Bu vatanda yapilan en hayirli islerden iki tanesi; Ezan-i Muhammedi’nin (asm) yeniden orijinal sekli ile okunmasi digeri ise Ayasofya camiinin yeniden ibadete açilmasidir.
Camilerimizden tangir tungur sesler yerine “Allahu Ekber” sadalarinin yükselmesi ülkemiz üzerindeki kara bulutlarin dagilmasina yol açmistir. Keza Ayasofya’nin açilmasi da Haçli zihniyetinin bu vatanda gücünü kaybettiginin en büyük delili ve belgesidir.
Artik bundan sonra Islam kahramani sanli Türk milletinin önünde hiçbir güç tutunamaz. Karsi çikanlar boynu egik bir sekilde gerisin geriye dönmek zorunda kalacaktir.
Bu iki güzel ve hayirli isin ilkini Basbakan Adnan Menderes digerini de Cumhurbaskani Erdogan gerçeklestirmistir. Allah bu iki devlet büyügümüzden razi olsun. Her iki cihanda aziz eylesin.
Süphesiz bu iki liderin çok önemli icraatlari ve vatanimiza kazandirdigi eserler çoktur. Fakat bu iki çok önemli hizmetin önemi çoktur.
Çünkü vatanimizdaki musibetin kalkmasi adina manevi anlaminda kelimelerle tarif etmenin çok zor oldugu büyük degeri vardir. Bunlari yazilarimizda elimden geldigince açiklamaya ve izah etmeye çalisiyorum.
Iste bu makalemizde de sadece manevi kalkinma konusunda önemli gördügüm hususlardan bahsedecegim. Maddi kalkinma konusunda zaten yazmaya devam ediyoruz ve Allah ömür verdikçe de devam edecegiz insallah…
Cumhurbaskani Erdogan’in ülkemizin manevi kalkinmasinda yapmis oldugu icraatlarin en önemlilerinden bir tanesi ise Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerinden bir kismini Diyanet Isleri Baskanligi tarafindan basilarak nesredilmesinde çaba göstermesidir.
Isaratül Icaz isimli Kur’an Tefsiri 2014 yilinda, Mesnevi Nuriye, Sözler ve Mektubat isimli eserleri ise 2016 yilinda yayinlanmistir. Ayrica hacmi küçük olan Uhuvvet ve Ihlas Risaleleri 2015 tarihinde ve Ramazan Iktisad Sükür Risaleleri, Küçük Sözler ve Hastalar Risalesi ise 2017 yilinda nesredilmistir. Emegi geçenlerden ve Diyanet Isleri Baskanligi yetkililerinden Allah razi olsun.
Bu güzel çalismalardan günümüze yansiyan bir tanesi de Ismailaga Cemaati olarak bilinen bir tasavvuf dergâhindan gelmistir.
Mahmut Efendi’den ders almis olan Cübbeli Ahmed Hoca, günümüzde iman esaslari çok zedelendigi için Bediüzzaman’in eserlerine çok ihtiyaç duyuldugunu ifade etmistir.
Cübbeli Ahmed Hocanin sözlerinin önemli bir kismini bir kismini kisaltarak da olsa okuyucularima arz etmek istiyorum.
Hocamiz sunlari söylüyor:
Tarikat ve tasavvuf konusunu maalesef günümüzde çok fazla bozdular. Herkes icazet dagitiyor. Suriye'den oradan buradan gelen bütün seyhler 15-20 yasindaki genç delikanlilara icazet veriyor.
Hatta okuma icazeti gibi tesettür ve mahremiyet kurallarina uyulmadan tarikat dersleri verilmektedir. Bunlar arasinda para tuzagi kurarak dolandiricilik islerine dahi bulasanlar vardir.
Günümüzde ateistlik, deistlik, mezhepsizlik, reformistlik ve mealcilik gibi Islam’a aykiri çok sayida gurup çikarak gençlerimize çok zarar vermektedir. Tehlike çok büyüktür.
Buna karsilik Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, amentü esaslarini yani iman ve kader meselelerini delilleri ile izah etmistir. Bizde en önemli hizmetin bu noktada oldugunu görerek iman esaslarina dönmüs durumdayiz.
Önceki yillarda imam hatipler, ilahiyatlar çogaldi derken herkesin Müslüman olacagini zannettik. Fakat namaz ve oruç gibi dinimizin en önemli farzlarini uygulayanlarin orani düsmeye baslamistir.
Islami camianin çoluk çocuklari zor duruma girmistir. Hal böyle iken bazi sahislar insanlari kendi tarikatina davet yoluna girerek büyük bir yanlisin içine düsmektedirler.
Müslüman’a en evvel lazim olan itikat olmadiktan sonra mürsidi kamil ne yapabilir ki!
Evvelâ imani kurtarmak lazimdir.
Iman esaslari konusunda süpheler ayyuka çikmisken bu problemleri halinin altina süpürmek, basimizi kuma sokmak gibidir. Bizim burada vazifemiz “emri bil maruf nehyi anil münker” yani Allah’in emrettigine uymak yasakladigindan çekinmektir.
Hüsnü Bayramoglu Abimizin dedigi gibi iman meselelerinde yogunlasmak gerekiyor. Milletimizin, gençligimizin imanini kurtarmak önceliklidir.
Imandan sonra farzlar yani namaz oruç gibi yapilmasi zorunlu olan ibadetler gelir.
Tarikat önemlidir, lüzumludur hatta ihlas ve samimiyetin olmaz ise olmazidir. Fakat tarikatta; davet, çagri, reklam yoktur. Çünkü gönül isidir.
Dogu ve Bati medreselerinde yüz binlerce talebe var velakin namaz orani düstükçe düsmekte hatta dinsizlik ve deistlik orani arttikça artmaktadir. Herkes kendini bir hesaba çekmelidir.
Önce imani kurtarmak gereklidir, sonra farzlari yerine getirmekle baslayarak güzel ahlak için çabalamak gerekir. Dürüstlük ve adaleti gören herkes bozuk inançli, itikatsiz adamlar da olsalar döneceklerdir.
Islam'i Kur'an'i sünnete göre anlatip imani kurtarmak gerekiyor. Yani Bediüzzaman Hazretlerinin de bastan söyledigi noktaya geliyoruz. Mahmut Efendi Hazretleri de o noktadaydi.
Iman esaslari sayesinde insanlar ebedi sonsuz cehennem azabindan kurtulabilirler. Günahlari olsa bile bunlarin cezasi muvakkat yani bir müddetliginedir. Fakat ancak amentü esaslarina uyarak ebedi cenneti kazanabilmek Allah’in lütfü ile mümkündür.
Bediüzzaman, milletimizin hatta bütün dünyanin iman sorunu oldugunu anlamisti. Genel manada bizim tarikat davetinin birakip ki “birakip diyorum, seçerek konusuyorum tarikat daveti yasak zaten” Islam'a davet ve imani kurtarmak gereklidir.
Bazi ilahiyat hocalari, dekanlari yeni yeni süpheli sorulari ortaya atiyorlar. Bunlara hemen Bediüzzaman’in usulü ile cevaplarini hazirlanmasi ve verilmesi gereklidir. Bugünün cihadi budur.
Bediüzzaman Hazretlerinin eserlerine su zamanda çok ihtiyaç var. Ben bunu itiraf ediyorum ki tasarrufu vardir. Yoksa su anda böyle bir gençlik devam etmezdi. Ondan etkilenip de hâlâ ehli sünnet itikadini koruyan bir nesil bir gençlik varsa Bediüzzaman Hazretlerinin hizmeti sayesinde olmustur. Allah ondan ve diger cemaatlerden razi olsun. Allah istismarcilarin serlerinden muhafaza etsin. Menfaat için çalisanlardan da muhafaza eylesin. Allah rahmet eylesin, kabirleri nur eylesin, ruhlarini sad eylesin.
Vesselam...
