Devlet Asgari Ücreti, Emekli Maaslarini ve Maaslari gücü dâhilinde artirdi! Ama asirlardir olan cevap(!) üretici ve tüketiciden daha bir ay geçmeden ayni sekilde geldi! Yani netice olarak ücret ve maas artislari problemi her zaman oldugu gibi aynen ve hatta daha siddetlenerek alçak bir PAHALILIK seklinde devam ediyor. Kimse halinden memnun degil. Herkes, devlete ve üretici, satici ve bilhassa ARACI olanlara çatiyor. Saticilar, üreticiler ve aracilar ile hukuk içerisinde alinan bütün tedbirlere ragmen dengesizlik kontrol edilemiyor, tüketiciler de asla kanaat ve iktisada yanasmiyor. Bu bütün devletlerde de geçerli sekilde tezahür eden bir problem... Ben uzun süre Avrupa’ya bu tür konferans ve seminerler için gidip geldim. Orada da Mark-Euro degisiminden beri daha da artarak devam eden dengesizlik yasaniyor. Sadece karsiliksiz basilan Dolar sebebiyle paramizin deger kaybi yüzünden onlara diger ülkelerle alisveriste avantaj sagladigi için bizden biraz daha rahatlar.
Insan dehasiyla hazirlanan HUKUK; egitimle kazandirildigi düsünülen ahlak, hak-hukuk, vicdani degerlerle birlikte yapilan bütün çalismalar asirlardir bu büyük problemi halletmeye yetmiyor. Fakat ”Agzi olan konusuyor” kaidesi burada bütün siddetiyle tezahür ediyor, firtinalar çikariyor. Hâlbuki bu probleme devleti batirmaya kadar cüret eden yöneticilerin ücret maas artirimlari da zaten çare olamamis, onlari da iktidarda tutamamisti. Hangi pozisyonda olursa olsun hepimizin yanina polis de konsa gerçeklestirilemeyen adaletli zemin, eger akil yaninda, kalp, ruh ve vicdanlara kadar tesir edecek, herkesi içine alan bir HUKUK gerçeklesmez ise bu dertten kurtulmak çok zor olacak.
Kâinatta her seyi mucizâne yaratan bir Allah’i görürcesine iman zarurettir. Bir damla sudan anne karninda, bazen yumurtalarda, bazen tozlasma denen basit uçusmalarla tasinan tozcuklarla yaratilan insan, hayvan ve bitkiler neden bize O, Ilmi, Kudreti, Iradesi sonsuz, mutlak seviyede olan Rabbimizi gösteremez sasarim! Anne karinlarinda bir göbek bagiyla tam ihtiyacina uygun beslenmeler, dogum sonrasi gögüslerden getirilen sütlerle harika riziklasmalar bizi heyecana getirmeli. Bes-on ralli arabasinin profesyonel soförlerle, çok kaliteli olmalarina, güzel yollarda 200-300 km hizla gierken yaptiklari kazalar bize hiç mi tesir etmez? Üstümüzdeki, semada 250-300 milyar Yildiz Sisteminden bahsediyor ilim adamlari. Kimi yildizlarin 10-15 gezegeni, o gezegenlerin de bir kisminin onlarca uydusu oldugunu anlatiyorlar. Bu kapasitede 250-300 milyar galaksinin varligini anlatiyor ilim. Bizim üzerinde yasadigimiz tas, toprak, su ve atesten olan Dünyamiz saatte 108.000 km hizla, hem ¾ su ile kapli olarak dönerken bizler hissetmiyoruz bile! Bu gazetemizde daha önce yazdigim gezegenlere ait bilgilere bakmalisini. Diger galaksilerde ve Günes Sisteminde hiçbir gezegenin hayata elverisli olamamasi yaninda, Dünyamizin hayata uygun olmasi dikkat çekici degil mi? Büyüklük, atmosferimizdeki önemli gazlarin tam da hayata uygun dengeli tarzda bulunusu; Magma’nin radyasyona kalkan, Ozon gazinin zararli isinlara set olmasi neden dikkatimizi çekmez. Ayin baska dengeleri saglamasi, Asteroitlerin hemen yanimizdaki diger büyük gezegen tarafindan çekilmesi, göktaslarinin atmosferimizde sürtünmekden yanarak toz halinde, küçük parçalar olarak yerlesim yerleri disina indirilisi neden bizi heyecanla bütün bunlarin arkasinda, merhametli Allah’imiza götürmez hiç anlayamiyorum. Bütün ilimlerin içindeki materyalistlerin sahsi kanaat ve sapkin yorumlari çikarilsa, maluma, gerçege tâbi verileri, bizi Sünnetullah, Adetullah dedigimiz kâinattaki mucize yaratilislarin arkasindaki Rabbimizin ilmini, kudretini, iradesini göstermesi çok açik tarzda görülecek insallah.
Bunlarin idrakine KULLUK deniyor. Gerçek, Müslüman görünenlerle degil, Islam’in, Imanin dogru sekliyle anlasilabilir. Yaraticimiz bize yüksek akil ve hisler vermis. 124 Bin Peygamber ve 124 Milyon Evliya, Asfiya ve Muhakkik göndermis. Bütün bunlari anlatmis. Yetmemis “Çürümüs kemikleri kim diriltecek” diyenlere de “ Kim onlari bidayeten(baslangiçta) diriltmisse o diriltecek” diyerek Semavi Kitabinda cevaplandirmis. Bir damla sudan yaratmasini; kisin ölen yeryüzünün baharda yumurta ve tohumlardan odunlardan diriltmesini örnek vererek cevaplandirmis. RNA ve DNA’larla, tohum ve yumurtalarda 50 bin cilt yazilimla, lenfositlerle trilyonlarca hücreyi sifre kontrolünden geçirerek, beynimizde bir-iki mercimek büyüklügünde hafiza merkezinde HAFÎZ (Hifzeden, Kaydeden) ismini, hafîziyetini, kaydetmesini açikça ortaya koymus. Bütün semavi kitaplar, Dinler, binlerce Peygamber, milyonlarca Evliya, Asfiya ve Muhakkik bu hakikati anlatmis, mucize, kesif ve kerametleriyle insanoglunun kolay anlamasina yardimci olmus. Akil ve kalplerimizde, öldükten sonra DIRILTILECEGIMIZE, yaptiklarimizdan HESAP VERECEGIMIZE bir tereddüt asla kalmamali.
Iste bu Allah_a iman ve Hasir hakikati, akil ve kalplerde tam tesekkül ederse, devletler ve insanlar yine akillariyla bulduklari diger tedbirleri ve dogru egitimi gerçeklestirirlerse, biz inaniyoruz ki bu pahalilik, zulüm; fakiri fakir; zengini zengin yapan ZALIM DÜZEN çabuk düzelebilir. Bu bizim degil, Küllî akil, Küllî ilim ve Iradeye sahip Rabbimizin ve O’nun kitaplarinin hükmüdür efendim. Rabbim bütün insanlarin bu Saadet Prensiplerine uymasini nasip etsin.