https://search.google.com/search-console/

  • BIST 100

    10642,60%-0,43
  • DOLAR

    40,53% -0,48
  • EURO

    47,61% -0,42
  • GRAM ALTIN

    4352,92% -1,37
  • Ç. ALTIN

    6999,67% -0,32

M.Nuri Bingöl


Bir Esnaf Dükkânında Geçen Gün: Hatıralarla Yoğrulmuş Küçük Bir Dünya

AVM’lerde olmayan bir sıcaklık, etiketlerden öteye geçen bir insanlık... Mehmet Nuri Bingöl’ün kaleminden bir esnaf dükkânında geçen hatıralarla dolu bir gün.


Bir Esnaf Dükkânında Geçen Gün ( Anı)
Mehmet Nuri Bingöl

Sıcak bir yaz öğleden sonrasıydı. Güneş, kentin sokaklarını alevle yıkarken ben gölgeli pasajın içindeki küçük bir giyim dükkânının eşiğinde duruyordum. Dışarıda asfalt titriyor, içeri ise zorlukla giren rüzgârın bile terleyecek hali yoktu. İçeriye adımımı attığımda tanıdık bir serinlik karşıladı beni; hem klimadan gelen ferahlık hem de çocukluğumdan kalma dükkân havasının huzuru...

Burası mahallemizin eskimeyen esnaflarından birine aitti. Raflara özenle dizilmiş jean pantolonlar, renk renk tişörtler, klasik ayakkabılar ve bir duvarda asılı olan Kâbe fotoğrafı... Her şey yerli yerindeydi, düzensizlik bile kendi düzenindeydi sanki. İçeride, gri eşofman takımıyla oturan adam dikkatimi çekti. Dizlerinin üzerinde defter tutar gibi dizilmiş kutulara eğilmiş, belli ki fiyat etiketlerini düzenliyordu. Terinin alnından süzülüşü, yılların yorgunluğunu taşıyordu. Ama o hâlinden şikâyetçi değildi; bu dükkân onun emeğiydi, sabrıyla yoğrulmuş bir ömrün küçük ama kıymetli sahnesiydi.

“Kolay gelsin,” dedim sessizce. Başını kaldırdı, gülümsedi. “Hoş geldin, yılların dostu,” dedi. Bu ses tonunda yılların vakarı vardı. Belki yüzlerce müşteriyle konuşmuştu aynı tonda ama bana sanki hususi bir selam gibiydi. Yanı başındaki ayakkabı kutularına göz gezdirdim: Rego, Spada… Hepsi düzgünce üst üste dizilmişti. O kutuların arasında, çocukken geçirdiği günler canlandı gözümde.

İçerisi dar, kıyafetlerle dolu, hareket etmeye bile zor yer vardı. Ama o darlık bana bir anne kucağı gibi huzur veriyordu. Raflarda katlı gömlekler, askılarda özenle dizilmiş tişörtler... Çocukluğumun bayram alışverişleri geldi aklıma. Babamın elinden tutar, aynı böyle dükkânlarda kumaşına bakarak pantolon seçerdik. Belki de bu yüzden küçük dükkânları hep büyük hatıraların sandığı gibi sevdim.

Arka duvarda üst üste istiflenmiş pantolonlara gözüm takıldı. Aralarına sıkışmış bir sarı poşet yerde dikkat çekiyordu. O da buranın doğal bir parçası gibiydi. Her şey tam olması gerektiği gibiydi burada: biraz kalabalık, biraz sıcak, ama çokça samimi.

O an düşündüm; AVM’lerin parlak vitrinlerinde böyle hikâyeler yok. Orada sadece fiyat etiketleri var, burada ise insan var, emek var, alın teri var. Gri eşofmanlı adamın kutulara eğilmiş hali, bana bir öğretmenin sınıfta yazı yazışını hatırlattı. Belki o da yıllardır bu küçük dünyada binlerce öğrenci yetiştirmişti; hepsi birer müşteri olsa da, her biriyle bir alışverişten çok daha fazlası yaşanmıştı.

Bir dükkân sadece alışverişin değil, hatıraların da mekânıdır. Ben o gün dükkândan bir şey almadım belki ama içimde yumuşak bir tebessümle çıktım dışarıya. Çünkü orada bir zaman kapsülüne girip eski günlerin tozuna dokunmuş, insanın insanla olan sıcak temasını bir kez daha hissetmiştim.

Ve içimden şunu geçirdim: Her mahallede böyle bir dükkân, her dükkânda böyle bir adam olmalı. Yoksa geçmişimizi nereye asarız?

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.