyasi tarihinde pek çok kez örneklerinin görüldüğü gibi- her yerden ve fütursuzca bir saldırıya neden olmaktadır.

Yıllardır İşaret Ettiklerim:

Bu güne kadar köşemde yazdığım pek çok yazıda Sn. Süleyman SOYLU’nun yaşadıkları için iki odağı işaret ettim sizlere. Biri kime oy vereceğimize bizi kimin yöneteceğine ( yada yönetemeyeceğine) karar veren dış unsurlar, diğeri o dış unsurların aday olarak gördüğü proje figürler. Ve bu gün Sn.Süleyman SOYLU ve Abdülhamit GÜL’ün yabancı istihbaratlara servis edilen fotoğrafları düştü haber sitelerine. Bu bütün öngörülerin tamamen doğru olduğunun ve Süleyman SOYLU’nun masumiyetinin tek başına ispatıdır. Ve dahi bu; aynı zamanda Sn. SOYLU’dan ne denli korktuklarının da kanıtıdır.

Ne Yapmalıyız?

Ne yapmamız gerek peki ?
İlk yapmamız gereken düşmanın işaretlediği insanlar için onların düşünmemizi istediği şekilde değil kendi fikrimizle, yüreğimizle hüküm vermemizdir.

Milli Duruşu Korumak

Dünya üzerinde dünyayı dizayn eden emperyalist güçler ve onların istihbarat yapıları bu güne kadar pek çok kez Türk siyasetini de dizayn etti. Kah darbe ile, kah sivil kalkışmalar , iç huzursuzluklar ile ve hatta yazılı görsel medya ile kimin hakkında ne düşünmemiz gerektiğine, kimi destekleyip kimden vazgeçeceğimize karar verdiler. 15 Temmuz bizim farkındalığımızın olgunlaştığı bir milattır. Ancak Müslüman Türkün uyanışına vesile olan darbe/ işgal girişimini püskürterek tarih yazan milletimizin bir sorumluluğu daha vardır. O da belli yapılarca hedef alınan ve yok edilmeye çalışılan milli bir duruşu , vatan millet önceliği bulunan, siyasetin içerisindeki değerli kişilikleri bu minvalde korumak ve sahip çıkmaktır.

Türkiye Hepimizin

“Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir.” diyenlere inat siyasi irademizi istihbarat servislerinin tezgahlarından çıkma algı ve projelere kurban edemeyiz. Biz bizden olan siyasetçilerimizin kurban edilmesine göz yumarsak bizi bizden olmayanlar yönetir. Ve bizden bize dair olan ne varsa söküp atarlar.

Unutulmamalıdır bu şövenist bir yaklaşım değildir. Türkü , Kürt’ü, Alevi’si, Sünnisi, Laz’ı, Gürcü’sü, Zazası’, Arap’ı ile bu ülke bizim. Biz Anadolunun adı “Müslüman Türk” takılmış evlatlarıyız.

Son Söz: Biz Yönetiriz


“Bizi” şu saatten sonra ancak “BİZ” yönetiriz!!!

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.