Türkiye Aile Meclisi: KARMA EGITIM SISTEMI KALDIRILMALI, GENÇLERIMIZIN DEIST AHLAKSIZ HAYATTAN KURTULUS REÇETESI ÖNCE AHLAK ve MANEVIYAT SEFERBERLIGI
Gençlerimizde deizmin artmasinin asil sebebi 18 yasina kadar karma zorunlu egitimdir.
Karma liselerde Milli Egitim’in temel metinlerde “dindar nesil” hedefinin geçmemis olmasi ve verilen din egitimindeki ruhsuzluk da deizmi beslemektedir.
Fulbright, Lanzarote, Cedaw ve Istanbul Sözlesmeleri gibi uluslararasi metinlerin gölgesinde yetistirilen bir gençligin deizm disinda bir seçenegi tercih etmesi kolay degildir. Çünkü egitim sistemi, hukuk, medya ve ekonomi, deizmi desteklemektedir.
Gençlerde “dindar nesil” olma arzusunu canlandirmadan sürdürebilir saglam aile yapisi beklentisinde bulunmak ham hayaldir. Gençlerde evlenme yasinin belirsizligi ve dinin kabul edebilecegi mesru cinselligin imkânsiza yakin zorlugu deizm egilimini artirmaktadir.
Son zamanlarda deizm konusu tartisiliyor. Gençlere sikça deist misiniz diye soruluyor, anket yapiliyor.
Gençlerin bir kisminin dikkat çekmek için deistim dedigini biliyoruz. Orta ögretim ögrencileriyle yaptigimiz toplantilarda bu hususu birçok ögrenciden dinledik.
Gençler adam yerine konulmak istiyor. Görsel medyada da deistim dedigi zaman kendilerini adam yerine koyacak kimselerin oldugu ima ediliyor.
Bu sebeple anketlerde deist oranlari yükseliyor. Sosyal meselelerde hiçbir konu bir sebebe dayandirilmaz. Mutlaka birçok sebebi vardir.
Psikanalizle ilgili çalismalar dindarligin dogasinin cinsellik ile de ilgili oldugunu ortaya koymustur. Gençlerimiz için cinsel hayat aslinda ergenlik ile beraber baslamaktadir.
Bunu en geç 15 yas olarak kabul ederseniz degerlendirme daha kolay olur. Zorunlu egitime göre her genç 18 yasina kadar okulda tutulmak zorundadir.
Okullarda özellikle ögrenci kiyafetlerinde büyük bir degisim yasanmistir. Eskiden kiyafet disiplini vardi, ögrencilere forma giydirilebiliyordu. Simdi ögrenciler için en yaygin kiyafetin ne oldugunu anlamaniz için balet giysisini zihninizde canlandirmaniz yeterlidir.
Kiz ögrenciler için de, erkek ögrenciler için de en yaygin giysi balet giysisine en çok benzeyen giysi haline gelmistir.
Psikanalitik açidan baktigimizda bu giysi, hem kiz ögrencileri için hem erkek ögrenciler için yogun bir cinsel baski demektir.
Bunun yani sira gençler sinirsiz sayida görsel ve sanal cinsel içerige muhatap, bununla birlikte dinin kabul edebilecegi fiilî cinsellik imkânsiza yakin zorlastirilmistir.
Ülkemiz sartlarinda ortalama bir evliligin 25-30 yas araliginda gerçeklesmesi söz konusu olabildiginden dinin kabul edebilecegi bir cinsel hayatin zorlugu ortadadir.
Gençlerde evlenme yasinin belirsizligi ve dinin kabul edebilecegi mesru cinselligin imkânsiza yakin zorlugu deizm egilimini artirmaktadir.
Bazilari, din karsilikli rizaya dayali cinselligi kabul ediverse sorun çözülmüs olacak diyebilir. Böyle bir tutumu dinin kabul etmesi mümkün degildir.
Bu durumda deizm fiilen devreye girmektedir. “Manevi degerlere saygiliyim, din karsiti degilim ama özellikle kadin erkek iliskileri ile ilgili dinin koydugu sinirlara uymak zorunda degilim” seklinde özetlenebilecek bir söylem söz konusu olabilmektedir.
Gencimizin karsisindaki tek seçenek karsilikli rizaya dayali cinselliktir. Bunu dînî açidan bir yere oturtmak mümkün degildir.
Türk Milli Egitimi 18 yasina kadar kiz ve erkek çocuklarini karma olarak okulda tutma üzerine kurgulanmistir. Buna karsilik 2023 egitim vizyonunda okullar, “millî ve manevi erdemlerle birlikte yasam becerilerinin içsellestirildigi mekânlar” olarak gösterilmistir.
Planlanacak ilk egitim vizyonunda okullar, “dinimizin helal ve haram saydigi seylerin bilgisi ile bu bilgilerin nasil hayata geçirileceginin ögretildigi mekânlar” olarak tanimlanmali ve karma ve zorunlu egitim kaldirilmalidir.
Okullarda verilen din ve din bilimleri egitiminin içerigi ile ilgili deizmi destekleyen hususlar da sunlardir:.
Hz. Peygamber’i vahye muhatap olmakla kalmamis, örnek bir hayat yasamis bir insan olarak anlatmak yerine akil ve zekâsiyla bedevileri çekip çevirmis bir “uyanik adam” olarak gösteren din egitimi ya da din bilimleri tahsili deizmi beslemektedir.
“Hz. Peygamber’in Kuran disi bir mucizesi yoktur, mucizelerin tamamini hurafe, uydurma, efsane seylerdir” söylemine dayali din egitimi ya da din bilimleri tahsili deizmi beslemektedir.
Dini akil ile esitleyen söylem deizmi desteklemektedir. Dini akil ile esitlediginizde ruhu kalmaz, deizm kendiliginden gelir. Dinin iki kaynagi olan kitab ve sünnetin akil ile degistirilebilirligini savunanlar deizmin sebebini baska yerde aramak yerine kendilerine ayna tutmalidirlar.
Nitekim dini rasyonellestiren söylemle yazilmis kitaplarin gençlere okutulmasi deizmi azaltmamaktadir. Çünkü deizm bir entelektüel sanci sorunu degil, dine uygun olmayan ortamlarda dinin icaplarinin uygulanmasi ve sosyallesmenin biçimi ile ilgili bir sorundur.
Hz. Peygamber’in birinci kusak takipçileri olan sahâbe-i kirâmi gözden düsüren söylemler deizmi desteklemektedir.
Islamî ilim ve kültür mirasinin günümüze ulasmasinda emegi geçen âlimleri gözden düsüren söylemler deizmi desteklemektedir.
Müslümanlari yeryüzünün en sefil insanlari olarak gösteren söylemler deizmi desteklemektedir. Ahlaki dinden ayirip kendi ahlakina bakmadan Müslümanlarin ahlaki üzerine yargilarla dolu söylem üretimi deizmi desteklemektedir.
Müslümanlarin geri kalmisligi iddiasi üzerinden ümmet düsmanligi da deizmi desteklemektedir.
Netice itibariyle sunu söylemek istiyoruz. Deizmin asil nedeni egitimin temel amaçlariyla ilgili devletin resmi belgelerinde “dindar nesil yetistirmenin” bir hedef olarak gösterilmeyip manevi erdemli gençlikle yetinilmis olmasidir.
Uygulama degil bilgi temelli, ögretmekten çok sorgulama kisvesi altinda kurcalama ve süphe uyandirmaya dayanan bir din egitimi de deizmi destekleyen alt yapinin tuzu biberi olmaktadir. Karma ve zorunlu 18 yasina kadar egitim kaldirilmali, din bilgisi ve din bilimleri egitimi ruhsuzluktan kurtarilmalidir.
Doç. Dr.Semsettin KIRIS, Türkiye Aile Meclisi Genel Baskan Yardimcisi
