• BIST 100

    11007,37%0,81
  • DOLAR

    42,52% 0,07
  • EURO

    49,55% -0,06
  • GRAM ALTIN

    5743,85% -0,15
  • Ç. ALTIN

    9322,75% 0,27

Ibrahim Erdem Karabulut


DEVLET MILLETLE BARISMADAN OLMAZ!


Ülkeyi yöneten siyasiler iktidara geldiginde devletin iktidara verdigi güç ve kendilerine göre uyarlanan yasa ve kurallarla ilerlerken, iktidari kaybeden muhalefettekiler ise, tekrar ayni imtiyazlara kavusmak için neredeyse yapilan ilk seçimden gelecek olan seçim dönemine kadar yaptigi tek is iktidara vurmayi aliskanlik haline getirmektir.

Bu Cumhuriyet tarihimiz boyunca hep böyle devam etmistir.
Iktidarda olanlar ayni imtiyazlarin sürmesi için göz boyamalik bazi icraatlara imza atsalarda, aslinda devlet ihtiyaç duyulan konulari sistemin aksamamasi için sürekli kendisini yenileme yolunda ilerler.

Bunlar siralamayla sayilamayacak kadar çoktur.
Her vatandas devletin gerekli bulduklarini sistem içerisinde devlet olmanin geleneginden gelen deneyimleri ve gerekliligi içinde devam ettigini bilir.

Türk milletinin kurmus oldugu bu devleti siyaseten yönetmek adina milletten icazet alarak gelenler ilgili kurum ve kuruluslarin ayarlari ile oynamadan islerini devletin ilgili kurumlarinin verdigi Rapor, Brifing, Seminer ve talepleri ile hareket ederek yönetmeyi sürdürseler, ülkede hiçbir problem kalmayacagi gibi ülkenin kalkinmasi bir o'kadarda hizlanmis olur.

Siyasiler ne bu milletin talebini, ne devletin ilgili kurum ve kuruluslarinin istegi dogrultusunda hareket etmeyip sürekli iyiyi kendilerince bulma adina sistemi Adalette, Ticarette, Saglikta, Egitimde yaz boz tahtasina çevirmeyi denemektedirler.

Bu durumda devleti idare etmek ile yükümlü olan devletin atanmislari ile yine devletin yönetimi ile millet tarafindan seçilmis olanlarin islerini yapmayip eskiden süregelen bir deyimle "Salla basini al maasini" gibi sürdürmeye devam ederler.

Devleti yöneten devlet adamlari bildiklerini okurlar.
Eski devlet geleneginin hiç birisini yapmazlar.
Siyasetin kendilerine biçtikleri rolün disina çikmazlar, çikamazlar.

Görevlerini siyasilerin istek ve arzularina göre yaptiklarinda görevlerini yapmis olduklarina inanir, bu tutumlarini neredeyse devletten emekli olana kadar sürdürürler.
Hiçbir devlet memuru olan valiyi ve kaymakami sokaktaki vatandas tanimaz, taniyamaz.

Vatandasin onlarla kontak kurmasi söz konusu dahi degildir.
Zamanla yüzlerce istihdam yaratan is insanlari dahi randevu almayi basaramazlar.

Hiçbir il emniyet müdürü ve ilçe emniyet müdürünün vatandas tarafindan taninmadigi gibi, hiçbir seçilmis il ve ilçe belediye baskanini vatandasin tanimadigi gerçektir.
Asla senede birgün dahi vatandasin arasinda vatandas gibi girip il ve ilçesinde neler oluyor dinlemez, arastirmazlar.
Onlar kendilerinin özel olduklarina inanirlar, sadece makam koltuklarindan kalkmadan emir ve talimatlar yagdirirlar.

Siyasilerde seçim sürecinin disinda seçim çevresinde görülmeyip seçimlerle kendilerine verilen koltuklara adeta yapisirlar, atanmis ve yerel yönetimlere seçilmis olanlarda-da degisiklik olmaz, herkes basina buyruk tavirlarla hareket ederler.

Bir il valisini bir ilçe kaymakamini vatandasin arasinda tebdili kiyafet görme gelenegi neredeyse bir asirdir unutulmustur.
Göstermelik halk günlerinde ise genelde hep onlarin temsilcileri bulunur.

Bu atanmislar disinda seçilmis olanlar içinde degismez, hep aynidir.

Bir il ve ilçe belediye  baskaninin tebdili kiyafet halkin arasinda halki dinlerken görme geleneginin birakilmasi ise,  vatandas devlet iliskisini ögrenme yolunun artik tamamen kapatilmis olmasini sagladigi artik görülmelidir.

Millet olarak beklentinin devletin daima yanibasinda oldugu gerçegi her alanda eksikligini gösterirken bu bahsedilen görevlerde halkin huzuru, güveni, refahi için görev yapanlar bu görevleri yerine getirmeleri için görevlendirdikleri devlet memurlarini, mahiyetindeki memurlarin vatandasla aralarindaki kopuklugun dahi farkinda olmadan  "Salla basini al maasini"  türünden görev yapmayi sürdürüyorlar.
Adeta verilen görevler Atalarimizin söyledigi gibi " It ite, It ise kuyruguna buyuruyor"  seklinde yürümesini sagliyor.

Bu tutum ve davranislar sonucunda ise en düsük devlet memuru statüsündeki devlet görevlisi kendisini temsil ettigi devletin millete hizmet etmesi için görevlendirdigini çoktan unutmus olup, adeta usta edebiyatçi Aziz Nesin'in kaleme aldigi roman gibi "Ben devletim sakat birakirim" düsüncesiyle hareket etmektedir.

Bunu görmek isteyen siyasiler, atanmis mülkiye amirleri, seçilmis il ve ilçe belediye baskanlari mahiyetindeki devlet görevlilerini denetler, halkin içinde tebdili kiyafet gezer ise çok daha iyi görecektirler.

Siyasetin tepesinde bulunan ve siyasetin tepesine çikmak için mücadele edenler bilmelidir ki bu sistemi bu düzeni kuran sizlersiniz.

Sizler önce "Milleti yasat ki Devlet Yasasin" gelenegini sürdürmelisiniz.

Milletine zulmeden, milletinden habersiz yasayan devletler tarihte örnekleri oldugu gibi mutlak bir gün çömektedir.

Devleti yöneten siyasi akil, önce millet ile devletin barismasini saglamalidir.
Devletin var olma sebebinin millet oldugunu devleti temsil eden her bir devlet adamina ögretmelidir.

Kalin saglicakla

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.