• BIST 100

    10924,53%-1,34
  • DOLAR

    42,21% 0,25
  • EURO

    48,86% 0,30
  • GRAM ALTIN

    5430,60% 0,78
  • Ç. ALTIN

    9007,06% 0,59

M.Nuri Bingöl


Bu Vatan Borcunu mu Ödeyecek Size? Nerede...


-Üstad Bediüzzaman’in vefat yildönümü münasebetiyle-

Sizi anlatma degil, hatirlatma  gayreti içindeki bu satirlara, talebe ve müstaklarinizdan birinin sahsiniza yazdigi bu mektubu almak  -eminim ki- ruhaniyatinizi mesrur edecektir.

Iki “hasiye” ile “tâdil” ettiginiz (ifratkâr ifadeleri hakikat ve vasata getirdiginiz) mektuba, sizin de büyük ehemmiyet verdiginizi anlayan idrâk kuvvetim, o “hasiye”lerde izah buyurdugunuz hakikatlar ile de kanatlidir. Hasiyelerin ilki çalisma ve hizmet tarzinizi, tevazu çerçevesindeki “hakikatperest”liginizi ortaya koymaktadir.

      “Bu hizmet-i kudsiyedeki  sevap ve serefte benim gibi bir biçarenin hissesi, tasavvur ettiginiz miktardan  binde bir düsse yine sükrederim. Ehl-i hüner, almas kalemleriyle imdadima yetisen sizin gibi Kur’an’in halis  (ihlasli) sakirdleridir.

        “Her cihetle kemâlde ve devamda bulunan bir vazife”nin (Mehdiyet vazifesinin) “pisdâr”i olmakla iktifa eden gönlünüzün genisligi daha nasil anlatilir, bilemiyorum.

“Bu kardesimin bu hissine istirak etmiyorum. Riza-yi Ilâhî kâfidir. Eger o yâr ise, hersey yârdir. Eger o yâr degilse, bütün dünya alkislasa bes paraya degmez. Insanlarin takdir ve istihsani, eger böyle iste, böyle âmel-i uhrevîde illet ise o ameli ibtal eder. Eger müreccih ise, o âmeldeki ihlasi kirar. Eger müsevvik ise saffetini izâle eder. Eger sirf alâmet-i makbuliyet olarak, istenmeyerek Cenab-i Hak ihsan etse, o âmelin ve ilmin insanlarda hüsn-ü te’siri nâmina kabul etmek güzeldir ki (Bana arkamdan hayirla yâd edilmeyi nasip eyle) buna isarettir.”

Mektubun orijinal metninde tashih edilmeden (düzeltilmeden) gönderilen ve ufuklar kadar derin bir hissiyat ifâdesi olan satirlara dokunmayi –mektubu tashih ederek eserinize aldiginizdan size hürmetle-  uygun bulmadim. Sahsiniza gönderilen mektuplarin içinde çok daha fazla “hassasiyet” tasiyanlari da var, ama “Hakikat-i Risale-i Nur” dediginiz meseleyi, bugünün idrakine daha güzel anlatan –bence– böylesi “hakikatperestlik siddikiyeti” (Kastamonu Lahikasi, 137) dairesindeki mektuplardir.

“Ey Üstad,

Kur’an’in bir ma’kesi olan yazdigin Risaleler, Senin ne büyük üstad oldugunu kabul ve teslime kâfidir. Sen ki, ey aziz Üstad, Islâmiyet üzerine çöken zulmet ve gaflet perdelerini Risalelerinle yirttin. O mülevves perdeler altindaki en nurlu hakikatleri meydana çikardin. Senin sarsilmaz azmin, kahraman metânetin, ârâmsiz sa’yin (rahatsizlik veren mücadelen) semeresiz kalmadi. Anadolu’nun ortasina öyle bir âb-i hayat çesmesi açtin ki bu çesmenin musluklari yazdiginiz risalelerinizin, nesrettiginiz eserlerinizin hakaikidir (eserlerinizde ortaya konan iman hakikatlaridir). Menbâ ve mâdeni, bâki olan Kur’an-i Hakîm’in bahridir .

      Bir gün olup bu dâr-i imtihandan saâdet alemlerine göçtügünüz zaman, kiymetdâr eserlerin Seni nâminla beraber yasatacaktir. Ne mutlu, Senin açtigin çesmenin kiymetini takdir ile  ona muhafiz ve müdafi’ olan ve icabinda eserlerinin ahkâmini ilan ve telkin ugrunda bin can ile hayatini fedâya müheyya olan, candan sevdigin talebelerin var.

Uhreviler (ahiret) diyarinda oldugunuz zamanlarda dahi sizin ruhunuzu muazzeb edecek hareketlerde bulunmayacaklarina emin olunuz. Birçok esrar-i Kur’aniyenin  anahtarlarini simdiden talebenize tevdi ettiginize , onlar canla ve basla Size minnetdar ve mütesekkirdirler. Bugün saçmakta oldugunuz feyizli nurlar, beseriyetin hakiki insan olanlarini pâyânsiz sürurlara istigrak ederek, mükellef olduklari vezâifi bildiriyor. Hizmetiniz inkâr edilmez ve senin fedakârligin azîmdir.

Aziz Üstad! Hizmetin göklerde gezsin ve siz destanlarda geziniz.

Fedâkâr Üstad! Diyanetten meded almayan, ehl-i gafletin (gafil insanlarin) gafletini ziyadelestiren edebiyat denilen müthis sarhosluk, ancak ve ancak sizin âsâr ve telkinleriniz sâyesinde mündefi’ oluyor (ortadan kalkiyor). Dinsiz milletler pâyidar olamayacagi ve hatta insaniyeti bile ögrenemeden dünyadan gelip geçeceklerini pek mâkul ve mantikî delillerle isbat ettin. Eserlerin ruhun gibi ulvî ve ihatali.

Sevgili Üstadim! Müsterih olmalisiniz ki, Sizin sa’yiniz (mücadeleniz) beyhûde degildir. Lâyemut (Yani Kiyamet’e kadar iman hizmetini sürdürecek) Risalelerin ilelebet (Kiyamet’e dek) kiymetli ellerde gezecek… Emeliniz, gayeniz, iman dairesinde îkaz ve irsad hedeflerine yetismek degil mi? Felsefe mezbelelerine nâlân, sürünen edebsizler elbette hakikî edebi ve edebiyati Sizin eserlerinizde bulacaklarina asla süphe yoktur ki, böyle olacak.

Siz de artik Muhterem Üstad, muhtaç olan koca bir millete  târif ve mikyas kabul etmez bir hizmeti îfa etmis bulunuyorsunuz. Bu millet, bu toprak, bu vatan hiçbir zaman Size olan borçlarini ödeyemezler. Dilerim ki bu azim, kudsî hizmetinizin mükâfatini Cenab-i Hak size pek lâyik bir tarzda ihsan etsin. Dünya ve ahirette sizden ve biz gibi âciz ve kusurlu hizmetçilerinden râzi olsun, amin.

Lütfi’nin Arkadasi Zeki”

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.