Saysan bir degil, iki degil üç degil. Hani derler ya; meydani bos buldun salliyorsun. Gerçi meydan da bos degil ama huy iste can çikiyor da huy çikmiyor. Ne yapsan nafile. Klinik bir vaka deyip doktora götürsen herhalde doktorda "çaresi olmayan bir hastalik. Rahat birakin(!)" der.
Siyaset; millet, devlet ve tüm insanlik için hayirlara vesile olacak tüm icraatlarda bulunma sanatidir, isidir. Bu ise girenler herseyden önce hizmet düsturlari ile hareket ederek girerler. Hangi partiden hangi düsünceden olursa olsunlar elbette ki kendilerince DAVA olarak gördükleri inandiklari bu meslegi önce vatani ve vatanindaki tüm insanlara hiç bir ayrim yapmadan götür(ebil)melidirler.
Oysa nerede ise asirlik çinar agaci gibi olan, kökleri daha da derinlere uzanan güzel vatanimizda bu olmuyor. Nedense hep bu hususta bu siyasi düsüncelerin ben(cil)liginden uzaklasamadigimizdan olsa gerek sürekli patinaj yapiyoruz.
Siyasette; ister siyasetçi olsun isterse siyasi görüsünü kalemiyle ve tüm ruhu ile destekleyen yandaslari veya yoldaslari olsun ifrat ile tefrit arasindaki vasati, yâni orta yolu bulupta medeni bir sekilde tenkit yapamiyoruz. Tartisamiyoruz. Çok sükür ki 80 li yillarda oldugu gibi birbirimizin bu nedenlerden dolayi agzimizi burnumuzu dagitmiyoruz.
Özellikle son zamanlar da ana muhalefet partisi onun lideri ve siyasi kadrolari bu konuda tabiri caizse ellerine su dökülmeyecek söylemlerde bulunuyorlar. Malum daha önceki aylarda da kamuoyunda infial derecesinde beyanatlari olmustu.
Toplum olarak yasadiginiz aci, stres ve sikintili dönemleri çok çabuk unutuyoruz. Oysa geçmisten ders alip gelecegimizi bir daha bu tür hatalar yapmama üzerine insa etmemiz gerekmiyor mu?
TEHDITLERI BIR KEZ DAHA HATIRLAYALIM.
Kiliçdaroglu, 'AK Parti'yi destekleyen is adamlarinin sirketlerine el koyacagiz; muhalefet etmeyen medya kuruluslarinin kapisina kilit vuracagiz. Onlarla çalisan memurlari isten atacagiz. AK Parti'de görev yapanlarin mallarina el koyacagiz.'
......................
"Ama ben senin boynuna neyi takacagimi çok iyi biliyorum. Sen vatan hainisin. Bir sahtekara, kendini bilmeze, sarlatana, rüsvetçiye Türk bayragini fon olarak kullandirtamazsin. Kullandirtan adam vatan hainidir. Açik ve net söylüyorum, vatan hainidir."
........................
CHP grup toplantisindaki konusmasinda ögretmenler için ise
"Mevcut iktidarin pesinden giden ögretmen varsa, kimse kusura bakmasin ben ona ögretmen demem"
........................
Ve bir kaç önce tüm görsel ve yazili medyaya yansiyan KANAL ISTANBUL PROJESI ile alâkali olan yeni TEHDIT,
"Sunu açik ve net olarak ifade edeyim. Ister ihale etsinler, ister etmesinler, kime verirlerse versinler. Iktidar oldugumuzda; bir, eger o ihaleye giren yabanci bir ülke olursa biz o yabanci ülkeyle aramiza mesafe koyacagiz. Iki; bunlarin paralarini kesinlikle ödemeyecegiz.
Peki bu tehditler daha nereye kadar, ne zamana kadar devam edecek. Sorunun cevabini elbette biliyoruz. Lâkin daha öncede bu ülke için yapilan bütün güzel hizmetler içinde "olmaz, yatirmayacagiz, kime ne faydasi var" gibi akla ziyan beyanatlarini da çok iyi biliyoruz. Lâkin bu milletin sagduyulu seçmenleri güzel yapilan isleri her daim alkislamasini da çok iyi bilir.
Tüm bu güzel hizmetlere ragmen, her daim hor görülen, asagilanan seçmen ise; iktidari ve onun hizmetkârlarini tehditle, santajla dolayli yoldan söylenen ihtilal imalari ile degil, hakkini SANDIKTA ve SANDIGA ATTIGI OY ile gereken dersi vermektedir.
"Sözün özü sözün kisa olani imis" der büyüklerimiz. Siz, siz olun bu kafa ve bu zihniyet ve beyanatlar ile giderseniz daha uzun bir müddet iktidari ancak rüyalarinizdaki fantezilerde görürsünüz. Aklinizi basiniza alin, tipki medeni ülkelerde oldugu gibi siyaseti yigitce ve dürüstce yapin. Tabii ki bu davranis sadece ve sadece muhalefetteki partiler kadar iktidari yöneten siyasi iktidar içinde geçerli.
Selam ve dua ile
