• BIST 100

    11193,10%0,03
  • DOLAR

    42,58% 0,03
  • EURO

    49,62% 0,08
  • GRAM ALTIN

    5756,36% 0,35
  • Ç. ALTIN

    9271,20% -0,26

BÜLENT ERTEKIN


Engelli Tuvaletlerinde İhmal: Farkındalık Nerede Kaldı?

Sultanbeyli Merkez Camii’nde engelli bireyler için yapılmış tuvalette yaşanan ihmal, “farkındalık” söylemlerinin gerçeği ne kadar yansıttığını sorgulatan çarpıcı bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.


Böyle bir resmi paylaşmak istemezdim.
Zira, tıpkı şarkıda geçtiği gibi, bir gün önce bir gün sonrasına bakınca (gayri ihtiyari bir şekilde) “İşte bu! Engellilere verilen değer ve farkındalık (!) bu!!!” diyorsunuz.

Burası Sultanbeyli Merkez’de bulunan Merkez Camii’nin avlusundaki abdesthane ve tuvalet.

Buraya girdiğinizde ilk gördüğünüz şey temizlik. Gerçekten de belediye bu konuda çok titiz çalışmış. Yerler, lavabolar, sabunluklar… hepsi mükemmel.
Bir tek engelli bireylerin tuvaleti problemliydi. Eh, “O kadar da olsun değil mi? Farkındalığımız da fark edilsin(!)” demişler herhalde.

“Ne oldu gene sarı dana?” derseniz, resimde de görüldüğü gibi…

Anlatayım.
Kahvaltımızı Vanlı kardeşlerimizin yöresel yemekleriyle yaptıktan bir süre sonra, sıkışıklığa meydan vermemek adına “Bana biraz müsaade, bir ayak yoluna gideyim.” dedim.
Yoksa motorlar su kaynatır, triger kayışı koparsa… Maazallah! Sıkıntı tüm Sultanbeyli eşrafına dokunur da kimseye hakkını ödeyemem (!)

Sultanbeyli Meydanı’nda bulunan Sultanbeyli Camii’nin tuvaletine gittim. İçeri girdim, dediğim gibi her şey mükemmel.
Farkında olunsun diye bir tane alafranga tuvalet konulmuş (!). Allah razı olsun.

Neyse…

İçeri giriyorum veee…
Aaaa! Bir de ne göresiniz ki?
Kokuşunuzu (!) koyacağınız klozetin kapağı yok!

“E canım, sen de bulmuşsun alafranga tuvaleti, daha ne istiyorsun?” diyebilirsiniz.
Doğrudur… Kim bilir kaç öküz ayakta bevl edip idrarını oraya akıtmıştır, değil mi?

İçiniz siniyorsa  gelin de bana büyük tuvaletinizi, abdestinizi nasıl yapacağınızı monolog (!) şeklinde anlatın; bilgime bilgi katmış olmanızdan dolayı size ne dualar ederim, aklınız hafsalanız almaz!

Arıyorsunuz ki bir tuvalet kâğıdı, bir havlu kâğıt olsa da kapağa serelim, mübarek kokuşumuzu (!) rahatça bırakalım…
Hayatımızın en hassas anlarını huzur içinde yaşayalım…
Ama yok! Havlu kâğıt yok, peçete yok, tuvalet kâğıdı yok.

Siz siz olun, tedbirli olun: Melbusat torbanız varsa içine mutlaka bir tuvalet kâğıdı koyun. Ne olur ne olmaz.

“Bitti” diye sevinebilirsiniz.
Durun yahu, daha yeni başladık!

3 Aralık Engelliler Günü idi ya… Farkındalık yaratıyoruz (!).
Bu “yaratmak” sözü de hiç hoş değil haaa… Yaratmak ne demek yahu?!
Yaratmak sadece ve sadece Allah’a mahsustur.

“Gerçek farkındalık, bir günde değil; engelli bireylerin günlük yaşamını kolaylaştıran hizmetlerde kendini gösterir.”

Gelelim taharet musluğuna…
“Hadi ooooh!” dediniz ve rahatladınız… Temizlik yapacaksınız ya…
Aaaa! Taharet musluğu biraz (!) arızalı. Askerlik vazifemizi ifa etmiş iseniz şanslısınız. Zira, merminin hedefi bulması için atıcının -sırasıyla- açık olan gözünü, gezi, arpacığı ve hedefi aynı hizaya getirmesi gerekir. Bu prensibi özetlemek için genellikle "gez, göz, arpacık" kavramı kullanılır. Eğer gezin mesafe ayarı yapılmadıysa (veya mesafe ayarı yoksa), yerçekimi nedeniyle mermi hedefin altına gidecektir
O büyük bir heyecanla beklediğiniz temizliği onikiden vuramasanız da kısmen kıyısından köşesinden halledersiniz.

“Ooooh çok şükür, bunu da kazasız belasız atlattık.” derken, arızalı (!) musluktan fışkıran su akletinize veya iç çamaşırınıza sıçramıştır.
Eh, o kadar da olur canım! Hilton Oteli’nde ihtiyacınızı karşılamıyorsunuz ya… Bu kadar kusur kadı kızında da olur(!)

Neyse… Akletiniz ve donunuz biraz (!) ıslanmıştır; artık huzurlu bir şekilde görevi ifa etmenin mutluluğuyla ayağa kalkmak istersiniz.
İstersiniz de… Tutunacak bir tane dal var, o da sizin işinizi görecek şekilde değil.

“112’yi arasam, zaruretimi ifade etsem acil yardıma gelirler mi?” diye düşünmeden edemedim.

“Yahu kardeşim, vatanın aslan yürekli fedakâr evlatlarını bir de bunun için mi çağıracaksın? Otur oturduğun yerde! Hangi sapı tutacaksan tut, öyle kalk!” diyerek bin bir dualar ve son bir gayret ile vazifemizi ifa ettik.

Evet… Engelliler Günü imiş.
Farkındalığı göstermek için kamu ve özel sektör elinden gelen her şeyi yaptılar. Rabb’im emeği geçen herkesten razı olsun.

Sizlerden, tüm engelli bireyler adına istediğimiz şey ise şu:
Merhamet ve şefkat duygularınızla bizleri ziyadesiyle memnun ediyorsunuz.
Lâkin hayatımızı kolaylaştıran bu gibi basit hadiselerde ise maalesef sınıfta kalıyorsunuz.

Yazılacak, ironi yapılacak daha çok şey var.
Bugün yaşadığım bu olay gerçek bir yaşanmışlıktır.
Bunu ilgili mercilere de ilettim, kayıt altına alındı ve neticesini bekliyorum; aynı zamanda takipteyim.

İlgili kurum ve birimlere şimdiden çok teşekkür ederim.

Selâm ve dua ile
Kategori: Toplum – Engelli Hakları

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.