Zinnur SIMSEK


ISLAM BIR ÖZGÜRLÜK ÇIGLIGIDIR!


Günümüz dünyasinda, Islâm,, kendi kendisini engelleyen, kendi kendisine pusu kuran bir iklim ve bsr anlayisla karsi karsiyadir.

Islâm bireylere, ailelere, kabilelere, milletlere,bölgelere özel ayricaliklar tanimadigi halde,  günümüzde Islam, kisisel, kabilesel, bölgesel, irksal ve yerel önyargilardan bir türlü kurtulamiyor. 
Laik Uluslararasi  düzen,  toplumsal amaçlar tasimayan, toplumsal sorumluluklar almayan dünya hayatindan çekilmis  kapali bir hayata mecbur edilmis, ölü tanimlarla kusatilmis bir Islâm anlayisini güçlendirmeye  çalisiyor.
Laik uluslararasi sistem, Islam'i yasanmamis hayatlarin inanci haline sokmak istiyor. Bugün Islâm dünyasinda laik azinliklar, sessizlestirilmis büyük çogunluklara hükmediyorlar.  

Nerede olursa olsun günlük hayatin niteligini belirleyen irade çikara dayali bir iradedir. Kazanma istihalarinin zirve yaptigi ve her seyin ölçüsünün buna göre belirlendigi bir dünyada, merhamete, magfirete, özgürlüge, kutsala yer yok. Kutsallik, kartellerde, tröstlerde, kutsallik dev sirketlerin sömürü aglarinda. Kutsalliktan siyrilmis, sömürünün dislileri arasinda kaubolmus, mekaniklesmis, sindirilmis, kistirilmis, uysallastirilmis, kölelestirilmis, inançlarindan tecrit edilmis bir insanlik tarihi içinde yasiyoruz. 
Hiçbir millet ve hiçbir topluluk kendi tarhini, kültürünü  Islâm'in yerine koyamaz ve tarihe Islâm'in tarihi diyemez.
Islâm'in hayat ile baglari kopartilarak bütün iddialarindan vazgeçilmesi istenemez; istense bile Islâm buna müsade etmez. Iddialarindan ve sabitelerinden arindirilmis bir Islâm, Islâm olmaktan çikar
Islam in sosyal ve siyasal  hayati düzenlemesine müsade etmeyenler,  ne gariptir ki, bütün geri kalmisligin ve bütün olumsuzluklarin sebebini Islamda buluyorlar. Bu ne büyük bir bühtan ve BU NE büyük bir çarpitma. Onlara göre, geri kalmisligin, bati karsisinda yenilmisligin sebebi Islamdi ve bu Islâm hayatin disinda kalmaliydi. Dediklerini ve istediklerini bir bir gerçeklestirdiler ve Islam'i hayatin disina sürdüler.
Toplumlar her zaman düz bir çizgide ilerlemez. Zaman zaman ilerler, geriler zaman zaman ayagi kayar. Gerileyen, ayagi kayan toplumun içinden çikan öncüler de o toplumu bu gerilemeden ayak kaymasindan kurtaramazsa, o toplumun sonu uçurumdur. O toplum artik uçurumlarin girdabinda dönüp duracaktir.
Bunlar, " sizi kurtariyoruz" Nidalariyla, bir düsüsten bir düsüse, bir uçurumdan bir uçuruma, milleti sürüklerler.
Toplum bazen çözüm yoklugundan degil, çözüm bollugundan batar.  Herkesin cebinde farkli bir çözüm. Çözüm zenginligi, karmasayi davet eder.  Herkes kendi çözümünün pesindedir. Ögle bir duruma gelir ki, kurtarilacak, çözüm bulunacak olan bir tarafa birakilarak, çözümlerarasi bir kavga baslar. Asil mesele milletin kurtarilmasi degil, kendilerinin kurtulmasidir.
Toplumun degerlerine  kinle nefretle karsi duranlar, yabancilara karsi ne kadar da hosgörülüdürler. Dünya barisi için kostururlarken, kendinden olanlara karsi ne kadar da zalim ve gaddardirlar. Disa karsi büyük bir dikkat içe karsi inanilmaz bir körlük. Disa karsi dostluk, içe karsi düsmanlik, Yüzelli yildir bu toplumsal çürümenin ve gerilemenin sancisini  yasiyoruz. Kivraniyoruz, aci çekiyoruz, sendeliyoruz. Beynimiz yangin yeri. Hafizamiz dagiliyor, aklimiz yirtiliyor.
Aci çekmek, bu düsüsün ve çürümenin farkinda olmak. Aslinda bu çürümeyi ve düsüsü bir bakima olagan karsilayabiliriz. Çünkü, bir insaninin hayatinda düsüsler ve yükselisler oldugu gibi, toplumlarin da hayatinda bu tür düsüsler ve yükselisler yasanabilir ve tarihin akisina uygundur. Önemli olan bu durumu sogukkanlilikla karsilamak ve bu gerilemenin ve düsüsün sebeplerini arastirmak ve çareler üretmek. Bu arastirmayi yapacak olan aydinlar, suçu, bin yildir bizi zaferden zafere basaridan basariya kosturan Islam'a yüklediler.
Bu düsüsü ve çürümeyi Islama baglayan aydinlar,  içinde dogduklari toplumun degerlerini yerle bir etmeye azmetmis bir ihanet sebekesi ve Islamla kavgalari olan batinin çoban köpekleri. Kafalarinda tek kita vardi: Avrupa. Zihinlerinde tek hakikat; hakikate suikast. Ihanet duygulari imanlarini çürüttü ve inkara yelken açtilar. Köksüzdüler, vatanlarinda gurbetteydiler, halã gurbetteler. Dünya görüsleri yikilmis, inançlari temelinden sarsilmis bu aydinlar dinimizi sosyal ve siyasal hayattan uzaklastirarak,. bu düsüsün ve bu çürümenin hem isçisi ve hemde mimari oldular. 
Halbuki,  bir medeniyetin baska bir medeniyete istihale etmesi ham bir hayaldir. Bu hayalî çok pahaliya ödedik. Batililasmanin, batmak oldugunu idrak ettigimiz zaman is isten geçmisti.
Günümüzde dini hayat, dini olusumlar, dini düsünce ve kültür hayati; Islam'in mevcut sistemlere, düsünme kaliplarina, statükolara, geleneklere " hayir" diyerek kurulu düzenin  her türlü uzlasi önerilerini reddederek tarihe evrensel bir devrim ve büyük bir devlet kuran bir irade olarak çiktigini her nedense hiç konusmak ve hatirlamak istemiyor. 
Islâm, Bilallarin, Zeydlerin, Ammarlarin, diri diri gömülen kiz çocuklarinin, alinip satilan kölelerin özgürlük çigligi degilmiydi?.
Simdi ise, ugruna bunca mücadele verilen özgürlük, özgürlükleri yok ediyor ve özgürlük, özgürlüklerin pirangasi haline geliyor. Özgürlük, artik katillerin savas arabalarina yazilan korkunç isimi, öldürmenin ve sömürmenin parolasi. Islami hayattan kovanlar, özgürlügüde hayattan kovdular. Hâlbuki Islâm bir özgürlesme çigligidir. insan ancak bir Allah'a inanarak özgür olur ve bütün putlari baltasiyla devirir. Insan ancak putlari kira kira Allah'a ulasir.
Islâm bütün zamanlarim günesidir. Biz günesi cebimizde kaybettik. Simdi bulmak için ariyoruz.
Sansasyon, magazin ve ekran kültürüyle insan bilincinin bombardiman edildigi bir çagda, ilâhi degerlerle bütünlesen bir hayati kurmak bir sorumluluktur.
Zamanin ve tarihin ruhu olmak Islam'i bir görevdir.
Çagrimiz kendimizedir, kendi nefsimize ve neslimizedir. Bu çagri rahmete, hikmete ve tevhide bir çagridir.
Bu çagri;  her türlü uzlasmaya, sekülerizme, Liberalizme, nesnelestirmeye, Islam'a aykiri bütün kurumlara, Islam'i her türlü araçsalastirmaya,, pragmatizme Hayir deme çagrisidir. simdiye kadar evet dedigimiz kurumlara ve  sisteme Hayir deme çagrisidir. 
Bizim çagrimiz özgürlüge bir çagridir.
Suurlari parçalanmis, hayatlari kopmus, siradan günlük olaylarla kusatilmis bir kültürle tarihin ve zamanin sesi olunmaz. Hayattan kopmus, içi bosaltilmis kurtulus kehanetleriyle mücadele verilmez.
Müslüman olmak bütün zamanlari kusatan Islam'in sesi olmaktir.
Sessiz kalmak bu kavgaya katilmamak, yok olmaktir.
Modern bilgi ve kültürel yapilarin ideolojik sinirlarini asabilmek için biz müslümanlarin anlam ve amaç bilgisini, anlam ve amaç ahlakini, anlam ve amaç haritasini köklü bir sekilde yeniden insa etmemiz gerekiyor
Büyük umutlara yürümek büyük çabalar göstermekle mümkündür.iste müslüman bu çabanin bu direnisin ve bu yenilenmenin ve gelecege adanisin adidir.
Müslüman olmak demek, Allah'a karsi sorumlu olmak demektir. 
Hadi artik, bilinç lambasini yak. Çünkü umut bilinçle baslar. 

Yazarın Diğer Yazıları


18.8° / 12.6°

YAZARLAR