Geçenlerde yolda gelirken dikkatimi çekti, asfaltin yeniden yapilmasi ile yolun çizgileri kapanmisti. Arkadasimla konustuk, su çizgilerin olmamasi ne kadar tehlikeli diye. Hangi yolda nasil gidecegini bilemeyebilir insan. En ufak bir hata kazaya sebep olur ve kim bilir kaç kisinin hayatina dokunur.
Allah'in bizim için koydugu yasalar aklima geldi. Allah sinirlari belirleyendir, hüküm koyandir. Her seyi unutan aciz bir varlik olan insan ne kadar hüküm verebilir ki? Herkes kendi adina kendi dogrularini dikte ederse o zaman kaos yasanir.
Ama Allah yarattigini en iyi bilendir nerede ne yapacagini en iyi bilen o oldugu için hükümleri koyanin onun olmasindan daha dogal ne olabilir ki.
Hayatta her seyi aslinda kuralina göre yasamiyor muyuz? Mesela trafik kurallarina uymazsak alacagimiz ceza bizi ne kadar ürkütüyor. Cebimize verdigi zarar ile ayni zamanda ehliyetimiz de elimizden alinabilir. Ne kadar korkunç degil mi? Abartmiyorum, kimse bu ekonomik buhranda daha fazla zarar görmek istemedigi içim maksimum düzeyde dikkat eder.
Kanunlara uymadigimizda mutlaka bir cezaya maruz kalmak, dünya hayatinda bizi diri tutan hususlarken; sonsuz ahiret için uymamiz gereken emirler, sakinmamiz gereken yasaklar ne kadar etkileyici oluyor?
Hangi emir/yasak bizi yerimizden hoplatiyor? Allah'in hangi emrine karsi, dünya kurallarina gösterdigimiz özeni/özveriyi gösterebiliyoruz?
Hangi yasakla karsi karsiya kaldik da bunu Allah için yapmamaliyim dedik? Teraziye koyalim; Allah dedi diye yapip yapmadiklarimiz mi daha agir basacak, yoksa geçici ve göz açik kapatincaya kadar süren dünya hayatimizdaki kul yapimi kanunlara itaatimiz mi?
Dogru! Sanirim seytan bizi Allah'in rahmetiyle kandiriyor. Halbuki o gün geldiginde ben hiç ugrasmadim deyip inkar edecek, siz bana uydunuz diyecek. Ayet çok çarpici, buraya yazmazsam olmaz. Buyrun birlikte okuyalim:
Ibrahim 22: "(Hesaplari görülüp) is bitirilince, seytan söyle diyecektir: “Süphesiz ki Allah size gerçek olani vadetmisti; ben de size (bir seyler) vadetmis ve size tersini yapmistim. (Zaten) benim size karsi hiçbir gücüm yoktu.
Sadece sizi (inkâra) çagirmistim; siz de hemen bana (çagrima) kosmustunuz. (Simdi) beni kinamayin; kendinizi kinayin! Ben sizin feryadiniza yetisemem; siz de benim feryadima yetisemezsiniz!
Süphesiz ki daha önce ben, beni (Allah’a) ortak kosmanizi da reddetmistim.” Süphesiz ki zalimler için elem verici bir azap vardir."
Tüm bunlari Allah bize bildirmisken, ilk insandan beri seytan sizin apaçik düsmaninizdir demesine ragmen, nedir bu vurdumduymazlik?
Garantin mi var ey insan, cennete girecegine Allah'in rizasiyla ödüllendirilecegine dair? Üstelik Allah Resulü bile benim için ne yapilacagini bilmiyorum demisken;
Ahkâf 9: "De ki: “Ben elçilerden bir türedi (ilk defa gönderilen) degilim. Bana ve size ne yapilacagini da bilmiyorum. Ben, bana vahyolunandan baskasina uymam. Ben ancak apaçik bir uyariciyim.”
Emir sahibi belli "Allah", yol belli "sirat-i müstakîm", rehber belli "Kur'an-i Kerîm", önder belli "Muhammed(as) ve tüm resuller(selam olsun Adem'den son Nebi'ye kadar tüm iman ailesine, bizlere ve bizden sonra gelecek olan müminlere).
Dileyen diledigi yolu seçme özgürlügüne -iradesiyle- sahiptir. Amma velâkin bedelini ödemeye de hazir olmalidir.
Hazir miyiz?
