Yusuf daha derindi, atildigi kuyudan.
Yalnizligi, içinde bulundugu karanliklar, maruz kaldigi muamele.. Hepsi Yusuf'un (as) engin derinliginde kayboldu.
Hiçbir kuyu, koparmaya yetmedi Rabbinden, bilakis Rabbinden gelen inayeti aynel yakîn müsahedeye sevk etti.
Tanimak, Sevmek önemliydi. Ilâhi kulp'un uzandigini, kulp'un kendisini içinde bulundugu kuyudan çikarip Misir'a Sultanliga götürdügünü görmesi/yasamasi sadece sükrünü ve mahcubiyetini arttirmisti.
Dünyalik imkân ve makamlarin ayagina serilmesi, içindeki derinlikte hiçbir mânâ ifade etmiyordu.
Sevgiye, hürmete, alkislara sahit olusu tevazu ve mahviyetini arttiriyordu sadece.
O kadar derinden sadakat gösterdi ki lütfun sahibine (cc), Iffet gömlegi hiç önden yirtilmadi.
Gömleginin arkadan yirtilmasi sonrasi, zindan imtihanini yasayacakti elbet.
Sadakat, vefa ile karsilik görürdü ancak.
Sevdigi kulu, peygamberi Yusuf'un iffetine göz dikip gömlegine el uzatanlardan korumak için gerekirse zindanda misafir ederdi Mahfûz olan (cc).
Zindan, onlarin beni çagirdigindan daha hayirlidir deyip hifz-u emniyet içerisinde inzivasini yasadi.
Imtihan içinde bile kirlenmis ruhlari arindirma, hakikat cilasi ile paklama gayretini hiç birakmadi.
Ondandir, Yusuf'un (as) daha derin olmasi, atildigi kuyudan.
...
Kuyu açisindan bakalim bir de; karanlikti, suyu tuzlu diye yalnizliga terk edilmisti.
Kervanlarin tercih sebebi degildi.
Kim bilir, misafirlerine tatli su degilde neden tuzlu su veriyordu? Bekledigi kutlu bir misafir, kendisinden daha derin bir mânâ erine bir hakikat tellaline mi sakliyordu tatli suyunu?
Degilse Hak ve hakikatin, ulvî davanin yasayan numunesi Yâkup'(as)un ehlinden olan; fakat kalbi katilasmis olanlarin kendisinden gidalanmasini mi istemiyordu?
Yâkup'u (as) ve kiymetli emanetlerini kurt postuna bürünerek üzenleri mi yaniltmaya çalisiyordu?
"Tuzlu bir kuyuyum, siz planinizi yapin, begenmediginiz, tuzludur kimse ugramaz dediginiz, küçümsediginiz ben (tuzlu kuyu) yarinlarda öyle biri için kendimi sakliyorum ki kapisinda el pençe divan duracaginiz, bir Sultani bekliyorum."
"Iffet abidesi, Hakkin hatirini koruyarak adaletle hükmeden, imtihan olarak girdigi zindani medrese-i yusufiye olarak ilelebed isimlendirecek kutlu elçiyi bekliyorum.
Hem ilk vazifesini benim misafirligimde alacak.
Kendisiyle birlikte Cibrîl-i Emini misafir etme bahtiyarligi benim olacak.
Sizin isimleriniz, saniniz unutulacak; fakat ben ve Yusuf (as) kiyamete kadar hem ilâhi kelâmda hem de hakka müstak dillerde birlikte zikredilecegiz.
Elhamdülillahi alâ külli hâl."
Ya Yusuf (as) Ol
Ya da Kuyu..
Sakin ikisine düsman olma ki zilletten korunasin vesselam..
