Genç Kalemler


İNSAN

Rengin Tok


İnsan insanın kurdudur der Hobbes. Çoğu zaman için bu geçerlidir. Çalıştığın yerde seni arkasında bırakmak isteyenler, sırtından bıçaklayanlar, senin yükselmemen için her şeyi  göze alanlar... 
Dünyalık şeyler için birbirini ezen insanlar. Peki hiç umrumuzda mı 'vicdan' meselesi? 
Biz insanlar kul hakkına girerken hiç mi kalbimiz teklemiyor? 
Hiç mi rahatsız olmuyoruz? Otobüs sırasını kaynatırken, bir kimse hakkında  arkasından konuşurken ya da bir kimseyi küçümserken bile- ağzından bir kelimenin çıkmasına da gerek yok bir göz bakışı yeter- ki o da senin gibi bir insan. Ne eksik ne fazla. 
Hırsızlık, gasp, başkasının malına göz dikmek... Başkasının hak ettiğini çalmak olmaz mı bu? 
Bununla nereye kadar gidebilirsin ki? Elbet birgün haksız kazancın burnundan gelir. 
O zaman mı anlayacaksın? 
O zaman mı aklın başına gelecek? 
Kalk biraz da kendin gayret et! Bir şeyler için mücadele et ve sonra de ki: " Ben bunu hakettim." 
Cefa olmadan sefa olmaz diye boşuna dememişler. Birbirimizin sahip olduğu şeylere göz dikmek bizlere yakışmaz. Böyle bir yerde yaşamak da mümkün olmaz. Herkes birbirinin ardından kuyu kazarsa o kuyuya düşmeyen kişi kalır mı? İki yüzlülük de denmez mi buna? Ayrıca insan insanın yurdudur da. Yolunu kaybettiğinde, başın sıkıştığında ve bir çıkmaza girdiğinde insan yine insana sığınır.  Çünkü bilir ki birlikten kuvvet doğar. Tek kişiyken kalkamadığın güçlüklerin altından birlik olunca ne kadar da kolay kalkabiliyorsun. Aslında bu dünyayı cennete dönüştürende, cehenneme dönüştürende yine insandır.

 

Yazarın Diğer Yazıları


20° / 11.9°

YAZARLAR