• BIST 100

    11007,37%0,81
  • DOLAR

    42,52% 0,07
  • EURO

    49,55% -0,06
  • GRAM ALTIN

    5743,85% -0,15
  • Ç. ALTIN

    9322,75% 0,27

M. Emin TOMBAK


ALLAH (S.V.T) GELECEGIMIZI NASIL BILIR?


Eskilerimiz böyle bir soruyu asla sormaya cesaret edemez hatta bu soruyu sormaya kalkanlara “Çarpilacaksin, Hasa! Hiç Allah sorgulanir mi?” gibi ifadeler kullanirlardi. Günümüzde sosyal medyanin yayginlasmasi ve internetin bilgi çöplügüne dönmesi ateizm, deizm ve agnostizm gibi akimlarin hizla yayilmasina neden oldu. Bu tarz akimlarin yayginlasmasi artan misyonerlik faaliyetlerinin de etkisiyle sorgulama bahanesiyle bilinçsizce arastirmadan dinimize saldirilar yapilmaya baslandi. Bu yazida saldirilan bir konu hakkinda müdafa olacaktir.

Allah (s.v.t) geçmisimizi, animizi ve gelecegimizi her ayrintisiyla görmekte ve bilmektedir. Bu konu günümüzde çok tartisma konusu yapilmis ve bazilari “Allah, tercihlerimizi hayata geçirmedigimiz sürece bilemez, eger bilseydi imtihan olmamizin bir anlami olmazdi” demeye kadar is götürülmüstür. Hasa! Bu düsünce Allah’in (c.c) vasiflarini kendi vasiflarimiz gibi zanneden insanlarin düstükleri büyük bir yanilgidir. Bu yazida bu düsüncenin nasil bir yanilgi oldugunu bilimsel bir sekilde görebileceksiniz.

Insan bedeni yaratilisi geregi en fazla 3. boyutu algilayabilir. 4. boyutu ve sonraki boyutlari algilamamiz ve bu boyutlara müdahale edebilmemiz asla mümkün degildir. Kendimizi sanki 2 boyutlu bir evrende yasadigimizi hayal edelim. Bu durumda sadece ileri-geri, sag-sol dogrultularinda hareket edebiliriz. Bu hayali somutlastirmak için tek hücreli amip, öglena, terliksi hayvan ve bakterileri düsünebiliriz. Bu tek hücreli canlilar biz göremesek de ellerimizin üzerinde, cep telefonumuzun üzerinde ve masalarimizin üzerinde yasamaktadir. Bildigimiz üzere masalarimiz ve cep telefonlarimiz yüzeyleri düz olan cisimlerdir. Mikroorganizmalar bu düz yüzeylerde sadece ileri-geri ve sag-sol dogrultularinda hareket edebilmektedirler yani aslinda masalarimiz mikroorganizmalar için 2 boyutlu bir dünyadir. Hayalimize dönecek olursak 2 boyutlu dünyamizda tipki örnekte verdigim mikroorganizmalar gibi sadece ileri-geri ve sag-sol dogrultularinda hareket edebiliyoruz. Bu dünyada derinlik bulunmamaktadir. Bu dünyada derinligin olmamasi bir bakima güzel bir sey çünkü yollarda belediyelerin kazip öylece biraktiklari çukurluklari bu dünyada görme sansimiz yok. Ayrica yollarda tümsekler de yok. Bu dünya tamamen düzlem seklinde. Hadi bu konuda iyisiniz. :) Böyle bir dünyada nesneleri 3 boyutlu görmeyi unutun! Bu dünyada sevdiginizin o güzel çehresini seyretme olanaginiz bulunmamaktadir çünkü artik bu dünyada 3. boyut YOK! Bu dünyada Istanbul’un su güzel bogaz manzarasini seyredeyim, demeye de imkâniniz yok. Bogaz manzarasi da 3 boyutlu ne yazik ki. Bu dünyada haliyle havali gözlükleriniz, son model çantalariniz, son moda kiyafetleriniz, birbirinden güzel mücevherleriniz de ne yazik ki yok çünkü hepsi 3 boyutlu. Peki, bu dünyada ne var? Bu dünyada cisimleri farkli renk ve koyuluklarda isik kesiti seklinde görürsünüz. Bir isik kesiti siz yaklastiginizda büyürken siz uzaklastiginizda küçülür. Bir cismin geometrik sekli varsa hiçbir zaman bu sekli tam anlamiyla göremezsiniz. Ilgili cismin isik kesiti üzerindeki renk parlak ise cismin o parçasi size yakindir, ilgili cismin isik kesiti üzerindeki renk koyulasiyorsa o kesit sizden uzaklasiyor demektir. Buna dünyamizdan su örnegi verelim: Üzerinde tek renk bulunan bir cisme örnegin, bir portakala dikkatli bakarsak bize yakin olan taraf ve çikintilar daha aydinlik görünürken bizden uzak olan taraf ve derinlikler daha koyu görünmektedir. Beynimiz bu görünüme dayanarak cismin seklini, derinliklerini ve çikintilarini tespit eder. Bu kural aynen hayal ettigimiz dünyada da geçerli olacaktir ama bu dünyada sadece isik kesiti görecegiz. Bu hayalimizdeki dünyada girinti, çikinti, derinlik, küre, küp gibi sekilleri algilamamiz mümkün OLMAYACAK! Böyle bir dünyada yasadigimiz sürece 3. boyuttan asla haberimiz olamaz. Söyle ki dogustan kör olarak dogan bir insan sekilleri, renkleri, görselleri asla bizim algiladigimiz sekilde algilayamaz. Bu kisi sadece dokunma yetisi ile sekillere dokunabildigi ölçüde anlam verebilir. Dogustan isitme engelli olan birisine ses olayini asla izah edemezsiniz. 2 boyutlu dünyamizda da bize 3. boyuttan bahsetseler o bahsedenleri delilik ile suçlayabiliriz!

Verdigim örnek dünyada degindigim üzere yasadigimiz boyutun disindaki boyutlari algilamamiz asla mümkün degildir. Üst boyutta bulunan cisimleri kendi boyutumuzdaki isaretleri kadar algilayabiliriz. Peki, üst boyutta olup da kendi boyutumuza isaret dahi birakmayan cisimleri nasil algilayabiliriz? Maalesef kendi boyutumuza iz birakmayan hiçbir cismi algilama olanagimiz yoktur. Bizim boyutumuza iz birakip birakmamak tamamen ilgili cismin istegi dahilindedir. Söyle ki biz melekleri göremiyoruz, cinleri göremiyoruz. Melekler bizlere nasil isaret birakirsa biz melekleri o isaret seklinde görebiliriz. Örnegin, bir melek bizlere güvercin suretinde görünüyorsa o melek bize bizim boyutumuzda güvercin seklinde bir isaret birakir. Bu isareti ister sadece sahsimiza isterse aile bireylerimize isterse de herkese birakabilir. Bu durumu “melek yeryüzüne güvercin seklinde zuhur etti, melek bize güvercin seklinde göründü” diyerek açiklamaktayiz. Bu olayin arka planinda bahse konu durum vardir. Cinler de ayni mantikla bizim boyutumuza diledikleri kimseler için diledikleri sekillerde isaretler birakirlar. Biz meleklerin ve cinlerin gerçek sekillerini en azindan bu dünyada bulundugumuz süre zarfinda asla ve asla göremeyiz. Insan beyni göremedigi bu durumu zihninde de canlandiramaz. Zihnimizde canlandirdigimiz betimlemeler bugüne kadar bizlere ve atalarimiza birakilan isaretlerin toplamidir. Ayrica melekler ve cinler 0., 1., 2. ve 3. boyutun zamanina ve mekânina tabii degildir. Örnegin, bir melek evimizin duvarlarindan ve tavanindan geçerek evimizin içine kapi ve pencere kullanmadan giris yapabilir. Yine, bir cinn bir saniyenin belki de binde biri gibi kisa bir sürede tüm dünyanin etrafini belki de binlerce defa dolasabilir. Bizim boyutumuzdan daha yüksek boyutlarda yer alan varliklar bizim boyutu Allah’in (s.v.t) izni dahilinde diledikleri gibi hallaç pamuguna çevirebilir ama tabii ki her varlik Allah’in (s.v.t.) izin verdigi ölçüde hareket edip faaliyette bulunabilir . Allah’in (c.c.) izin sinirlarini asan hiçbir sey hiçbir varlik tarafindan yapilamaz. Örnegin, cinn suresinde belirtildigi üzere cinler haber çalmak için semada yükseldiklerinde karsilarinda atesten toplar bulduklarini söylemislerdir. Bu durum cin  suresi 9. ayette söyle belirtilmistir: “Ve dogrusu biz ondan dinlemek için bazi mevki'lere otururduk fakat simdi her kim dinleyecek olursa onun için gözeten bir sihab buluyor.” O ates toplari (sihablar) belki de Allah’in (c.c) cinlerden daha üst boyutlarda yer alan bir engelleme mekanizmasi olabilir. Belki de o sihablari bizler 3. boyutta yildiz kaymasi seklinde deneyimliyor olabiliriz.

Konumuza gelecek olursak, matematikçiler Evrenimizde en fazla 12 boyut hesaplayabilmistir. Matematikçiler 11 boyutta bu evreni basarili bir sekilde simüle edebilmis ama 12 boyutta ulastiklarinda hesaplari sasmistir. 12. boyutu hesaplamaya çalistiklarinda birden fazla zaman boyutu devreye girmistir. Eistein’in farkli zamanlarin varligini isaret eden izafiyet teorisi bir kez daha karsimiza çikmistir. Kuantum fizigi ile normal fizigin çatismasi nedeniyle zor zamanlar yasayan bilim dünyasi sicim teorisi yardimiyla bu karsitligi uzlastirmaya çalismis ve içinde bulundugumuz evreni algilamada 3 boyutun yeterli olmadigi matematiksel açidan da ortaya çikmistir. Hâliyle bilim insanlari 12 boyuta kadar çikabildiler.

Allah (c.c) tüm boyutlarin yaraticisi olmasi nedeniyle tüm boyutlarin üzerinde yer almaktadir. Allah (c.c) tüm boyutlarin üzerinde ye aldigindan dolayi, baska bir deyisle tüm boyutlari kendisinin yaratmasindan dolayi mekândan ve zamandan da münezzehtir. Yani Allah (c.c) hiçbir boyuta tabii degildir. Örnegin, bizler 3. boyuta tabii oldugumuz için en fazla 3 boyutta üretim yapabiliriz. Örnegin, tabaklar, kasiklar, geometrik sekiller en fazla 3 boyutlu olabilir. 4 Boyutlu küp olan tesseract’in da en fazla 3 boyutlu isaretini simüle edebiliriz. 4 boyutlu sekillerin de yalnizca 3 boyutlu isaretlerini deneyimleyebiliriz. Bu isaretini de en fazla matematiksel hesaplamalar yardimiyla bulabiliriz. Hâl böyleyken bizden daha üst boyutlarda bulunan cisimler bizim boyutumuzdaki mekâna ve zamana tabii olmazlar. Baska bir deyisle bir “n.” boyutta yasayan varlik “(n-1).” boyutta diledigi gibi tecelli edip diledigi etkiyi birakabilir. Tüm boyutlarin üzerinde ve hiçbir boyuta tabii olmayan Allah’in (s.v.t) zamandan ve mekandan münezzeh olmasi bu sekilde çok kolayca açiklanabilir. Allah’in (c.c) hiçbir yarattigina benzememesi; her seyi geçmisiyle, simdiki aniyla ve gelecegiyle ayni anda her daim görebilmesi; her seye aninda müdahil olabilmesi; uyku, yeme-içme, barinma gibi durumlardan uzak olmasi boyut kavramiyla açiklanabilir. Hz. Musa Allah’i (c.c) görmek istediginde Allah (c.c) bir daga tecelli etmisti. Ardindan dag paramparça olmustu. Içinde bulundugumuz dünyada dag 3 boyutlu sisteme göre yaratildigindan boyutlar ötesi bir varlik olan Allah (s.v.t) daga tecelli edince dag paramparça oluvermistir. Allah daga tamamen degil birazcik tecelli ettigi halde dag paramparça oluveriyorsa Allah’in kendisi tecelli etse acaba hiçbir varlik sag kalabilir mi?

Firdevs cennetine girenler Allah’i (c.c) dolunay misali görebilecek yani Allah (c.c) gözlere bazi üst boyutlari algilama yetisi verecek. Cennet de 8 katmanlidir. Her katman halki bir üst katmani yildiz taneleri seklinde görür. Yani her üst katman üst boyuttur. Alt boyuttakiler üst boyuttakileri yildiz taneleri seklinde görebilir. Tipki tesseract’in 3 boyutlu isaretini görebildigimiz gibi.

Sonuç olarak Allah (c.c) boyutlar ötesi bir varliktir. Bu yüzden tüm boyutlari diledigi gibi kontrol edip yönetebilir. Ayrica Allah (s.v.t) tüm boyutlarin yaraticisidir. Bu nedenle tüm boyutlarda tek söz sahibi olan da Allah’tir (c.c). Hâl böyleyken Allah (c.c) bizim boyutumuzda yer alan zaman ve mekanlarda da diledigi gibi müdahale yapabilir ve kontrol saglayabilir. Allah (c.c) bu nedenle bizlerin geçmisini, gelecegini ve içinde bulundugumuz animizi ayni anda bir an olarak görür ve yine bir an olarak diledigi gibi müdahale eder. Allah (s.v.t) bildigi her seyi levhi mahfuz adini verdigi ve bizim boyutumuzda hiçbir sekilde algilanmasi mümkün olmayan bir seyde kayit altina almistir ki bunu Büruc suresinin son ayetinde zikretmistir. InseAllah bu konu anlasilmistir. Vesselam.

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.