• BIST 100

    10590,50%-0,36
  • DOLAR

    42,33% 0,19
  • EURO

    49,28% 0,05
  • GRAM ALTIN

    5679,64% 0,42
  • Ç. ALTIN

    9495,67% 0,00

Mesut BALYEMEZ


ÜNIVERSITELER KIMINDIR?


Devletler için toplumun ve Insanin gelecegini sekillendirmesi açisindan en önemli konu Egitimdir.

Özellikle yasadigimiz bilgi çaginda Egitimin ne denli mühim bir mesele oldugunu defalarca yazmaya gerek yok.

Insanlar; toplumsal yasam seklini ve bulunduklari kültürel ve sosyal degerlerini, o topluma ideal bir biçimde hazirlanan egitim sistemi sayesinde ögrenirler.

Egitim sisteminiz düzgün, uygulanabilir ve uygulandigi toplumun Dil, Din, Ahlak, Gelenek ve Göreneklerine ne kadar uygun olur ise Vatandaslariniz o derecede nitelikli olur.

O yüzden, Egitim, Devletin temel tasi, sosyal hayatinda mihenk tasidir.

Ülkemizde Egitim, her ne kadar Kresler ve Ana Okullari ile baslasa da asil Egitimin baslangiç noktasi Üniversitelerdir.

Çünkü, öncelikle Anne-Baba hemen sonrasinda Kres ve Anaokulu Ögretmenleri ve Egiticilerini Üniversitelerde görev yapan Akademisyenler yetistirmektedir.

Üniversitelerin temel tasi ise Akademik Personel yani Ögretim Elemanlaridir.

Ülke olarak Ögretim Elemanlariniz ne kadar kaliteli ise Egitim sisteminiz o kadar kalitelidir ve kaliteli bireyler yetistirir.

Peki, Ülkemizde Egitim ne durumda?

Tabir yerindeyse yerlerde sürünüyor.

Özellikle son zamanlarda Ülkemizde Egitimin kalitesinin düstügünü bilmeyen yok.

Üniversiteye kayit yaptirmaya hak kazanmis bir kisim Ögrencinin dört islemi yapamadigini, Dilekçe yazamadigini hatta ve hatta derdini dahi anlatamadigini Üniversite camiasi içindeki herkes çok iyi bilir.

Egitim sistemimiz artik SOS vermenin de ötesinde uçuruma dogru yuvarlaniyor.

Birileri dur diyene kadar da yuvarlanmaya devam edecek gibi gözüküyor.

Egitim sistemimizdeki bu çöküsü ben yukarida da belirttigim gibi Ögretim Elemanlarimizin kalitesinin düsmesine bagliyorum.

Tabii ki birbirinden degerli Bilim Insanlarimiz var ve çok degerli çalismalar yapiyorlar.

Onlari tenzih ediyorum ama ben genelden bahsediyorum.

Doktor Ögretim Üyesi olduktan sonra birakin Kitabi, makaleyi bir bildiri yayinlamayan Akademisyenler var ne yazik ki.

Hiç görmedigi, okumadigi Ögrencisinin, Arkadasinin yayinladigi makaleye isimlerini yazdirip oradan puan alip, Unvanlarini büyüten Akademisyenler var.

Yalan diyen varsa örnekleri ile gösteririm.

Bir ara gerekli kriterleri saglayamayan Ögretim üyeleri Yardimci Doçentlik hakkini kaybediyordu lakin o konuyu da mahkemeler halletti.

Atandiklari süre içerisinde gerekeli kriterleri saglamadiklari için (Yayin, bildiri, vs yayinlayamayanlar) Yardimci Doçentlikten Ögretim Görevlisi kadrosuna indirilenler mahkemeye gittiler ve Mahkeme kararlari ile yeniden Yardimci Doçentlik kadrosuna atandilar.

Peki bu noktaya nasil geldik.

Bugün geldigimiz noktada en büyük suçlu tabii ki Hükümetler ve YÖK.

Sonrasinda da rant kapma ve taraftar yetistirme amaci ile Üniversitelere çöreklenen grup, cemaat ve örgütler.

Üniversite içerisinde çöreklenen cemaat, tarikat ve gruplara bugüne dek sessiz kalindi halen de kalinmaya devam ediyor.

Ülkenin degerlerini bozma ve rant kapma açisindan Üniversitelerin önemini ilk kesfeden örgüt Fetö’dür.

Amaçlari hem Egitim sistemini ele geçirmek hem de yerlestirdigi Akademisyenlerden himmet almak kaydi ile örgütlerine para akisi saglamakti.

Yaptilar da..

Hem Egitim sistemimizi yavas yavas bozdular hem de yerlestirdikleri örgüt mensuplarindan her ay tikir tikir himmet adi altinda aldiklari haraçlari örgüte aktardilar.

2009 Yilindan beri Fetö ile mücadele eden biri olarak, geçmiste örgüte aylik himmet ödedigini itiraf eden Ögretim üyeleri ile de bizzat tanisma sanssizligina eristim.

Fetö, yillar boyu Üniversitelere Akademik yeterliligine bakmadan binlerce Ögretim elemani aldi/aldirdi. 

Fetö iltisakli Rektör, Dekan, Bölüm ve Anabilim Dali Baskanlarinca Üniversitelere alinan Ögretim Elemanlarinin çogu hala görevde.

Fetö elebasilarinin yetistirdigi, birlikte yayin yaptigi Ögrencilerden halen Rektör dahi olanlar var.

Bunlarin yeterince arastirmasi yapildimi? Zannetmiyorum.

Örgüt mensubu Ögretim elemanlari 15 Temmuz’dan sonra Fetö ile mücadele edildigi için kendilerine saklanacak grup, cemaat ve Partiler buldular.

Kimi kendini Menzilci, kimi Süleymanci, kimi A Partili kimi de B Partili gösterip saklandi, saklanmaya devam ediyor.

Ha Devlet bunlari biliyormudur?

Biliyordur, bilmelidir, bilmiyorsa üzülürüm.

Yani Üniversitelerde Fetö iltisaklilar bitmis degil kendilerini bir yerlerde saklayarak ölü taklidi yapiyorlar.

Fetö ile mücadele edildigi için son yillarda diger Cemaat ve gruplar kendilerine rahat bir çalisma alani buldular.

Fetö var iken sesleri çikmiyor, onlardan çekindikleri, korktuklari için çok fazla örgütlenmeye firsat bulamiyorlardi.

Ancak simdi çok rahatlar.

Rektör’ün, Dekan’in kendi cemaatlerinden veya kendi Cemaatlerine sicak oldugu Üniversitelerde hizla yapilanmaya çalistiklari konusulmakta.

Kurtarilmis bölümler, kurtarilmis Fakülteler hatta ve hatta kurtarilmis Üniversiteler için ugrasiyorlar.

Özellikle Süleymanli diye bilinen Cemaat’in (ki bence gelecekteki tehlike) hizli bir sekilde yapilandigi söyleniyor.

Cemaatler için kendilerinden olmayana asla makam, mevkii ve unvan vermez diye bilinir.

Hatta ve hatta kamuoyunda ögrenci olarak yanlarina dahi almazlar diye söylenir.

Bir Fetö’cü veya Cemaatci bir makama gelirse, liyakate bakmadan arkasindan onlarcasini doldurur.

Akademiye aldiginiz bir Hoca kirk yil orada hizmet eder ve etkili makamlara geldiginde de bagli oldugu örgüte veya gruba fazlasi ile hizmet eder.

Askeriye, Yargi ve Emniyet fetö’den oldukça temizlendi ama Akademide hala temizlenmediler.

Sahsi kanaatimi soruyorsaniz eskisinden daha güçlüler.

Devlet zaman geçirmeden bir an önce bakislarini hem de sertçe Akademi’ye çevirmelidir.

Üniversiteler, Fetö’ye baska bir örgüte veya cemaate degil Devlet’e ve Vatandasa hizmet etmelidir.

Cemaatlerin görevi de Devlete adam yerlestirmek degil adam yetistirmek olmalidir.

Üniversiteler kurtarilmis bölgeler olmamalidir.

Aksi halde Fetö ve diger bazi cemaatler daha da güçlenecek, dolayisi ile de yeni 15 Temmuz’larin yasanmasi kaçinilmaz olacaktir.

Saglicakla.

Mesut BALYEMEZ

mesutb44@gmail.com

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.