Emine AYDEMIR


NEFS RUHU TAKLIT EDER


Insanin nefsani kismi daima haz almak ister, ruhu da tam tersine hazlardan kaçar ve kulluk vazifelerini yapmaya çalisir. Nefsi emmarenin (kötü nefis) hazzi günahlarda açik, ibadette ise gizlidir. Gizli hazzin çaresi daha zordur. (1) 

 

Sürekli nefislerini hesaba çeken alimler, yaptiklari nafile bir ibadetten zevk almaya basladiklarini fark ettikleri an hemen onun yerine nefislerine agir gelen baska bir ibadete geçmeyi tercih etmislerdir. Çünkü ibadet nefsin istemedigidir.

 

Ebi Muhammed El-Murteis hz. anlatiyor: “Birçok defa yalniz basima hac yaptim. Fakat hepsinde de nefs hazlarindan kurtulamamis oldugumu anladim. Zira bir gün annem benden bir gügüm su getirmemi istemisti. Bu nefsime pek agir geldi. O zaman anladim ki, zahmetsizce defalarca yaptigim haclarda nefs hazzi bulunmamis olsaydi, onlarda bana mutlaka agir gelecekti.”

 

Ibadet, mesakkat ve zahmettir.  Buna ragmen nefs, bazen ruhu taklit ederek ibadet etmeye ve hayra tesvik edebilir. Nefsi emmarenin, ibadet edip Allah’a yaklasmak perdesi altindan gizli gizli san söhret kazanmak, övülmek ve bu sebeple haz ve tat almak sevdasinda oldugunu basiret sahipleri ifade etmislerdir. 

 

Hareketlerinde ve sözlerinde Hakk Teâla’nin isitip görmesiyle yetinmeyen kimse, hiçbir zaman riyadan kurtulamaz.(2) Bu nedenle niyetlerimizi ve isteklerimizi sürekli Rabbimizin rizasi dogrultusunda degerlendirmeliyiz. 

 

Bir abidin insanlarin kendisine saygi göstermelerini istemesi, bir mecliste basköseye oturmayi, ikram edilmeyi arzu etmesi, kendisine özel bir hürmetle davranmayanlara kizmasi, çarsidan bir sey almak istese iyi halle tanindigi için kendisine indirim yapilmasini istemesi gizli riya alametidir.(3)

 

Yusuf Suresi 53. ayette Rabbimiz buyuruyor: “Yine de ben nefsimi temize çikarmiyorum. Çünkü nefis, Rabbimin aciyip korumasi disinda, daima kötülügü emreder; süphesiz Rabbim çok bagislayan, pek esirgeyendir.”

 

Ahmed bin Erkam Belhi Hz. söyle demistir: “Bana nefsim bir gazaya katilmami tesvik etmeye basladi. Daima fenaliga meyilli olan nefsin, böyle en güzel amellerden biri olan cihadi istemesine sastim kaldim. 

 

Zannettim ki tek basima halktan uzak yasadigimdan dolayi üzülüyor ve halkin içinde bulunmak ve insanlar arasinda onlarin saygisini kazanmak istiyor. Bu arzusunu kirmak için gazaya giderken insanlarin beni taniyabilecegi yerlerde asla durmayacagimi söyledim. Ona da razi oldu. Çarpisma sirasinda zirhsiz ve migfersiz savasacagim için ilk hücumda sehit edilecegimden buna benzer savas sikintilarindan bahsettim. Hepsini de memnuniyetle kabul etti. Sasip kaldim,   

 

 

Cenab-i Hakk’a yalvarip: “Ya Rabbi, ayetler ile kötülükler emrettigini bildirdigin nefsi emmare bana ibadet ve güzel ameller teklif ediyor. Bana bu sirri ilham et.” diyerek dua ettim. Derhal isin iç yüzü açiga kavustu. Nefsim, hep arzularinin aksine davranmam nedeniyle; günde bin defa ölmek yerine bir kere ölüp sehadet mertebesine erismek, üstüne kullar arasinda ilelebet güzel bir namla anilmanin daha uygun bir is olacagini düsünüyormus. Bu yüzden o sene cihada gitmedim”. 

 

Bu bilgiler isiginda yapmak istedigimiz hayirlarda, konusmalarimizda ya da Islam’a hizmet etmek istedigimizi söyledigimiz konularda- gelecek planlarinda, nefsimizin hosuna giden bir yön olabilir mi diye düsünsek nasil olur?

 

 “Ya Rabbi! Göz açip kapama zamani kadar dahi olsa bizi nefsimize birakma, elimizden tut, Peygamberlerinin gittigi cennet ve riza yollarina eristir ve bizi istikametten ayirma!” Aminn.

 

Muhabbetle.

Emine Aydemir

 

Kaynak: Hikemi Ataiyye sufi kitap

(1) Hikemi Ataiyye 2. Cilt 4. Hikmet

(2) Seyh Abdullah el Karsi hz.

(3) 5. hikmet

Yazarın Diğer Yazıları


18.8° / 12.6°

YAZARLAR