• BIST 100

    10970,11%0,47
  • DOLAR

    42,52% 0,06
  • EURO

    49,59% 0,02
  • GRAM ALTIN

    5775,26% 0,40
  • Ç. ALTIN

    9314,94% 0,16

Ercan KUTLU


İnsan Özünü Kaybediyor mu?

Telefon, internet ve yapay zekâ arasında özümüzü kaybetmeye başladık. Peki insan yeniden özüne nasıl dönebilir?


Sevgili dostlarım,

Bu haftaki yazımı biraz dertleşmeye, biraz da hepimizin kalbini yoklamaya ayırmak istedim. Çünkü her gün gördüğüm, yaşadığım ve hissettiğim bir gerçek var: Biz insanlar, hızla kendi özümüzü kaybetmeye başladık. Şundan dolayı bu konuyu seçtim; elimizde telefonlar, yapay zekâ sohbetleri, internet bağımlılığı ve bitmeyen dijital telaş arasında aslında en değerli hazinemiz olan insanlığımızı unutur hale geldik.

Bir zamanlar komşunun kapısını çalıp halini hatırını sorardık, şimdi yan dairede kim oturuyor bilmeyen milyonlarca insan var. Sofralarımızda muhabbet eksilmezdi, şimdi herkesin gözü kendi telefon ekranında. Çocuklarımızla göz göze gelmemiz gerekirken, elimizdeki cihazlarla ekranlara göz gözü oluyoruz.

Özümüzü Kaybetmemizin Sebepleri

Evet dostlarım, insan özünü kaybediyor. Peki sebepler neler?

Birincisi, hız çağı dediğimiz bu dönemde sabrı unuttuk. Her şey “anında” olsun istiyoruz. Bir mesaj hemen gelsin, bir cevap anında verilsin, bir video iki saniyede açılsın… Halbuki insan ruhu “anlık” değil, “süreçlerle” gelişir. Bir çiçeğin açması için güneş, su ve zaman gerek. Bir insanın büyümesi için de aynı şekilde sabır gerek.

İkincisi, değerlerimizden kopuyoruz. Büyüklerimizin anlattığı masalları dinlemeyi, sofrada beraber edilen duaları, bir dostun yüz yüze söylediği içten “nasılsın?” sözünü kaybettik. Artık değerlerimizi telefon ekranlarında “like” butonlarının içine sıkıştırmaya çalışıyoruz.

Üçüncüsü, yalnızlaşma. Sosyal medya milyonlarca kişiyi aynı anda bir araya getiriyor gibi görünüyor ama aslında herkesi kendi odasına hapsediyor. Kalabalıklar içinde yalnız kalıyoruz. Oysa insan, insana dokununca tamamlanır.

Çıkış Yolu: Özümüze Dönüş

Peki özümüze dönüş nasıl olacak?

Bence bunun cevabı basit ama aynı zamanda çok derin: Hayatı sadeleştirerek. Telefonu bir kenara bırakıp evladımızın gözlerine bakarak. Yapay zekâya değil, gerçek dostlarımıza dertleşerek. İnternette harcadığımız zamanı, ailemizle, doğayla ve Rabbimizle bağ kurmaya yönlendirerek.

Özümüze dönüş, aslında yeniden insan olduğumuzu hatırlamak demek. Bir tebessüm, bir selam, bir merhamet sözü… Bunlar küçücük şeyler gibi görünür ama aslında hayatımızın en büyük hazineleridir.

Neler Yapabiliriz?

Günün belli saatlerinde telefonu kenara koyup sadece ailemize odaklanalım.

Çocuklarımızla ekransız vakit geçirelim, onlarla oyun oynayalım.

Büyüklerimizin duasını almayı unutmayalım.

Doğayla bağımızı koparmayalım; ağaçların, kuşların ve gökyüzünün bize söyleyecek çok şeyi var.

Ve en önemlisi, kendimizi Rabbimizle baş başa bırakacak sessiz anlar oluşturalım. Çünkü özümüzü kaybetmemizin en büyük sebebi, O’nu unutmamızdır.

Sevgili dostlar, unutmayalım: Biz teknolojiyi yönetirsek o bize hizmet eder. Ama teknoloji bizi yönetmeye başlarsa özümüzü kaybetmeye devam ederiz. Seçim bizim.

Gelin, özümüze dönüş yolculuğunu bugün başlatalım. Çünkü yarın çok geç olabilir.

Sizce teknoloji bizi mi yönetiyor, yoksa biz teknolojiyi yönetebiliyor muyuz? Görüşlerinizi yorumlarda paylaşın.

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.