• BIST 100

    11007,37%0,81
  • DOLAR

    42,52% 0,07
  • EURO

    49,55% -0,06
  • GRAM ALTIN

    5743,85% -0,15
  • Ç. ALTIN

    9322,75% 0,27

DR. VEHBI KARA


Silahli kuvvetlerde darbeci yapilanma ve Özdag


Osmanli devletinden günümüz Türkiye’sine kadar askerlerin ülke yönetimindeki etkisi çok güçlü olmustur. 

Yeniçeri ocagindan tutun Ittihat Terakki Partisine kadar gayrimüslim azinliklarin etkisi altinda kalan ordumuz; padisah yönetime karsi sik sik ayaklanmistir.

Yeniçeri ocaginin kaldirilmasi ile bir parça rahatlayan Osmanli Devleti; bu sefer de ordu içine sizan Sabetay Sevi Tarikatinin müritlerinin etkisi altinda kalmistir. Abdülhamit Han’in 1909’da tahttan indirilmesi ile çogu Sabetay müridi Ittihat ve Terakki partisinin yönetimi altina giren bu cihan devleti, Balkan Savasi ve Birinci Dünya Savasinda alinan yenilgiler sonrasi; tarih sahnesinden çekilmistir.

Milli mücadele ile birlikte yeniden derlenip toparlanan Türkiye Cumhuriyeti yine Sabetay Sevi’nin özellikle ordu içine sizdirdigi subaylar araciligi ile zayif düsürülmüstür. Meclis’in yetkileri sik sik milletvekillerinin elinden alinarak askerlere verilmistir. 

Maalesef askerler ve fasist zihniyete sahip komutanlar çok kötü bir yönetim sonucunda ülkemizi yangin yerine çevirmislerdir.

Lozan Anlasmasi ile “Misak-i Milli” adi verilen yeminimiz çöpe atilmis ülke sinirlari Ingilizler basta olmak üzere Batili ülkelerin istedigi sekilde menfaatlerimize aykiri bir sekilde çizilmistir. 

Kibris, Hatay, Halep, Musul, Kerkük, Nahcivan, Batum, Bati Trakya, Limni, 12 Ada, Ingiliz, Fransiz, Italyan, Sovyetler ve Yunanlilara peskes çekilmistir. Hatta Istanbul ve Çanakkale Bogazlari ve Gelibolu Yarimadasi, Türkiye’nin egemenliginden alinarak askerden arindirilmis bir bölge haline getirilmistir.

Elbette milli yeminimizi ayaklar altina alan bu anlasmaya Meclis’te karsi çikilmistir. Fakat bütün muhalefet partileri, Halk Firkasinin komitaci generalleri tarafindan tasfiye edilmislerdir. Daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi’ne dönüsen bu firka, çok sert ve acimasiz uygulamalarla binlerce masum insani “Istiklal mahkemeleri” vasitasi ile idam etmistir.

Çok partili hayata tahammül edemeyen CHP ve liderlerinin meclis kürsüsünde “ihtimaldir ki bazi kelleler kesilecektir” sözü, tarihe geçmis ve 1946 yilina kadar baskici bir yönetim demir yumruk ile ülkeyi yönetmistir. Demokrat Parti’nin 1950’den itibaren iktidari devralmasi sonrasinda ülke yönetimindeki avantajli konumlarini yitiren darbeci askerler, tekrar Ittihat Terakki’nin komiteci usulüne yönelmis ve darbe cuntalari kurmaya baslamislardir.

1952’de resmen NATO’ya üye olan Türkiye, ABD’nin azmettirmesi ile birlikte darbeci askerlerin tuzagina düsürülmüstür. ABD’nin bu ikiyüzlü politikasi halen devam etmektedir. Nitekim 27 Mayis 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 15 Temmuz 2015 askeri darbeleri ile hükümetler düsürülmüs ABD’den emir alan askerler, ülke yönetimine geçmislerdir. 

Darbeci askerler, 1962 Anayasasina ve ülkenin yönetim çarklarina yerlestirdikleri askeri vesayet kanunlarindan yararlanarak her 10 senede en az bir defa yönetime müdahale imkâni bulmuslardir. 

15 Temmuz’da ABD tarafindan semirtilip büyütülen Feto isimli zindik her ne kadar halkimizin tanklara karsi gögsü ile karsi koymasi sonrasinda basarisiz kalmis ise de; ABD’nin baska planlari ve elemanlari da vardir. Ne yazik ki; ülkemiz “sivil bir anayasa” yapamadigi için hala askeri darbelere gebe bir sekilde idare edilmektedir. 

Biden yönetimindeki ABD, halkimizin seçtigi Erdogan hükümetini alasagi edecegini açikça deklere etmis ve geri adim atmamistir. Fakat yöntem olarak askeri darbelerden baska seçenekleri oldugunu da ileri sürmüstür. 

Nitekim ülkemizde kaos meydana getirmek, askeri darbelere zemin hazirlamakla görevli çok sayida elemani vardir. FETÖ örgütü büyük ölçüde tasfiye edilmis olsa da “a,b,d” planlari çoktur.

Çok ilginç bir tanesini dile getirerek yazimiza son verelim. Iste radikal irkçi söylemler ile ülkemizde karisiklik meydana getirmek isteyen Ümit Özdag, bunlardan sadece bir tanesidir. Ayni babasi gibi fasist ve irkçi bir anlayisa sahiptir. ABD’li Baskan Biden’den gelen emirle Erdogan hükümetini düsürmek için adeta yemin etmistir. 

“Türkçülük” yapan Yahudi Moiz Kohen, Ermeni Agop Dilaçar, Kürt Ziya Gökalp gibi Ümit Özdag’da Türk degildir. Dagistan’dan gelen göçmen bir ailenin çocugudur. Ne ilginçtir ki; Dagistan hiçbir zaman Türk topragi olmamistir. 

Fakat Özdag’in ülkemizden göndermeye çalistigi insanlarin yasadigi topraklar olan Suriye, yaklasik 900 yildan beri Türklerin vatani olmustur. Her sey bir tarafa Misak-i Milli yeminimizde yer alan topraklardan gelen insanlari ABD’nin plani geregi kaos çikarmak üzere kullanmaya çalismasi; ibret alinacak bir durumdur.

Bunun babasi olan Muzaffer Özdag, 27 Mayis’in kanli darbecisidir. Üstelik Milli Birlik Komitesinin “yüzbasi” rütbesindeki tek cuntacisidir. ABD’ye göbekten bagli bir askerdir. Özdag’da belli ki babasindan böyle ders almis. Halkin seçtigi yöneticileri kaos çikarip darbe ile alasagi etmek bunlarin kaninda vardir.

Fakat Ümit Özdag ve onun gibiler iyi bilsin ki; Ensar’dan ilham alan ve Islam’in emrettigi “Müslümanlara sefkat ve misafirperver olma” düsturunu çok iyi bilen Türk Milleti; asla bu tuzaklara düsmeyecektir. ABD ve Ruslar gibi Islam düsmani kâfirlerin bombalarindan kaçarak ülkemize siginan Müslüman kardeslerimizi bu komitacilarin keyfine göre göndermeyiz, vesselam…

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.