Dünkü yazimiza kaldigimiz yerden devam edelim. Duyguda radikallesmek bazi kimselerde akli tamamen örter, bazi kimselerde bir kismini örter, bazi kimselerde görüs alanini daraltir. Radikalligin boyutu aklimizin görüs alanini belirler. Radikalligin boyutu arttikça aklimizin görüs alani da daralmaktadir. Duyguda radikallesmesin insani hem itikat açisindan hem de dinin yorumu açisindan nasil etkiledigini birkaç örnek verecegiz.?
?
Sevgi duygusunda asiriya kaçanlar genellikle iliman Islamiyeti savunurlar, herkesi din kardesi gibi görürler. Halbuki dinimizin çizdigi bir sinir vardir ve bu sinira uygun hareket eden kisiler bizim din kardesimiz olur. Misal ehli kitap bizim din kardesimiz degildir, onlarla dost olunmaz (Onlarla ticaret yapilir, konusulur ama dostluk yapilmaz). Bu konularla ilgili ser’i deliller bulunmasina ragmen yine de bu hataya düserler. Bizlerin nefsi var, hiçbirimiz Allah’tan cc daha merhametli olamayiz. Onun çizdigi merhamet çizgisinin disina çikmanin konuya nefsani yaklastigimizi gösterir. Bu hataya düsmemeye gayret edelim. ?
?
Buna bir örnekte partilerden vermek istiyorum. Kendi partisinden birileri olunca dinin tasvip etmedigi ve kanunlara aykiri olacak sekilde yardimlasma adi altinda torpil geçilmesi konusu var. Bizim adam gelsin mantigi var. Halbuki liyakata dikkat edilmelidir, düsünce veya kan bagina degil. ?
?
Nefret duygusundan örnek ise, haricileri, Isid’i, Hizbullah’i, kendi gibi düsünmeyenleri ehli sünnet disina atan Islami STK’lari, partileri ve futbol taraftarlarini bu konuya örnek verebiliriz. Hariciler kendi gibi düsünmeyenleri tekfir ediyor ve onlari kafir görüyor. Isid ve Hizbullah kendi gibi düsünmeyenleri öldürüyor. Islami STK’lar kendilerine uymayanlari mezhepsel tekfir ediyor, onlari ehli sünnetin disina atiyor. Partilere gelince onlarda siyasi tekfir yapiyorlar. Kendi gibi düsünmeyenlere etiket hazir, “vatan haini” diyorlar. Fanatik taraftarlar ise kendi disindaki takimlari hakaret edip küçük düsürmeye çalismaktalar. Bunlarin ortak problemi ise, kendilerini mutlak dogru, kendileri haricindekileri ise mutlak hatali olarak kabul etmelerinden kaynaklanmaktadir. Bizler bu konuda temsilcileriz, onlar ise tescilli hainlerdir gibi davraniyorlar. ?
?
Bir agaç gibi hür, bir orman gibi kardesçe yasamayi ögrenmedikçe, itikadi olmayan konular disinda birbirimizi mazur görmeye çalismadikça, ittifak edecegimiz konular yerine ihtilaf edecegimiz konulari konustukça bu bozuk gidisat artarak devam edecektir. ?
?
Fikirlerimiz kalplerimizi yumusatmali, insan yesertmeye çalismaliyiz. Kirip dökmeden, dislamadan; fikirsel, duygusal ve davranissal tekfir(dislamadan) yapmadan birbirimizle konusmayi ögrenmeliyiz. Sadece davranislarimizin degil, düsüncelerimizin ve duygularimizin da Kur’an’a ve sünnete uygun olmasi gerektigini unutmamaliyiz. Her konuda veya problemde çözümü Kur’an ve ve sünnete havale ettikçe problemlerimizin azalacagini ve hayatimizin daha mutlu geçecegini görecegiz. Güzel günler yakindir, yeter ki bakmasini bilelim.
