Denizay Büyükdag KONUK


INSANLIKTA GELDIGIMIZ SON NOKTA


Son zamanlarda gördügüm haberler ve gözlemledigim insanlar o kadar çirkinlikler yaptilar ki artik insanlikta son noktaya geldik; yavas yavas robotlasiyoruz diye düsünmeden edemedim iç dünyamda. 

Ilk önce sehzadeler sehri güzel Manisa’mi yönettigine inanan birkaç kisi söyledi, zehirli sözlerini. Manisa’ya üniversite okumaya gelenler Izmir’de kalmayi tercih ediyorlarmis.

Çünkü Manisa onlarin istedigi gibi degilmis. Istedikleri kadar cafe, türkü bar, bar; alkol ve eglence merkezleri yokmus. Izmir bu konuda çok donanimliymis o yüzden güzel Manisa’m yeteri kadar tercih edilmiyormus. 

Bu yerlerin sayisini arttirmak lazimmis, hastaligin çözümü buymus.

Ikincisi sanat dünyasinin Islam ile alip veremedigi her neyse gün geçmiyor ki dinimize dil uzatmasinlar. Konserlerde milyonlarca insana tiksinircesine bakip küfreder gibi bagira çagira sarki söylediklerini iddia eden kisiler üç bes alkis almakla sanatçi gömlegini giydiklerine inaniyor ve ölümsüzlük iksiri bulmusçasina seviniyorlar. 

Sanatin; aykirilik, tefrika, kin ve nefretle yogrulduguna inaniyor, bunlari en fazla yapanin en söhret olacagina kaniyorlar.

Üçüncü ve kopus noktasi aile içi siddet. 

Eve para getirmekle görevli isçiye baba; yemek, temizlik görevlisine anne ve tükenmislik sendromlu küçük patronlar olan çocuklardan meydana gelen toplumun mihenk tasi olan yapiya verilen isimdir aile.

Maalesef evlerimiz artik hem dinimizden, hem kültürümüzden fersah fersah uzakta olan otel isletmelerine dönmüs vaziyette.

Simdi bu üç olay farkli gibi görünse dahi hepsi ayni projenin varyasyonlaridir. 

Hani ülkemiz söz konusu oldugunda herkes tek bir agizdan bu vatan sehit kanlariyla alindi diyor ya sanki o sehitler o esnada gökten indi, savasti ve sehit oldu gibi hikayevari anlatiliyor ya, madalyonun diger yüzü hiç dönmüyor ya, iste bugün ne problem yasiyorsak sebep tam da bu.

Bu vatan ugruna kanlarini akitan o sehitler de bir anne ile babanin ilk bebekleri, ilk göz agrilari ve ilk heyecanlariydilar. Ama onlar bu emanet bebeklerini din,  ahlak ve kültür üzerine terbiye ettiler. 

Eee bu üç temel üzere terbiye edilen evlat ana babaya asi vatana hain olur mu hiç? 

Peki, biz bu degerleri nerede kaybettik. 

Bebek dünyaya gözünü açtiginda ona nefretle bakan bakicisinin kollarinda kaybettik. 

Huzurevinin kapisina atilan ihtiyarlarimizin çaresiz bakislarinda kaybettik. 

Isten çikinca maça, spora, eglenceye gidip evine girince barut olan babalarin hakaretlerinde kaybettik. 

Ben neden bu dünyaya geldim, ne ise yariyorum ki deyip intihar eden gençlerimizin umut isiginda kaybettik. 

Batili gibi olayim derken tiksine tiksine yedigimiz domuz etlerinin igrenç kokusunda kaybettik. 

Gençsin, tabi ki sevgilin olacak deyip masum kizlarimizin çirkin heveslere kurban gittiginde yüzlerindeki pismanliklarinda kaybettik. 

Kendimizi Rabbimiz disindaki herkese begendirmeye çalistigimiz acizligimizde kaybettik.

Ve en sonunda kaybedecek tek bir erdemimiz kalmadi bu defa kazandiklarimizda bogulduk. 

Ne mi kazandik? 
Kin, nefret, öfke; sadakatsizlik, sevgisizlik, saygisizlik, vefasizlik ve en fazla da yüzsüzlük.

Simdi dön içindeki aynanla sen de yüzles, al eline kalemini kâgidini ve yaz kaybettiklerin, kazandiklarini bakalim testin pozitif mi negatif mi?
Vesselam.

Yazarın Diğer Yazıları


18.1° / 10.5°

YAZARLAR