Kimi zaman bir uçağa "kalorifer peteği" der geçerler, kimi zaman uzay adımını "turistik gezi" diye küçümserler… Ama biz artık çok iyi biliyoruz: Bu coğrafyada güçlü değilsen yaşama şansın yok!
Savunma sanayii bir lüks değil, var oluş meselesidir. Türkiye bugün savunmada kendi göbeğini kesiyorsa, bu boşuna değil. Yerli uçağını yapıyor, SİHA’larıyla oyun bozuyor, insansız deniz araçlarıyla denge kuruyor. Çünkü tecrübe ettik, yaşadık: Bu topraklarda “hazır al” dersen, bir gün o aldıklarınla seni vururlar.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın da dediği gibi, bizi koruyacak tek şey kendi bileğimizin gücü, kendi evlatlarımızın aklı, kendi yerli teknolojimizdir. Türkiye'nin son 20 yılda attığı adımlar tam da bu gerçeğin farkında olarak atıldı.
Bugün KAAN havalanıyor, SİHA’lar destan yazıyor, savunma ihracatımız artıyor. Dün birilerinin "hayal" dediğine bugün Endonezya sipariş veriyor. Bu tesadüf değil, bu azmin, iradenin, direnişin zaferidir.
Unutmayalım:
Bu coğrafyada güçlü olmayanın nefes alma hakkı bile yok!