Birçok farklı dil, din ve kültür mozaiğiyle yoğrulan kuzey Mezopotamya’nın önemli bir şehri olan Mardin’in sembol eserlerinden birisi şüphesiz Kasımiye Medresesi’dir. Günümüze kadar mükemmel yapısıyla ayakta kalabilen medrese görenleri büyülemeye devam ediyor. Mimari yapısı iç ve dış görünümü son derece akılcı bir proje olarak yapıldığını gösteriyor.
Mardin medeniyetlerin beşiği bir yerleşim yeri. Milattan öncesi ve sonrasında günümüze gelinceye kadar birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapan Mardin’de Roma döneminden bu yana kültürel birçok eser bulunuyor. Şehir 1071 Malazgirt Savaşı sonrasında Türklerin eline geçtikten sonra Selçukluların akabinde şehir Artukluların egemenliğine girdi. Bu dönemde en parlak dönemini yaşayan Mardin’de Artuklu Dönemine ait bir eser var ki; ilk gördüğümde beni çok etkiledi. 2017 yılı ve sonrasında her Mardin’e gidişimde mutlaka ziyaret ettiğim bu eser, yapımına Artuklu hükümdarı Sultan İsa döneminde inşa edilmeye başlanmış, Timur dönemine kadar devam eden Moğol saldırılarıyla sekteye uğramış sonrasında Akkoyunlu Hükümdarı Cihangir Mirza’nın oğlu Sultan Kasım döneminde 1457-1502 yılları arasında tamamlanmış ‘Kasımiye Medresesi’ dir.
Muhteşem bir mimari özelliğe sahip olan medrese iki katlı, kubbeli, tek ve açık avlulu şekilde inşa edilmiş ve inşasında düzgün kesme taş kullanılmıştır. Mardin denilince akla ilk gelen şey “taş ve kil” dir. Bu ikili Mardin medeniyetinin temel taşıdır. Şehrin güneybatısındaki Mardin Şehir Stadyumunu geçtikten sonra İtfaiye garajından sağa sapılarak 250 metre gidildikten sonra ulaşılabilen Kasımiye Medresesi faal olduğu dönemlerde yalnızca dini eğitimler değil aynı zamanda pozitif bilimlerde özellikle tıp başta olmak üzere astronomi, matematik ve kimya alanında eğitim verdiği bilinmektedir. Medrese oda kapılarının üzerinde bulunan tıp amblemleri her bir odanın tıbbın ayrı bir dalına has eğitim verdiğini gösteriyor. Ayrıca avludan dersliklere girilen kapıların yüksekliği bir metreden biraz fazladır. Bunun sebebi ise “Öğrenci hocasının huzuruna girerken başını eğsin, hürmette kusur etmesin.” 800 yıldan fazla bir tarihe sahip olan medrese kesme taştan yapılmış duvarları, havuzlu avlusu ve kubbeleri ile Mardin’de en çok ziyaret edilen Artuklu Mührünü vuran eserlerden biridir.
Medreseye güney cephesinden ince işçilikli bir taç kapının bağlandığı tonozlu bir kemerli koridordan geçilerek girilir. Medreseyi ziyarete gelenler Kemerli koridor dan geçtikten sonra derslerin gerçekleştiği ana mekâna yönlenirler. Medresenin iç avlusu, etrafı dört taraftan revaklarla çevrili ortasında havuz bulunan dikdörtgen bir yapı şeklindedir. Oldukça büyük olan avlu kısmında yer alan havuzun yapılış mantığı da çok enteresandır. Bu havuzda akan suyun akışı ile doğumdan ölüme kadar insan hayatı ve sonrası simgelenmiştir. Avlunun kuzey cephesinde yer alan eyvanın içindeki çeşmeden akan su kanallar yoluyla havuza iletilir. Çeşmeden çıkan su doğumu, döküldüğü yer gençliği, ince uzun oluk olgunluğu ve suların bir havuzda toplanması ise ölümü temsil eder. Medrese içinde on biri alt katta, on ikisi ise üst katta olmak üzere toplam 23 medrese odası bulunuyor.
Kasımiye Medresesi, eğitim verdiği dönemde bölgenin en zengin ve geliri en yüksek vakfına sahip önemli eğitim merkezlerinden biri olarak kabul edilirdi. Yine 16. yüzyılda Mardin'de en fazla maddi kaynağa sahip medrese olduğu bilinmektedir. Medrese gelirlerinin önemli bir kısmı gayrimenkul kiralarından sağlanırmış, diğer bir kısmı ise köylerin ve mezraların malikâne hisselerinden elde edilirmiş. Medresenin giderleri iki kısma ayrılmış, bir kısmını medresede görevli on sekiz çalışanın giderleri diğer kısmını ise hocaların ve öğrencilerin iaşe masrafları oluştururdu.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında kapatılan medrese içinde iki mescit bir de türbe bulunmaktadır. Türbe de Kasım Bey ve kız kardeşinin mezarları olduğu düşünülmektedir. Medrese içerisindeki ses akustiği de olağanüstü şekilde yankılanır. Bu akustik öğrencilerin dikkatini toplamak için böyle düzenlenmiştir ses avluda ayrı noktalarda farklı şekilde yankı veriyor. Bunun denemesini de yaptık ve inanılmaz şekilde etkilenmiştim. Sadece ses değil aynı zamanda odalara giren ışık da belirli saatlerde farklı gölgeler oluşturuyor bunun sebebi ise zamanın akışını göstermek. Işık bazen bilgi, bazen uyanış olarak yorumlanmaktadır.
Osmanlının son döneminde özellikle vakıf gelirlerinin azalması, savaş, göç vb. sebeplerle kapanan Kasımiye Medresesi uzun bir süre metruk bir halde kullanılamaz hale gelmiştir. 1964 ve 1990 yıllarında restorasyona başlandıysa da bu girişimler neticelenmemiş, 2008'de tam olarak restore edilerek yeniden kültürel hizmete açılmıştır. Her ne kadar günümüzde aktif bir eğitim kurumu olarak hizmet vermese de yine de bir kültürel merkez olarak hayatına devam ediyor. Bugün Cezeri Sanat Müzesi olarak hizmet veren medreseyi yerli ve yabancı turistler ziyaret etmeyi ihmal etmiyor. Zaman zaman bazı özel günlerde çeşitli kültürel etkinliklere, sergilere ve belgesel çekimlerine ve sahipliği de yapman medrese haftanın her günü ziyarete açıktır.
Eşsiz mimarisiyle dikkat çeken Kasımiye Medresesi, Mardin'in yüzlerce yıl efsanelere, masallara, acı ve tatlı olaylara sahne olan, medresenin güneyinde adeta denizi andıran manzarasıyla büyüleyici güzelliğiyle Mezopotamya Ovası'na bakışıyla müthiş bir manzara sunmaktadır. Mezopotamya Ovası’na Kasımiye Medresesi’nden bakış da medreseyi ziyaret edenlere ayrı bir huzur ve gönül rahatlığı sunuyor. Kasımiye Medresesini ve kadim kültürlere ev sahipliği yapan Mardin’i henüz ziyaret etmediyseniz hiç vakit kaybetmeden yönünüzü Mardin’e çevirmelisiniz.
|
|
