84 yil önce 27 Aralik 1936 tarihinde Beyoglu’ndaki Misir Apartmaninda kaldigi dairede hayatini kaybetti. Milli Marsimizin Sairi Mehmet Akif ERSOY un hayatina dair kisa bir paylasimdan sonra asil olarak, böyle müthis bir degerin hazin sonuna asil vurguyu yapmak istiyorum. Akif, Çanakkale Zaferi’nin haberini Arap topraklarinda aldiginda öylesine bir heyecan duydu ki, hemen kalemine sarildi; “Çanakkale Destani“ni yazdi.
1920’de Burdur vekili olarak meclise girdi.
12 Mart 1921 günü yazdigi okurken yüregimizi millet olarak titreten siir Istiklal Marsi miz oldu. TBMM tarafindan “Milli Mars” olarak kabul edildi.
Ne hazindir ki,Akif’in cenaze namazi için herhangi bir resmi bir tören hazirlanmamisti. Cenazeye resmi kisilerden ve kuruluslardan katilan hiç kimse olmadi. Mehmet Akif’in Cenaze namazina bir hukuk fakültesi ögrencisi iken katilan Prof.Dr.Sulhi Dönmezer 5 Ocak 1987 de Tercüman gazetesinde “ Akif’in Cenaze Töreni” baslikli yazisinda o günü söyle anlatacakti :
‘…O zamanlarin ülkemizde egemen tek partinin otoriter düzeni içinde kimse idare ile çeliskiye düsmek istemedigi için basinda Mehmet Akif’in yurda dönüsü ve hastaliginin seyri hakkinda pek fazla haber yayinlanmazdi….
Bizler alana geldigimizde, namaz saatinin yaklasmis bulunmasina ragmen bir tabuta rastlamadik, hep birlikte bekliyoruz. Birden lokantanin ön kismini bir cenaze otomobilinin geldigini gördük, iki kisi üzerine örtü dahi konmamis bir tabutu indirdiler. Yoksul bir fakirin cenazesinin getirildigini düsünerek bir kisim arkadaslar yardima tesebbüs ettiler. Fakat tabutun Mehmet Akif'e ait bulundugu anlasilinca bir anda yüzlerce genç aglamaya basladi. …Gençler hemen Emin Efendi Lokantasinin bayragini alarak tabutun üstüne örttüler. Sonra merhumun bir kisim arkadaslari gelmeye basladi ama ne vali, ne belediye reisi ve ne de tek partinin zimamdarlarindan hiç kimse ortalarda yoktu.”
Cenaze törenine katilan Midhat Cemal Kuntay ise Beyazid meydanindaki dakikalari söyle anlatiyor:
‘Cenaze Beyazid’dan kalkacak. Oraya gittim. Kimseler yok; bir cenazenin gelecegi belli degil. Çok sonra birkaç kisi göründü biraz sonra çiplak bir tabut geldi. Bir fikara cenazesi olmali dedim. O anda Emin Efendi Lokantasinin sahibi Mahir Usta, elinde bir bayrakla cenazeye kostu. Sebebini anlamadim. Yine o anda yüzlerce genç peyda oldu. Üniversitenin büyük sancagina çiplak tabutu sardilar. Ellerimi yüzüme kapadim. Cenazeyi tanimistim.’
O tarihlerde Milli Türk Talebe Birliginde görevli bulunan Prof.Dr. Abdülkadir Karahan da cenazeye katilmis ve bir konusma yapmisti. ‘Akif’in Ebediyete Ugurlanisi ve Sonrasi’ baslikli bir yazida hatiralarini anlatan Karahan cenaze töreni sonrasinda basina gelenleri söyle anlatiyordu :
‘Burada bir olaya daha deginmek isterim. Benim o esi az bulunur Milli Marsimizin eli öpülecek sairimizin kabir basindaki hitabemi, takdir yerine adeta tekdirle karsilanmak istenmesini ben bugün bile bir muamma gibi çözemedigimi de isaret etmek isterim. Çünkü 3 gün sonra beni Yüksek Ögretmen Okulundan Emniyet Müdürlügüne istediler. Bir sube müdürü beni sorguya çekti. “ Ne sifatla resmi makamlarin törene gerek görmedigi bir sairin kabri basinda konusma yaptigimi sormustu. Cevabim yaklasik olarak söyleydi: Ben herhangi bir sairin degil, Türk Bayragi göndere çekilirken, yazdigi Istiklal Marsi ile göklere seslenen bir zatin kabri basinda milletimizin duygusunu, saygisini dile getirdim. Beni buraya çagirmakla hata islemis bulunuyorsunuz.”
Dönemin yöneticileri her ne kadar Mehmet Akif'e bir cenaze töreni hazirlamamis olsalar da sevenleri ve binlerce üniversite ögrencisi onu son yolculugunda el üstünde Edirnekapi mezarligina kadar tasidi. Istiklal Sairi Mehmet Akif Ersoy un ESERLERI:
-Safahat
-Süleymaniye Kürsüsünde
-Hakkin Sesleri
-Fatih Kürsüsünde
-Hatiralar
-Asim
-Gölgeler
“Allah bu Millete bir daha Istiklal Marsi yazdirmasin”.. Koca yürekli, tevazu abidesi Istiklal Sairimiz..Allah Rahmet Eylesin.. Mekanin Cennet Olsun..
Kaynaklar : M.Ertugrul Düzdag, Mehmet Akif Ersoy, Kültür Bakanligi Kültür Eserleri, Mithad Cemal Kuntay,”Mehmed Akif,Hayati-Seciyes-Sanati-Eserleri
