Prof.Dr. Ali Alaş


EFELER DİYARI AYDIN’IN İNCİRİ

.


Sevgili okuyucularımız, tatil münasebeti ile Efeler diyarı Aydın’a gittiğimizde Demokrasi Şehidi merhum Başbakanımız Adnan MENDERES’in hatıralarının sergilendiği “Adnan Menderes Müzesi”’ni ailece ziyaret ettik. Ziyaretimiz yoğun duygu seli halinde gerçekleşti. Merhum başbakanımızın çok donanımlı, enerjik, çalışkan ve kalbi vatan için çarpan bir vatan evlâdı olduğunu yakinen idrak etme imkânı bulduk. Allah, merhum Şehit başbakanımız Adnan MENDERES’e ve onunla birlikte şehadet mertebesine ulaşan çalışma arkadaşlarına rahmetiyle muamele etsin. Âmin!

Bu vesileyle siyasi hafızamızı nakşeden bu müzeyi ülkemize kazandıran devlet büyüklerimizden Allah razı olsun. Müzede “Aydın’ın dağlarından yağ, ovalarından bal akar” sözünün Adnan Menderes’e ait olduğunu okuyunca bu yazımızı incir meyvesine ayırmaya karar verdim.

İncirin anavatanı Türkiye’dir. Dünyanın muhtelif bölgelerine Anadolu’dan götürülerek yayılmıştır. 2020 yılında ülkemizin incir üretimi 310 bin tondur. Türkiye, Dünya’da %23,6’lık pay ile birinci sıradadır. Türkiye’de üretilen incirin % 57,3’ü (183 bin ton) Aydın ilimizde gerçekleştirilmiştir. Bu ilimizi sırasıyla; İzmir, Bursa, Mersin, Gaziantep ve Muğla izlemektedir. Şubat 2017’de “Aydın İnciri” AB tarafından Coğrafi İşaret olarak tescil edilmiştir. Diğer taraftan “Bursa Siyah İnciri” ve “Ege İnciri” de tescil edilmiştir. İncirde; fosfor, kalsiyum, demir, magnezyum, B1 ve B2 vitaminleri bulunur.

İncir ağacı, Ficus cinsine ait bir çiçekli bir bitkidir. Ficus cinsine ait 750’den fazla çiçekli bitki türü bulunmaktadır. Kauçuk ağacı (Ficus elastica) ve meyvesini severek tükettiğimiz incir ağacı (Ficus carica),  bu türlerden iki tanesidir.

İnsanoğlu, insanlık tarihi kadar eski bir bitki olan incir ağacının meyvesi ile beslendi,   incir ağacının yapraklarından, lateks denilen sütünden, kabukları ve köklerinden ilaç elde edip, tıbbi amaçlarla faydalandı. Mesela incirin yaprakları alkoloidler, kumarinler, triterpenoidler ve flavonoidler bakımından zengindir. Allah’ın Şafi ismi gereğince bu maddelerin anti-kanserojenik ve anti-flamantuar etki oluşturan özellikleri vardır. Mesela İncir ağacının (Ficus carica) yapraklarından izole edilen bergapten ve psoralen denilen maddelerin güçlü bir anti-tümör aktivitesi hayvanlarda yapılan deneysel çalışmalar ile gösterilmiştir.

İncir bitkisinin dişi ve erkek çiçekleri içeren meyveleri ayrı ağaçlar üzerinde bulunur. İncir meyvesinin meydana gelmesi için erkek incirdeki çiçek tozlarının (polen) dişi incir ağacındaki çiçeklere ulaştırılıp, dişi çiçeğin döllenmesi gerekir. Döllenen çiçeğin gelişimi sonucu incir meyvesi yaratılır. Döllenme hadisesi, halk arasında iğlek sineği (Blastophaga psenes) olarak isimlendirilen böcekler vasıtasıyla gerçekleştirilir. Onlar, dişi çiçeğin döllenmesi için yaratıcımız tarafından istihdam edilmiş böceklerdir. Karmaşık biyolojik ve ekolojik ilişkiler içeren bu döngüyü aşağıda olabildiğince sade bir şekilde ifade edeceğim.

İncirde döllenme için; erkek ve dişi çiçeklerin kapalı bir çiçek kılıfı içinde bulunması sebebiyle erkek çiçekte onunla ortak yaşayan iğlek sineği vasıtasıyla polenlerin dişi çiçeklere ulaştırılması gerekir. İncir meyvesinin oluşumu; Rabbimizin tabiatta koyduğu yardımlaşma kanunu gereğince, incir ağacı ile iğlek sineği arasındaki karşılıklı fayda esasına dayanan bir çeşit kazan-kazan politikası olarak ta ifade edebileceğimiz ilişkiye (mutualism) bağlıdır. Bu ilişkiyi çözen insanoğlu, döllenmeyi kolaylaştırmak için iğlek sinekerini içeren erkek incir toplarını dişi incir ağacının belirli bölümlerine asmaktadır. Birer hafta arayla iki ya da üç defa yapılan bu işlem, dişi çiçeklerin döllenebilmesi için elzemdir. Çiftçiler arasında “iğlekleme” denilen bu hadise ile erkek incirdeki çiçek tozları, iğlek sinekeri vasıtasıyla dişi çiçeklere taşınarak döllenme gerçekleştirilir. Döllenen çiçeğin gelişimi ile (40 gün civarında) incir meyvesi yaratılır. İğlekleme işlemi zamanında yapılmazsa, incir meyvesinin elde edilmesi mümkün değildir.

İncir meyvesinin katma değeri yüksek ürünler haline getirilerek ihraç edilmesi halinde ülkemize daha büyük gelirler sağlanabilir. Ayrıca, incir yaprağı, kabuğu, kökü ve sütünden ilaç hammaddesi geliştirilmesi için bilim adamlarımıza, üniversitelerimize ve de araştırma enstitülerimize büyük sorumluluklar düşmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları


18.8° / 12.6°

YAZARLAR