• BIST 100

    11007,37%0,81
  • DOLAR

    42,52% 0,07
  • EURO

    49,55% -0,06
  • GRAM ALTIN

    5743,85% -0,15
  • Ç. ALTIN

    9322,75% 0,27

ÖNDER GÜZELARSLAN


TARIHIN BIZE ESSIZ MIRASI 'BEYSEHIR'


Ülkemizin her bir kösesi tarihten ve essiz tabiat güzelliklerden bir parça barindirmaktadir. Anadolu cografyasi birçok medeniyete ev sahipligi yapmasi dolayisiyla kültürel zenginligin bol oldugu bir yer. Birçok kez gezip dolastigim ve tabii güzelligi yani sira essiz tarihine hayran kaldigim yerlerden biri olan Konya ilimizin ilçesi ve ilin kuzeybatisinda yer alan Beysehir görülmeye deger bir yerdir.
Tarih, kültür ve essiz tabii güzelliklerin iç içe yasandigi Beysehir, bu özelliklerini günümüze kadar hiç kaybetmeden devam ettire gelmistir. Bu yönüyle dünyanin sayili sehirlerinden birisi olan Beysehir’in tarihi M.Ö. 8.000 yil öncesine dayanmaktadir. Sehirde yapilan tarihi kazilardan anlasilacagi üzere Neolitik Çag höyügü olan Erbaa Höyügü bunu bizlere göstermektedir. Tarihin ilk dönemlerinden bugüne birçok medeniyete ev sahipligi yapan Beysehir, köklü geçmisinden miras kalan tarihi yapilariyla, muhtesem tabiat güzellikleriyle, gölüyle, zengin kültürüyle ayricalikli bir yere sahiptir. Kurt Besigi ve Eflatun Pinar anitlarindan anlasilacagi üzere sehir en önemli devrini Hititler döneminde yasamistir. M.Ö. 2.000 yillarinda bölge de yasayan Hititler buraya ölmez eserler birakmislardir. Ilkçaglar'da Beysehir Gölünün de içinde oldugu bölge Pisidya adiyla anilirmis. Hititler döneminde bölge zaman zaman Misir ve Asur Devletlerinin istilasina ugramistir. M.Ö.1200 yillarinda bölge Frigler'in egemenligine geçmistir. Daha sonra bölgede Psinya adinda bagimsiz bir devlet kurulmustur. M.Ö. 7. Yüzyilda bütün Ege’de hakimiyet kuran Lidyalilar bölgeye hâkim olmuslardir. Lidyalilar’dan sonra kisa bir süre Persler'in eline geçen Beysehir Yöresi M.Ö. 333 yilinda Anadolu’yu istila eden Büyük Iskender'in devleti Makedonyalilarin eline geçmistir. M.Ö.120 yilinda da bu kez bölge Roma Imparatorlugu’nun hakimiyetine geçmistir. Roma’nin 395 yilinda Dogu ve Bati diye ikiye bölünmesiyle de Dogu Roma sinirlarinda yani Bizans’in egemenliginde kalmistir.
Bati Toroslar arasinda Akdeniz Bölgesi’nin göller yöresinde kalan Beysehir’de ilk Türk varligi 1071 Malazgirt Savasi sonrasinda Anadolu topraklarina akin eden Anadolu Selçuklulari zamaninda olmustur. 1240 yillarinda Anadolu Selçuklu Devleti’nin Sultani Alaeddin Keykubat zamaninda çogunlugunu Oguzlarin Üçoklar boyundan olan Türkmenler bölgeye yerlesmislerdir. Beysehir, Anadolu Selçuklulari devrinde çok önem kazanmis, Alaeddin Keykubat "Eyrinaz Gezisi" Mevkiindeki (Simdiki Gölyaka Kasabasi) Kubadabad sehrini kurarak burayi ikinci baskent yapmistir. Daha sonra sehir bütün Anadolu ile ayni kaderi paylasarak Mogol istilasina maruz kalmis, bu istiladan sonra sehir yakilip yikilmis ve Viransehir adiyla anilmaya baslanmistir. Mogol istilasindan sonra Esrefoglu Seyfettin Süleyman Bey, Süleymaniye (Beysehir) sehrini kurmus ve buradan bagimsizligini ilan ederek Esrefoglu Beyligi'ni meydana getirmistir. Beyligin 65 kasabasi, 70.000 süvarisi ve pek çok köyü vardi. Ilhanli Kumandanlarindan Çobanoglu Demirbas 1326 yilinda Esrefoglu Beyligi'ne son vermistir. Bundan sonra Beysehir, Hamitogullari'na geçmis, Hamitogullari’ndan sonra Osmanlilar ve Karamanogullari arasinda 1374 yilindan 1467 yilina kadar 20 defa el degistirmistir. 1467 yilinda Fatih Sultan Mehmet, Beysehir'i kesin olarak Osmanli Devleti sinirlari içine katarak Karaman Eyaletinin bir Sancagi yapmistir. Nihayet 1872 yilinda sehir bugünkü konumuna yani belediyelige dönüstürülmüstür.
Cografi konumu itibariyle çok sansli olan Beysehir’de gezilecek ve görülecek oldukça fazla yer vardir. Tarih kokan sehirde birbirinden güzel tabii güzellikler yer almaktadir. Beysehir turizmine canlilik kazandiran, ülkemizin üçüncü büyük gölü ve milli park hüviyetinde olan Beysehir Gölü ilçe sinirlari içinde yer alan görülmesi gereken en önemli yerler arasindadir. Göl üzerinde otuza yakin ada ve on üç çesit balik vardir. Ayrica Kubad Âbâd Sarayi kalintisi, Beysehir'in batisinda ve Beysehir Gölü'nün güneyinde Gölyaka Beldesinin 1,5 km kuzeyinde sahilde yer almaktadir. Bunlarin yani sira Beysehir Tas köprü, Yaka Manastir, Kale Kapisi, Bada Köprüsü, Leylekler Vadisi, Körükini Magarasi, Karagöl, Herakles Lahdi, Erbaa Höyügü, Eflatun Pinar Hitit Aniti, Hitit Mistia Antik Kenti, Roma Imparatorluk dönemine ait Lukyanus Kitabesi ve Alti Kaya Kabartmasi, Kiz Kalesi ve Adasi, Osmanli devletinin son dönemlerinde yapilmis, bir dönem hükümet konagi olarak da kullanilmis Türk ev yapisini tasiyan konak, Anamas Daglari ve Beysehir gölü içerisinde Haci Akif Adasi (dikit ve sarkitlarla dolu magaralariyla) önemli turistik yerler arasinda gelmektedir. Hz. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’yi agirlamis Konya’da, muhtesem dogasi ve kültürel zenginligi ile cazibe merkezi haline gelmis bir yerdir Beysehir. Konya’nin tabiatiyla insani büyüleyen ilçesi Beysehir’de, görülmeye deger en önemli eser ise 1296-1299 yillari arasinda Esrefoglu Süleyman Bey tarafindan yaptirilan ve günümüzde hala tarihe meydan okuyan Esrefoglu Camii gelmektedir. Anitsal taç kapisi, essiz mihrap ve minberi üstün agaç ve çini isçiligi yönünden göz kamastiran ve tamamen ahsap olan cami adeta müze gibidir. Esrefoglu Camii’ne gerçeklestireceginiz ziyaret, zamanda yolculuk yapmaya es deger bir durumla sizi karsi karsiya birakacaktir. Türk mimari tarzinin en güzel ahsap örneklerinden birisi olan Esrefoglu Camii Sekizgen, besgen, yildiz ve geometrik dolgular ve bitkisel bezemeler ile kaplanmis minber, sedef ve fildisi çatmalarinda görülebilecek derecede inanilmaz bir düzgünlük ve inceliktedir. Esrefoglu Camii yani basinda yer alan hamam, bedesten ve Tas Medrese de ayri, görülmeye deger tarihi eserler arasindadir.  15 Nisan 2011 tarihinde Esrefoglu Cami’sinin UNESCO Dünya Mirasi Geçici Listesi’ne dahil edilmesi konusunda karar alinmis ve Dünya Kültür Mirasi Geçici Listesi’ne dahil edilmistir. Esrefoglu Camii erken Anadolu Türk mimarisinin bütün ana mimari unsurlarini içermekte ve bugüne kadar Islam Dünyasi’nda en büyük ve en iyi sekilde korunmus ahsap sütunlu ve çatili en güzel camilerden birisidir.
Tabiat ve tarih meraklilari için mutlaka gezilip görülmesi gereken yerlerin basinda gelen Beysehir, otantik ve nostaljik özelligini kaybetmeyen köyleri ve av turizmi açisindan önemli bölgeleriyle tam bir turizm cenneti sayilabilir.
Sehirde geçirilecek zamanin her ani çok kiymetlidir. Zira her yönüyle dopdolu bir yer Beysehir. Burada tarihî mekânlari ziyaret yani sira, gölde balik tutabilir, göl kenarinda Karaburun Plajinda kamp yapabilir, bisiklete binebilir, safari, dagcilik, doga yürüyüsü, foto Safari, kus gözlemciligi, Offroad, Yamaç Parasütü, Göl Turizmi Teknecilik ve Su Sporlari yapabilirsiniz. Beysehir Gölü’nde yer alan 33 adadan ön plana çikanlari Mada Adasi, Haci Akif Adasi, Igneli Ada, Çeçen Ada ve Aygir Adasidir.
Tabiatin canliligi ile hiç ayrilmak istemeyeceginiz Beysehir’de yapilan gezi sirasinda buradan farkli kültürlerin bilesimi ile olusan zengin mutfagindaki lezzetleri de tatmadan gelmeyiniz. En önde gelen lezzet elbette ki tatli su baliklaridir. Bunlarin en basinda sazan, levrek, kadife, akbalik ve aynali sazan balik türleri gelir. Beysehir’e özgü balik yemeklerinin sayisi bir hayli fazladir. Beysehir mutfagi farkli yemek türleri, kullanilan malzemeler ve pisirme usulleri ile incelenmeyi bekleyen Anadolu köy mutfaginin zengin örneklerini sergilemektedir. Balik türleri disinda Beysehir’de tadabileceginiz lezzetler Konya’ya özgü çorbalardan Tayga, Mercimekli Ogmaç, Arabasi, Tandir, Bamya, Süt, Tutmaç ve Eriste Çorbasi, et yemeklerinden, Firin Kebabi, Etli Ekmek, Çullama, Iki Biçak Arasi Ciger, Topalak Köfte  ve Cella, sebzelerden Eksili, Yumurtali Kabak, Zülbiye (Papaz Yahisi), Patlican Bayiltan, Lahana Kapamasi, Patlican Sögürmesi ve Çöpleme böreklerden ise Peynirli Kiymali Börek, Kikirdakli Börek, Tandir Saç, Sedirler ve Tatar Böregi gelmektedir.
Cografi konumu açisindan oldukça sansli olan Beysehir ülkemizin en büyük göllerinden birisini bünyesinde bulundurmakla tarihi özellikleri yani sira tabii güzellikleriyle de cazibe merkezi olmaya devam ediyor. Ülkemizde ahsap isçiliginin zirvesine çikmis Esrefoglu Camiini görmek için dahi olsa Beysehir’e gidilir. Tarihin derinliklerinden gelen medeniyetler diyari Beysehir’i mutlaka görmeli, tabiati, kültürel zenginligi ve tarihi burada özümseyerek yasamalisiniz. Beysehir’i ne kadar anlatsak eksik kalir. Güzellikleri insanin iliklerine kadar islenen bu sehri mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.