Insanoglu hakikat konusunda uzlasabilmeyi ancak, ortak noktalardan hareketle saglar.
Dini inanci olmayan kisilerle ortak noktamiz olan evren ve insan ayetini, "la" ve "illa" perspektifiyle okumayi ögreten Rasulullah ve Kur'an-i Kerim'den yararlanmaliyiz.
Allah'in varligi ve birligiyle ilgili olan 6 iman sartini, evren ve insan ayetinden faydalanarak, Ateist ve Deistlerin zihin dünyasini da dikkate alarak izah etmeye çalismaliyiz.
Bunu yaparken Rabbimizin evren ve insan ayetinde sahid olunan fiilerinden (Rububiyetin) yola çikarak, sifatlarini ve sifatlarindan türemis esmaül hüsnayi, Kur'an-i Kerim ve Rasulullah'in bakis açisiyla izahlandirmaya gayret etmeliyiz.
Allah'in varligi ve birligini, vahyin bak dedigi yerden bakarak, evren ayetinden yararlanarak izah etmeye baslayalim…
Evren ayetindeki Rabbimizin fiilleri (Rububiyeti) üzerinden, Allah'in sifat ve isimlerinin delilleri
Sifirdan baslayan evrenin, genisleyerek sistemli hareket eden galaksiler ve gezegenlerin olusmasi, üzerinde düsünülmeye degerdir.
Samanyolu galaksisinin olusup, içinde hayat barindirabilecek Günes sisteminin, onunda içinde de yasama elverisli bir Dünya'nin var olmasi hayret vericidir.
Gök ve yer bitisikken ayrilmasi, göklerin 7 katmanla korunmasi, daglarin yeryüzünün kaziklari olmasi, canlilarin sudan olusup, ihtiyaçlarinin karsilanmasi takdire sayandir.
Yasam için elverisli ortamin hazirlanmasi adina evrende sonsuz sayida düzenli ve hassas faaliyet gerçeklesmis ve yasamin devamliligi için halen sistemli bir sekilde hassas faaliyetler devam etmektedir.
Evrendeki sayisiz düzenli faaaliyet, Dünya'da bir yasamin olusmasina hiçbir zarar vermemis ve halen zarar vermiyor. Evrendeki, tabiattaki sayisiz düzenli faaliyet, yasayan canlilarla uyumlu bir yasam alani açilmasina vesile olmus ve bu düzen bozulmadan devam ediyor. Lütuf, merhamet hiç bitmeden devam ediyor.
Natüralistler, tabiattaki faaliyetlerin "zorunluluk" geregi olustuguna inaniyor. Düsünülmelidir ki, yeryüzündeki içilebilir tatli sular, aci olabilirdi. Canlilar bu aci sularla da yine yasamlarini devam ettirebilirdi.
Dolayisiyla, sularin rahatlikla içilebilmesi için tatli ve lezzetli olmasi, tabiatin "zorunluluk" eseri olamaz. Aci olmayan içilebilir tatli sular; merhameti olmayan tabiat, sebepler ve yasalar tarafindan bir "zorunluluk" geregi olusamaz.
Lezzetli tatli sularin, bir iradenin dilemesiyle merhamet tecellisi olarak her daim bize sunuldugu, akleden kalp tarafindan rahatlikla anlasilir.
Günes, su, toprak vasitasiyla tohumlarin büyüyüp, bize oksijen üreten muhtesem güzellikte ormanlarin olusmasi, her an müdahil bir Yaraticiya isaret ediyor.
Bitkilerin oksijeninden ve ürünlerinden faydalanan hayvanlar var olmaya devam ediyor. Böylece, hayvanlarin etinden ve sütünden faydalanarak insanoglu yasayabiliyor. Ayrica bitkilerin oksijeninden ve ürünlerinden tüm insanlar yararlaniyor.
Akledebilen bir kalp, an be an evrenin, bitkilerin ve hayvanlarin insana hizmet ettirildigini anlayabilir.
Her varlikta bir amaç ve hikmet olmasi ve her daim insana hizmet eden varliklarin olmasi, ilimli ve iradeli bir kudretin, evrendeki her seyde amaç ve hikmet olusturduguna isaret ediyor.
Her varligin bir amaci ve hikmeti varsa, insanin yaratilmasinin bir hikmeti veya amaci olmaz mi? Insaninin yaratilisinda bir amaç ve hikmet oldugunu kabul etmeyen Deist, her varlikta gördügü hikmete ve amaca ragmen, sonsuz hikmet sahibinin hikmetsiz is yaptigini kabul etmis olmuyor mu?
Evrendeki sonsuz sayidaki düzenli is bir düzenin olduguna isaret eder. Ateistlerin düzensizlige dair bazi iddialari dogru degildir. Evrende düzensizlik kesinlikle yoktur.
Velev ki evrende az sayida faaliyet düzensiz olsaydi, yine de evrende düzen oldugu hakikatine halel gelmezdi. Çünkü evrendeki sonsuz sayidaki düzenli isi, düzensiz oldugu zannedilen islerin sayisina çarparsak, sonuç yine sonsuz düzen çikar.
Ateistler, kuantum fiziginden dolayi evrende bir düzen olmadigini iddia ediyorlar. Kuantum fiziginde düzensizlik oldugunu ve olasiliklar üzerinden kuantum fiziginde bilim yapildigini söylüyorlar.
Kuantum fiziginde olasiliklar üzerinden de bilim yapsalar, düzen olmadan bilim yapamazlar. Düzen olmadan fizik, kimya ve biyoloji de bilim yapilamaz.
Kuantum fiziginde gördükleri düzensizlik ve olasiliklar, makro ölçekten bakildiginda bir düzeni olusturuyor. Evrene dair düzensizlik yanilgilari hep bu sekilde izah edilecek cinstendir. Ama izah edecek kimseleri genelde bulamiyorlar.
Kütlenin korunumu kanunu, atomlarin bir araya getirilmesiyle ancak, farkli bir madde olusturulacagi düsüncesine dayanir. Bilim adamlarina göre bu kanun olmasaydi, evrende bir düzen olmazdi.
Peki evrendeki tüm atomlari hassas ayar, ölçü ve hesaplarla kim bir araya toplayip, birbirlerinden farkli varliklar meydana geldi. Bunlari cüzi ilmi, iradesi, kudreti olan (hasa) insan yapabilir mi? Peki cansiz, ilimsiz, iradesiz, kudretsiz varliklar hiç yapabilir mi?
Bir çok kimyaci bir araya gelip, bir ilaci olusturacak maddeleri ilmi hesap ve hassas ayarlarla bir araya getirerek, fayda veren bir ilaci olusturur. Bir ilaci olusturana kadar, ilim ve iradelerini kullanarak defalarca kez deneme yapmalari gerekir.
Ateist veya Deistin kendisine bir eczaci tarafindan ilaç verildiginde, bu ilaci yapanlarin hayat, ilim, irade ve kudret sahibi birileri olduguna inanir. Dogal (natural) olan budur.
Sürekli bir döngünün oldugu tespit edilebilen tabiatta, her daim var olan ölçüyü, hesabi ve hassas ayarlari, varligi zorlugu olan bir varliga atfetmekten daha natural (dogal) ne olabilir?
Tabiattaki bazi yasalar sonucu; cansiz, ilimsiz, iradesiz, kudretsiz bazi maddelerin, ilmi hesap ve hassas ayarlarla bir araya gelmesiyle, eczanelerdeki çesit çesit ilacin olustuguna dair bir varsayim, bir Ateist ve Deistin aklinin ucundan hiç geçmiyor. Bu gayet dogal (natural) bir durumdur. Insanin dogal tabiati böyledir.
Bir Ateist ve Deiste, bir bebegin treni ittirerek hareket ettirdigini göstersek ve trenin hareket etme sebebinin bebek oldugu söylesek, Ateist ve Deist buna inanmaz. Bu gözlem sürecini defalarca göstersek yine inanmaz. Çünkü treni ittirebilmeyi saglayacak ilmi, kudreti olmayan bu bebek, trenin hareket etmesine sebep olamaz.
Eger bir odaya, bilgisayar ve bir bebek koysaydik. Odanin kapisini kilitleyip, bir müddet odanin içinde yalniz kalmalarini da saglasaydik. Daha sonra odaya girip, bilgisayarda bazi kodlarin belirli kurallara göre yazilip, aktif çalisan bir yazilim olusturulmus oldugunu görseydik.
Ateist ve Deiste, bu yazilimi kimin olusturdugunu sordugumuzda, bebegin haricinde canli, ilimli, iradeli, kudretli bir yazilimcinin bunu yaptigini izah etmeye çalisirdi. Odanin kapisini açtigimizda, bebegin klavye tuslarina bastigi görülsede böyle söylenirdi.
Evrendeki her daim var olan sayisiz faaliyeti, varligi zorunlu bir varliga atfetmek, aynen bu örnekteki gibi en dogal (natural) olandir.
Kainatin kurulmus saat gibi "zorunluluk" geregi çalistigina inanan Ateist ve Deistin, evrene müdahil olundugu ve basibos olunmadigi hususundaki bu tür delilleri düsünmeleri gerekmez mi?
