• BIST 100

    10924,53%-1,34
  • DOLAR

    42,20% 0,24
  • EURO

    48,86% 0,30
  • GRAM ALTIN

    5429,94% 0,77
  • Ç. ALTIN

    9007,06% 0,59

PROF. DR. CAHIT KURBANOGLU


ISLÂM BILIM ADAMLARI MIMAR SINAN 9 MINARELER


Minarelerin fonksiyona kavusturulmasi Sinan tarafindan saglanmistir. Tek minareli uygulamalarda genellikle girisin sagindaki köse, iki minareli uygulamalarda ise her iki köse kullanilmistir. 

Istanbul Beyazit (1505), Üsküdar Mihrimah Sultan (1547) ve Sehzade (1544-1548) camileri ana cephe köselerindeki minarelerle klasik denkleme bagli örneklerdir.  

Oldukça erken bir tarihte Edirne Üç Serefeli’de (851/1447) baslayan dörtlü uygulama minarelerin yerlerini ana kütle ve avlu köseleri olarak belirlemistir ki bu formül Süleymaniye’de tekrarlanir.  

Yine dörtlü uygulama olmakla birlikte Edirne Selimiye’de ana mekânin köselerine yerlestirilen minareler, bu defa merkezî semayi vurgulamak üzere ana kubbeyi çeviren unsurlar olarak dikkati çekmektedir. Burada üç girisli minare merdiven uygulamasi da Mimar Sinan’a mahsustur. Burada adeta üç agizli vida uygulamasi görülmektedir.

SINAN OKULUNUN TALEBELERI
Sinan’in bu okul uygulamasinda önemli mimarlar yetismistir. Bunlardan Dâvud Aga ve Sedefkâr Mehmed Aga ismi bilinenlerden sadece ikisidir. 

Özetle mimaride yeni çözümler, buluslar, her seyin ötesinde oranlarin ortaya konusu Sinan’la birlikte klasik denilebilecek yeni boyutlara ulasmis, bu kimlik, Osmanli düzeninin hâkim ve hükümran oldugu bölgelerin sanat faaliyetleri üzerinde günümüze kadar uzanan izler birakmistir. 

Sinan okulunun güçlü izleyicisi Sedefkâr Mehmed Aga’nin Sultan Ahmed örnegi (1609-1617) ilk ve tek deneme olarak alti minareyle karsimiza çikar. 

Sinan uygulamalarinda minarelerin sayisi kadar bu kulelerin ana kütleyle olan boyut iliskisi üzerinde özenle duruldugundan, yapilarin sehrin silüetine katkilari ayrica önem kazanir. 

Osmanli ve hatta Selçuklu kubbelerinde kasnagin her zaman mâkul bir yükseklikte tutuldugu, kubbe ile ana kütle arasinda daha olumlu bir geçis saglandigi görülmektedir.

Osmanli insaat teknolojisinin entellektüel potasinda olusan Sinan estetigi, kendinden önceki bazi mimari aliskanliklari ayiklarken bazi gelenekleri yeniden isleyerek pekistirmis ve yerlestirmistir.

Sinan okulunun Osmanli mimarisine esas olan en önemli bulusu kubbe-mekân iliskilerini en ideal biçimde formüle etmek olmustur. Bu Islâm ülkelerinde bir türlü çikis yolu bulamayan yöresel denemeler sadece Sinan estetiginde en akilci çözüme ulasmistir. 

Sinan Okulunda bu baglamda baska mimarlar tarafindan daha önce kullanilmis olan bütün unsurlar yepyeni bir uyum içinde hayat bulmustur. 

Arastirmalar Sinan’in bu ortamda tek basina kalmak olmadigi, kendi ayarinda is yapabilen, onun kadar güçlü baska mimarlarin da yetismesine gayret gösterdigi sonucu ortaya çikmaktadir.

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.