Bugün, Izmir'i yazmayacagim.
Bugün, hükümete övgüler ve/veya tenkitler yazmayacagim.
Bugün, magazin yazmayacagim.
Bugün, kösemi baskasinin günahina aglayan, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerine birakacagim.
Ülkemiz yanginlar, seller, firtinalar ile bir imtihan, gerçekten de büyük bir imtihandan geçiyor. Kimileri küresel isinma diyor, kimileri sabotaj diyor, kimi de düzensiz ve kontrolsüz yapilasma diyor. Herkes birseyler söylüyor. Hepsi de dogru hepsi de yapilmasi gereken ciddi ve önemli konular.
Oysa isin bir de manevi boyutu vardi. Hiç kimse niçin, neden "ben/biz ne yaptikta kader böyle musibetler ile bizi imtihan etti, ediyor?" demiyor.
Acaba ilahiyatçilarda tipki herseyi madde de görenler gibi mi görüyor veya düsünüyorlar.?

Kit aklim ve bilgim ile buna, herkesin kalbini mutmain edecek cevabi veremem. Bu nedenle konunun uzmanina birakiyor ve diyorum ki,:
BU DERSI OKUYALIM VE HAYATIMIZA DA TATBIK EDELIM.
Buyrun;
.........
Umûmî musîbetler, ekser nâsin hatasindan geldigi cihetle, o insanlarin ekseri –kism-i a’zami– tevbe ve nedamet ve istigfar etmekle def’ olur.
Birinci Nokta: Nimet ve rahmet-i Ilâhiyenin fiyati, sükürdür. Biz, sükrü hakkiyla vermedik. Evet, rahmetin fiyatini sükürle vermedigimiz gibi, zulmümüzle, isyanimizla gadabi celb ediyoruz. Simdi zemin yüzünde zulüm ve tahribat, küfür ve isyanla, nev-i beser, tam tokada kendini müstehak etti ve dehsetli tokatlar yedi. Elbette bir parça hissemiz de olacak.
• Ikinci Nokta: Hadiste var ki, hatta “Deniz dibindeki baliklar dahi günahkâr ve zalimlerden sekva ediyorlar ki, onlarin yüzünden yagmur kesilir, hatta ‘Bizim nafakamiz azalir’ derler.”
Evet bu zamanlarda öyle günahlar, zulümler oluyor ki, rahmet istemeye yüzümüz kalmiyor; masum hayvanlar da azap çekerler.
• Üçüncü Nokta: âyette vardir: “Öyle musîbetten kaçiniz ki; geldigi vakit zalimlere mahsus kalmaz, masumlar ve mazlumlar da içinde yanar.” [Enfal Sûresi: 25.] Çünkü musîbet-i ammeden masumlar harika bir tarzda yangin içinde selâmette kalsalar, hikmet-i diniye bozulur. Çünkü din bir imtihan, bir tecrübedir. O vakit, Ebu Cehil gibi fenalar, aynen Ebu Bekir-i Siddik (radiyallahü anh) gibi tasdik ederler. Onun için, musîbet-i ammede masumlar da belâ çekerler.
• Dördüncü Nokta: Simdi, malda ve rizikta hilelerle, sû-i istimalle, rüsvetle çok haram karistigi ve ekinciler kendi malina hakkiyla sahip olmadigi ve on adamdan iki üçü tam rahmete müstehak ise, ekincilerin malindan istifade edenlerden bes altisi ya zulüm ile haram karistirmakla, ya sükürsüzlükle rahmete istihkakini kaybediyor.
• Besinci Nokta: Risale-i Nur –bu Anadolu memleketine– belâlarin def’ine ehemmiyetli bir vesiledir. Sadâka nasil belâyi def’ ediyor, onun intisari ve okunmasi küllî bir sadâka nev’inde semavî ve arzî belâlarin def’ine çok emareler ve çok hâdiselerle tebeyyün etmis, hatta Kur’ân’in isaretiyle tahakkuk etmis. Ve yazmasini ve intisarini men etmek zamanlarinda dört defa zelzelelerin baslamasi ve intisariyla durmalari ve Anadolu’da ekser okunmasi Ikinci Harb-i Umûmî’nin Anadolu’ya girmemesine bir vesile oldugu Sûre-i Ve’l-Asr isaret ettigi, bu iki ay kuraklik zamaninda mahkemenin Risale-i Nur’un beraetine ve vatana menfaatli olduguna dair kararini mahkeme-i temyiz tasdik ederek tam bir serbestiyetle Risale-i Nur’un intisar ve okunmasini beklerken, bütün bütün aksine olarak men edilmesi ve mahkemedeki risalelerin sahiplerine iade edilmemesi ve bizi de o cihetle konusmaktan men etmeleri cihetiyle, belâlarin def’ine vesile olan bu küllî sadâka-i maneviye, karsi çikamadi; günahimiz neticesi kuraklik basladi.
• Altinci Nokta: Yagmursuzluk, bir musîbettir ve ceza-i amel bir azaptir. Buna karsi, aglamakla ve hüzün ve kederle, niyaz ve hazinâne yalvarmakla ve pek ciddî nedamet ve tevbe ve istigfarla karsilamak ve Sünnet-i Seniyye dairesinde, bid’alar karismadan, serâitin tayin ettigi tarzda dergâh-i Ilâhiyeye iltica etmek ve duâ ve o hale mahsus ubudiyetle mukabele etmektir.
Hem böyle umûmî musîbetler, ekser nâsin hatasindan geldigi cihetle, o insanlarin ekseri –kism-i a’zami– tevbe ve nedamet ve istigfar etmekle def’ olur.
Emirdag Lâhikasi, s. 61
Rabbim; içinde bulundugumuz bela ve musibetlere sebeb olan hata ve kusurlarimizdan pismanlik vererek millet ve memleketimizi afat'dan kurtulus nasib etsin. Amin.
Selâm ve dua ile.
