Valla biz eskiden O yola "KÖTÜ YOL" o yola düşene de "YOLLU" diyorduk…
Neyse kinayesi bir yana yazık ediyorsunuz kendinize ülkemin kızları.
Bakın ben kişisel tercihler konusunda çok RİJİT değilim. İsteyen çıplak gezsin cehennemi dünyada yaşamaya başlasın isteyen yüzünü gözünü bile örtsün. Ancak olay toplum ahlakını bozmaya kadar varıyorsa ona onay vermem de sessiz kalmam da söz konusu olamaz.
Bakın bu konser (+18) bir konsermiş. Bu ne demek? Konser biletinin 18 yaş altına satılmaması demek. Ama olay bununla bitiyor mu, 18 yaş üzeri gençlerin ahlaka, hiç bir değere ihtiyacı yok mu? Yahut bak kardeşim 18’i bırak günlerdir milletin gözüne soktuğunuz şehvet akan hareketlerinizi, iç çamaşırlarınızla sergilediğiniz vücutlarınızı; üç beş yaşındaki bebelerin bile izlemesine neden oldunuz. Dünyada öykündüğünüz ve taklit etmeye çalıştığınız müzik ekolü(?) K-POP gruplarına bakın…. Var mı sizin kadar pespayesi, farklı şekillerde gündemde kalmaya çalışanı… yapmayın Amerika Amerika iken MADONNA gibi bir şarkıcıyı Kilise yıllarca aforoz etmedi mi? Ki ben Madonnanın bile kendini bu denli teşhir ettiğine , danslarında showlarında cinselliği bu kadar ön plana çıkartmaya çalıştığına tanık olmadım.
Bu olsa olsa müzikalite anlamında bir yetersizliğin kapatılma çabasıdır diye düşünüyorum.
Şu toplumsal tepkiyi partiyle , dinle, dindarla ilişkilendirmeye çalışıp tepki koyanlar var bir de. Yok artık….. Ben açık bir kadınım ama ekranlarda şu rezilliği görmek istemiyorum. Mesela; bir başka sanatçı da aynı şekilde kamera önüne iç çamaşırıyla geçse, bir doğru yolda o da yapsa, utanma hissiyatı bu çocuklar kadar zayıfsa aynı eleştiriyi ona da yöneltirim!
İdol olmuş şarkıcılara , artistlere bakın! Afedersiniz g.tleri başları ile mi idol olmuşlar. Ne bileyim dışarıdan bir WHİTNEY HOUSTON, CELİNE DİON, hatta dans ve showları ile bir yere gelmiş günümüz ünlüleri SHAKİRA ve JENNİFER LOPEZ bile insanların karşısına geçip popo avuçlamıyor. Avret mahalini izleyicinin gözüne sokmak için sallamıyor…. Bu kadarına pes…. Türkiye’ye gelelim; NEŞE KARABÖCEK’ler, NİLÜFER ’ler, ZERRİN ÖZER, SEZEN AKSU, EMEL SAYIN, artistlerden TÜRKAN ŞORAY, HÜLYA KOÇYİĞİT, FİLİZ AKIN, yenilerden TUĞBA BÜYÜKÜSTÜN , BERGÜZAR KOREL bunlar hiç bir kritere tabi tutmadan sadece SOYUNMAYA, TEŞHİRE, CİNSEL çağrışımlara gerek duymadan sahnede, kameraların önünde sanatı ile var olmaya çalışanlardan ilk aklıma gelenler…
Bakın buraya kadar yazdıklarımı dini hassasiyetlerimizden ve kimliğimizden bağımsız yazdım. Avrupa ülkelerinin ya da Amerika’nın bile böyle hassasiyetiyetleri ve Müslüman kimliği yokken bu aşırılıklara müsamaha gösterilmiyor. Biz de bir de bu var… Yani bir kimliğimiz var o kimlikten doğan sorumluluklarımız var. Sen inanmayabilirsin kardeşim kim ne diyecek, her türlü günahı mübah da görebilirsin. Git kendi “KİŞİSEL” alanında aç, göster, teşhir et, şevhet pompala, istediğin haltı ye…
Ama bana saygı duyacaksın, toplumun dinden, gelenekten, aileden kaynaklı standartlarını koruyacak, saygı göstereceksin. Benim çocuklarıma verdiğim ahlakî normları altüst etmeyeceksin. Benim alanımı ben nasıl korumaya çaba gösteriyorsam sen de buna kişisel özgürlüğünün sınırlarında kalarak saygı duyacak ve saldırmayacaksın. Çünkü ben istemeden benim gözüme soktuğun tüm bu kirli görüntüler -ki ben dediğim Anadoluda yaptıklarınızın tamamını aşırılık olarak gören aileleri bireyleri kastediyorum- bana saldırıdır.

"ÖZGÜRLÜK ÖZGÜRLÜK DİYEREK BAŞKALARININ ALANLARINI TARUMAR EDİYORSUNUZ. ÖZGÜRLÜĞÜDE EŞİTLİĞİDE KADININ KADINCA OLAN HAKKINI HUKUKUNUDA DEJENERE ETTİNİZ."
Bir toplumda ona buna şuna dava açılması elbette tasvip edilmez. Çünkü YARGI ETİK DEĞERLERİN BEKÇİLİĞİNİ YAPAMAZ ama bizde kendini sanatçı zanneden zümre o kadar şirazeden çıktı, ipini koparmış danalara döndü ki kontrol mekanizmasında son noktada olması gereken halka (YARGI) istemsizce ilk başlara kaydı.
Her zaman dediğim gibi değerler eğitimini önceleyen bir eğitim modeli toplumsal kurtuluşumuzdur. Gerisi ne kadar yaptırım uygulasanız , anlatsanız, yazsanız çizseniz de lafügüzaf…
Milli Eğitim Bakanlığına bir çağrı daha yapıyorum; eğitim değerler eğitimi ile başlamalı. İlk iki üç yıl ağırlık değerler eğitimi olmalı , Akademik eğitim artarak sonraki yıllara yayılmalı. Çocuklar ilk okulda nasıl oturup kalkacaklarını, edep sınırlarını, görgü kurallarını, arkadaşın arkadaşa, astın üste, üstün alta, karının kocaya, kocanın karıya, erkeğin kadına, kadının erkeğe nasıl davranması gerektiğini, yalanın yanlışlığını ve sonuçlarını, kul hakkını, hırsızlığın ne denli alçakça olduğunu , öfkenin, şiddetin çirkinliğini, yardımseverliği, güleryüzü, tatlı dili , ahlakı öğrenmelidir. Bu eğitimleri hiç almamış insanlardan yetişen her nesil yozlaşmanın derinleşmesine neden olacaktır. Bu kısır döngünün kırılmasının tek yolu bu konunun Eğitim Kurumlarına devri ile mümkündür.
