• BIST 100

    10924,53%-1,34
  • DOLAR

    42,21% 0,25
  • EURO

    48,86% 0,30
  • GRAM ALTIN

    5430,60% 0,78
  • Ç. ALTIN

    9007,06% 0,59

BÜLENT ERTEKIN


SAMIMI BIR IHLAS...


Güzel duygular ile yola çikariz. Niyetimiz halistir. Lâkin yola çikanlarin da maddi durumlari bellidir. Hepside kit kanaat ve aldigi maas veya emekli maasi ile geçinen insanlardir. 

Niyet iyidir lâkin genede zihinlerde bir istihfam vardir. Girilen, niyet edilen isin maddi yükü agirdir. Deriz "abi nasil yapacagiz biz bu isi, altindan kalkabilecek miyiz?

Oysa Yaradan, kalblerden geçen o ihlas yüklü niyetin(m)izi bilmiyor mu? Hasaa. Elbette bizi bize birakma diye dua ettigimiz Yaradanimiz bizi ve kalblerimizden geçenleri en iyi bilendir.  

Var, yok niyet edilen lâkin maddi yükü oldukça agir olan ise girilir. Rabbim öyle kapilar açar ki; siz bir tane niyet edersiniz 'O' 3 tane ihsan eder, siz 20 minik yüregi sevindirmek istersin 'O' 50 yüregi sevindirir.
Amelinizde Riza-i Ilahi olunca iyilik ve ihsan kapilari sonuna kadar açiliyor.
Asagida, Çekmeköy Ilçe Müftüsü Vehbiler Aksit beyin anlattigi yasanmis gerçek bir hayat hikayesi bana bir kez daha "samimi bir ihlas, serde dahi olsa muvaffak olur." sözünü hatirlatti. 

Nasil yapariz...
Kime gideriz ..
Etimiz ne, butumuz ne ki?
Basaracak miyiz? gibi ümitsizlige sevk eden sözleri hepimiz zaman zaman söyledik ve yasadik. Lâkin neticede rahmeti, hazinesi sonsuz olan Rabbim öyle kapilar açti ki... Biz, bizzat yasadik ve gördük. Hamdolsun.

Asagida okuyacaginiz yasanmis gerçek bir samimiyet ve ihlas abidesi olayi okuyun ve mümkünse yola çikarken zihinlerinde yaparmiyiz, edermiyiz diyenlere de okutun.

Anadolu’da bir ilçede müftüydüm. Günlerden cumartesi. Kazanin pazari da o gün kurulur. Daireler kapali. Evde oturacagima müftülüge gideyim dedim. 
Daireye vardim, bir çay demledim, camdan disari bakiyorum. Bahsettigim pazar, müftülügün biraz ilerisinde kurulur. Kimi almaya, kimi satmaya, herkes pazara geliyor. Kalabalik. Müftülügün karsisinda bir bakkal var.
         
Ben camdan ilçenin cumartesi günlerine mahsus bu hareketli vaziyetini seyrederken, lüks bir otomobil gelip, bakkalin önüne park etti. Bakkal bir hisimla çikti;
        
-Yok arkadas dükkânin önüne park etme! dedi.
         
Zaten ‘pazarin kuruldugu gün’ oldugu için, bakkala giden gelen yok. Bir de dükkanin önü kapanacak diye adamcagiz iyice asabîlesti. Arabanin sahibi de hakli;
     
-Yahu burada park yasagi mi var? Niye park etmiyormusum? diye çikisti. 

Baktim gereksiz bir münakasa çikacak. Hemen indim, arabanin sahibine;
     
-Arkadas, bugün ilçenin pazari var. Gelen-giden çok. Bakkal; ‘Belki satis yaparim’ diye dükkânin önü kapansin istemiyor. Burada arabana zarar gelmesin. Müftülügün bahçesinde müsait park edecek yer var. Ben kapisini açayim, oraya koy. dedim.
   
-Olur… dedi.
     
Arabayi park ettikten sonra;
   
-Yukarida çay demledim, tek basima içiyorum, istersen buyur birlikte içelim. dedim.
     
-Olur, içelim. dedi. Tesekkür etti.
    
Yukari çiktik. Bir yandan çaylarimizi içiyor, bir yandan tanisiyor, konusuyorduk.
    
O sirada müftülügün kapisi açildi. Içeriye elleri titreyen yasli bir hanim girdi. Elinde tek sira dizilmis bir tabak incir.
     
-Oglum, müftülügün kapisini açik gördüm de içeri girdim. Kusura bakmayin. Ben bu incirleri bizim bahçeden topladim. Pazara satmaya götürüyorum. Parasini da sana getirecegim bir kiz Kur’ân kursu yaptirirsiniz diye…
       
Bir tabak incir… 1 kilo ya gelir, ya gelmez. Kur’ân kursu yaptirmak için onu getirip hayir olarak müftülüge verecek…
      
Duygulandirici bir samimiyet, niyet ve arzu…
      
Ben dondum kaldim. Misafirim de duygulandi. Hanima dedi ki:
      
-Kaça satiyorsun?
       
Kadincagiz mütevekkil:
      
-Ne verirseniz? dedi.
Adam da costu:
-Peki, bir Kur’ân kursu yaptirmaya verir misiniz?
       
Yâ Rabbî!..
Bir tabak incir ile bir Kur’ân kursu…
       
Adam bu güzel niyeti gerçeklestirmek için harekete geçti. O kadincagizin arzusu gerçek oldu…
        
Siz ne derseniz deyin, bunun adi samimiyetten baska bir sey degil. Samimiyetle, ihlâsla istersen; Mevlâ’m karsiligini hemen, fazlasiyla verir.     
        
Kadincagiz, istemis, gönülden arzu etmis. «Benim ne imkânim var ki?» diye düsünmemis. «Bir tabak incirden ne olur…» dememis, onu toplamis. «Bana güler dememis, yola koyulmus. Bunlar hep bereketin sirlari…". 

Dostlar!!!
B(s)izlerde;
10 liradan ne olur?
Benim imkanim yok ki?
Az katki yaptim, bana gülerler mi?  Gibi düsüncelerden uzak bir sekilde niyet ettiginiz isi yapin. Zira emin olun 10 lira 100 liradan daha kiymetli olabilir.  

Selâm ve dua ile

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.