MÜSLÜMAN DÜNYA SITESI, MAZLUM VE KAHRAMAN MÜSLÜMANLARI TANITMAYA DEVAM EDIYOR..!?
BUGÜN: (5.)
?? Bediüzzaman Said Nursi Bitlis’in Hizan Ilçesine bagli Isparit Nahiyesi’nin Nurs Köyünde 1876 tarihinde dünyaya geldi.
? Cesur bir mizaca, son derece parlak bir zekaya ve güçlü bir hafizaya sahipti. Bunlar katiksiz iman ve ilim askiyla birlesince, normalde onbes yil kadar süren medrese egitimi üç aya sigdi. Bu olaganüstü gelismeyi kavrayamayanlar tarafindan düzenlenen ilmi tartismalari kazanarak kendini ispatladi. Bu nedenle "Molla Said"e, "zamanin emsalsizi, benzersizi" anlaminda "Bediüzzaman" lakabi verildi..!
? Dönem tüm dünyada maddeciligin öne çiktigi bir dönemdi. Devlet ve millet seklen Islam'a bagli olmakla birlikte mana planinda Islam'dan kopmustu. Bati’yi da anlayamamisti. Asil problem buydu. Teshisini bu sekilde koyan Bediüzzaman tedavi metodunu da gelistirdi: "Tahkiki iman" gelistirdigi metodun özü ve özetiydi..!
? Sira "Tahkiki iman" ekseninde gelisip çagin teknolojisiyle zenginlesecek insanlar yetistirmeye gelmisti. Bunun da yolu egitimden geçerdi. Bu maksatla bir egitim projesi gelistirdi. Buna göre Dogu ve Güneydogu öncelikli olarak tüm vatan sathi "Medresetüzzehra" adini verdigi egitim kurumlariyla donatilacak, bu kurumlarin ilk, orta, lise bölümleri olacak, ayrica din ve fen dersleri bir biri içinde, bir bütün halinde okutulacakti..!
? Görüslerini Padisaha sunmak için 1907 yilinda Istanbul'a geldi. Fakat Imparatorlukla birlikte Imparatorlugun baskenti Istanbul da çürümüstü. Düsüncelerini gazetelere yansitmasi sarayi tedirgin etti. Padisah atesin bir zekayi etkisizlestirmek için altinla ödüllendirmek istedi. "Maarifi tehir, maasi tacil nedendir?" diye sorup ihsan-i sahaneyi reddedince de akil hastahanesine kapatildi. Fakat doktorlardan akli melekelerinin sapa saglam olduguna dair bir rapor alarak görüslerini açiklamayi sürdürdü.
? Bediüzzaman, Sark ulemasindan sonra Istanbul’daki meshur alimlere de kendisini kabul ettirmekte zorlanmamisti. Onunla görüsenler en girift sorularina cevap aliyor, "Sen gerçekten de Bediüzzamansin!" demekten kendilerini alamiyorlardi.
Mesrutiyeti Islam eksenine oturtan ve "Mesrutiyet-i mesrua"yi öngören hürriyetçi fikirleri özellikle ilgi çekiyordu. Bediüzzaman'a göre mutlakiyet Islami dirilisin önünü kapatiyordu. Ancak mesrutiyete yumusak geçis yapilmaliydi. Bunun için de önce "üç büyük düsman" saydigi cehalet, zaruret ve ihtilafla mücadele edilip kazanilmasi gerekiyordu..!
? "31 Mart 1909 Olayi" ismiyle tarihimize geçen kesmekes esnasinda yatistirici rol oynamasina ragmen, Bediüzzaman’dan daha önce tedirgin olmus yönetim tarafindan tutuklanip Divan-i Harb Mahkemesinde yargilandi. Beraat etti ve Van’a döndü.
Birinci Dünya Savasi sirasinda gönüllü talebeleriden bir milis alayi kurup dogdugu topraklari savundu. Bitlis savunmasi esnasinda yaralanip Ruslar'a esir düstü.
Yaklasik üç yil süren esaret hayatini kaçisla noktaladi. Ordu adayi olarak devrin tek Islam Akademisi "Darü'l-Hikmeti'l-Islamiye"ye üye oldu. Istiklal Savasi sürerken, Anadolu harekatini "isyan" sayan fetvaya Anadolu ulemasiyla birlikte karsi fetva verdi.
? Istanbul isgali sirasinda Ingiliz isgalcilere karsi yayinladigi bir eser yüzünden Isgal Kuvvetleri tarafindan giyabinda ölüme mahküm edildi..!
? Zaferden sonra Ankara’ya Büyük Millet Meclisi’ne 1922 tarihinde davet edildi. Meclis'te resmi karsilama töreni yapildi. Fakat devletle millet arasinda "kible farki" olusmak üzere oldugunu görüp milletvekillerine hitaben on maddelik bir beyanname dagitti ve tekrar Van'a döndü.
? Seyh Sait isyaniyla bir ilgisi bulunmadigi, esasen her firsatta "Dahile kiliç çekilmez" dedigi halde bir çok mazlum gibi Bediüzzaman da önce Burdur'a, ardindan Barla'ya sürüldü. Barla'da Risale-i Nur Külliyati'ni telife basladi. Tek basina bir mektep oldu ve "cevher insan" yetistirmek için insanüstü bir gayret gösterdi.
? 1925 yillarida Türkiye'de uygulama alanina giren dini dislama politikalarina karsi Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur adini verdigi eserleriyle Islam’in temel altyapisini olusturan prensipleri açiklamaya yönelik bir tarz gelistirdi. Bediüzzaman Said Nursi gelistirdigi bu Kur'ani tarz ile akil, kalp ve duygu bütünlügünü temin ederek iman hakikatlerini anlatti.
? Bediüzzaman Islam dünyasinin karsilastigi en köklü ve yikici krize, yani fen ilimlerinden kaynaklanan dinsizlik veya dinde laubalilige karsi ilim ve mantik yoluyla cevaplar vererek milyonlarin imaninin kurtulmasina vesile oldu..!
? Bediüzzaman’a göre temel mesele; insanin kendisini, diger varliklari, kainati ve hemcinslerini iman ekseninde algilamasidir. En önemli görev bunu saglamaktir. Bundan ürkenler onu defalarca tutukladilar, Eskisehir (1935), Denizli (1943), Afyon (1947) hapishanelerinde yatirdilar. Fakat inançlarini yasamaktan ve yazmaktan vaz geçiremediler.
? 1960 yilinin 23 Mart ayinda Sanliurfa’da Hakk'in rahmetine kavustugunda arkasinda biraktigi tüm maddi serveti bir demlik, birkaç bardak, eski bir gömlek, yamali bir cübbe, sarik, misvak, biraz çay-seker ve on liradan ibaretti..!
? Manevi miras olarak ise bütün asrin insanini aydinlatabilecek Kur’an Tefsiri olan Risale-i Nur külliyati ile dünyanin her tarafinda milyonlarca "Kur’an Talebesi" birakmistir."
Allah rahmet eylesin!
?? Irfan Küçükköy, Konya'da yasayan bir Islam alimidir. Ben de Mehmet Bozkurt olarak kendisini tanirim.
Irfan Küçükköy, Facebook hesabindan diyor ki:
(Aynen aktariyorum)
Said-i Nursi 1960 tarihinde Sanliurfa'da vefat etti. Önce Sanliurfa'da defnedildi. 1960 ihtilalinden sonra ziyaret edenler çok bilinmeyen bir yere tasidilar. Said-i Nursi'nin kardesi Abdülmecid Ünlükul bizim hocamizdi. Olayi bizzat kendisinden dinledim.
Abdülmecid hoca diyor ki:
Bir gün askerler gelip beni evden aldilar. Kara yolu ile Sanliurfa'ya götürdüler. Gece olunca kabristana giderler.
Askerler kabri açarlar. Na'si disari çikarirlar. Bir tabut içine koyarlar ve helikopter ile havalanirlar. Abdülmecid hocanin tahminine göre çok uzaga gitmezler. Helikopter'den inerler. Burasi bir dagin zirvesidir. Önceden hazirlanmis kabre koyarlar.
Askerler üzerine toprak atarlar ve kabir oldugu belli olmasin diye tümsek yapmazlar ve düzlerler. Abdülmecid hoca söyle anlati. "Arada 4 ay geçtigi halde kefen bembeyaz duruyordu. Sadece bögrüne dogru bir yerinde sararma vardi."
Sonradan Nurcular Isparta Barla'da bir yeri onun kabri olarak ziyarete basladilar. Ben konuyu anlatinca Abdülmecid hoca yasliydi. Ona yakin gelmis olabilir." dediler. Allah'u-A'lem..!
Genel Kurmay arsivlerinde bunun karari ve yerinin vesikasi var olmalidir. Arsiv çalismasi yapilabilir. Genelkurmayin arsivlerinde bunun karari ve yerinin vesikasi var olmalidir. Arsiv çalismasi yapilabilir.
