Hüsnü Bayramoglu Agabey, muhtelif Nur cemaatleri ile birlikte ayda bir sefer bir araya gelerek dersler yapiyor ve bu sekilde muhabbet ve uhuvvetin tesisi için gayret gösteriyordu. 2018 yilindan itibaren ise elli kisilik bir heyet ile üç ayda bir istisari sohbetler ve dersler yapilmaya baslandi.
Risale-i Nur hizmeti ve Üstad’in talebe ve varisleri ile ilgili olarak zaman zaman ortalikta bazi iddia ve spekülasyonlarin dolastigi görülmektedir. Bunlarin önemli bir kisminin iyi niyet ile bagdasmadigi ve kafalari karistirmaya dönük oldugu da bir sir degildir. Bu konu ile ilgili olarak Nurlara hizmet eden farkli gruplara mensup bazi Nur Talebeleri, bu tür yanlis anlasilmalarin önüne geçmek için bir yazi kaleme alarak nesretmislerdir. Hüsnü Bayramoglu Agabey’in vefatindan kisa bir süre önce kaleme alinan bu mektubu, ehemmiyetine binaen, buraya almakta fayda görüyoruz:
Hz. Üstadimizin; Aziz, Siddik Kardeslerim ! “Sizin sebat ve metanetiniz, masonlarin ve münâfiklarin bütün plânlarini akîm birakiyor.”(Sualar, s.302) Ifadeleriyle ehemmiyetini nazara verdigi sebat ve metanetimizin ittihad ve tesanüdümüze vabeste oldugu daima hatirimizda tutulmalidir. Bu cümleden olarak;
Evvela: Daha evvel üç ayda bir bir araya gelerek Hüsnü Agabeyimizin nezaretinde toplaniyor, akd-i uhuvvetimizi, ittihad ve tesanüdümüzü, muhabbet ve hürmetimizi tazeliyor ve hidemat-i Kur’aniye ve imaniyemize taalluk eden bazi meseleleri de istisare ediyorduk. Risale-i Nur etrafinda Kur’an hizmeti için kenetlenen nur talebeleri ve cemaatlerinin istiraki ile Üstad Bediüzzaman hazretlerinin hayattaki talebesi ve son vekili Hüsnü Bayramoglu Agabeyin nezareti altinda bu ders ve görüsmenin bundan sonra her ay yapilmasi kararlastirildi. Bu beraberligin tüm nur dairesi içerisinde bütün kardeslerimizin uhuvvet, muhabbet ve tesanüdüne kuvvet vermesini rahmet-i Ilahiyeden niyaz ediyoruz.
Saniyen: Cenab-i Hakk’a hadsiz hamd u senalar olsun ki: Bütün küre-i arzin bu yangininda ve firtinalarinda, selâmet-i kalbimizi ve istirahat-i ruhumuzu muhafaza eden ve kurtaran tahkiki iman derslerimizi ve tevekkül ve kadere teslim ile kazaya riza manalarini Risale-i Nur’dan almaya devam ediyoruz.
Su musibet-i amme zamaninda hepimiz kendi mahalli hizmetimizde Nur derslerimize ya tedbirlere riayet ederek bir kaç kisi bir araya gelmek suretiyle yahut muhtelif günlerde internet üzerinden dersler yaparak veyahut bilhassa Sali ve Persembe bahusus Cumartesi aksami Muazzez Üstadimizin talebesi ve hizmetkâri Hüsnü Bayramoglu Agabeyimizin derslerine istirak etmek suretiyle maddeten olmasa dahi sureten görüsüyor ve en mühim hizmetimiz olan Nurlarla mesguliyetimize kemal-i sükür ve sevk ile devam ediyoruz. Bu suretle derslerde de geçtigi gibi her seyde rahmet-i Ilâhiyenin izini, özünü, yüzünü görüyoruz, tam ve hakiki bir teselliye mazhar oluyoruz.
Salisen: Bediüzzaman Said Nursi’nin “Ben yanimdaki vasiyetnamemdeki evlat kabul ettigim küçük evlatlari tevkil ediyorum. Onlarla konusani benimle konusmus gibi kabul ediyorum” (Emirdag Lahikasi 2 , s.227) diye tebsir ettigi yaninda, yakininda, hizmetinde bulunmus ve vasiyetnameleriyle kendisinden sonra vasi ve varis ve vekil tayin ettigi sadik talebelerinin ve manevi evlatlarinin hukukuna dair kisaca bir iki hususun cemaatimizin nazar-i dikkatine arzini muvafik gördük.
Birincisi: Kur’andan neset eden hizmet-i nuriyemizin düsturlarinin esaslari ve Üstadimiz Bediüzzaman Said Nursi’nin meslek ve mesrebi ancak Lahika Mektuplarinin okunmasi ve anlasilmasiyla hayat bulmaktadir. 27. Mektup ve zeyillerindeki bütün bu mektuplar necib Üstadimizin tensip ve takdirleriyle külliyata dercedilmistir.
“Bu mektub (Yirmiyedinci Mektub) , Risale-i Nur Müellifinin talebelerine yazdigi ayn-i hakikat ve çok letafetli, güzel mektublariyla; Risale-i Nur talebelerinin, Üstadlarina ve bazan birbirlerine yazdiklari ve Risale-i Nur'un mütalaasindan aldiklari parlak feyizlerini ifade eden çok zengin bir mektub olup, bu mecmuanin üç-dört misli kadar büyüdügü için bu mecmuaya ilhak edilmemistir. Müstakilen Barla, Kastamonu, Emirdagi Lâhikalari olarak nesredilmistir.” (Mektubat, s.346 )
“Bahtiyar Kardesim Husrev !
Su Risale {Yani: Yirmiyedinci Mektub'un umumu, hususan Barla Lâhikasi}, bir meclis-i nuranîdir ki Kur'ân'in su münevver, mübarek sâkirdleri, içinde birbiriyle mânen müzâkere ve müdâvele-i efkâr ediyorlar. Ve yüksek bir medrese salonudur ki, Kur'ân'in sâkirdleri onda her biri aldigi dersi arkadaslarina söylüyor. Ve Kur'ân-i Mu'cizü'l-Beyan'in hazine-i kudsiyesinin sandukçalari olan Risalelerin satici ve dellâllarina muhtesem ve müzeyyen bir dükkân ve bir menzildir. Her biri aldigi kiymettar mücevherati birbirine ve müsterilerine orada gösteriyor. Barekâllah sen de o menzili çok güzel süslendirmissin.” (Barla Lâhikasi, s.65)
Hz. Üstadimiz bu lahikalara dercedilmesini münasib gördügü mektublarin bazen tamamini bazen de bir kismini isaretleyerek nesir vazifesindeki agabeylere göndermistir.
Basta Hulusi Agabeyimiz olmak üzere bütün Nur Agabeylerimiz de bu lahikalara ve içindeki esaslara hizmetin istikametle devami noktasinda sair risalelerdeki hakaik kadar ehemmiyet vermis ve hayatlarinda tatbik için ruh-u canlariyla gayret göstermislerdir.
Ikincisi: Hz. Üstadimizin yazdirdigi vasiyetnameleri bizzat Üstadimizin emriyle lahikalara alinmis, zaman zaman yine bizzat kendi yapmis oldugu tashih, tadil ve tekmil manalarini ifade eden eklemeleri de bütün cemaate tamim etmis, Müellif-i Muhterem nasil yazdirdiysa o suretle nesredilegelmistir. Bazi sahife ve nüsha farkliliklariyla beraber Risale-i Nur’u nesreden bütün yayinevleri bu vasiyetnameleri nesretmislerdir. Hz. Üstadimizin irtihal-i dar-i beka eylemesinden sonra da bu vasiyetnameler aynen yeni yazi külliyata dercedilmistir.
Bediüzzaman gibi bir Mücahid-i Din, Müceddid-i Islamin vasiyetnameleri olan bu mektuplar ve lahikalar Hulusi Bey gibi bir kumandan ve Üstadimizin manevi vekili, hem Tahiri gibi zeki bir talebe ve veli bir zat, hem Feyzi Efendi gibi bir katib-i Nur ve hizmetkâr-i Bediüzzaman’in huzurlarinda da defaatle okunmus, hem o mektuplarda varis ve vekil ve hatta mutlak vekil tayin edilen zevat ile mütemadiyen bir araya gelmisler ve bu vasiyetnamelerin aynen muhafazasi noktasinda hep beraber ciddi gayret ve hassasiyet içinde bulunmuslardir.
1960’li senelerde Hulusi Bey, Mehmed Feyzi Efendi, Refet Bey, Büyük Ruhlu Küçük Ali Agabeyler gibi Nurun saff-i evvel talebeleri ve Bediüzzaman’in hizmetkârlari Tahiri, Zübeyir, Sungur, Ceylan, Hüsnü, Bayram gibi agabeylerimizle, Risale-i Nurun nesrinde öteden beri iki merkez addedilen ve bizzat Bediüzzaman tarafindan tavzif edilmis nasirleri Said Özdemir ve Ahmet Aytimur Abilerimiz tarafindan nesredilegelmistir.
Emirdag Lahikasi 2’ye Üstadimizin tensibiyle ilhak edilen bu vasiyetname, Mustafa Gül Agabey tarafindan hatt-i Kur’an ile kaleme alinmis ve Ceylan Çaliskan Agabey yine Üstadimizin emriyle yeni huruf ile daktilo ederek o zamanki tüm beldelere ve alakadarlara göndermistir
Üçüncüsü: Hz. Üstadimizin bilhassa son vasiyetnamesinde tadad edilen;
Tahiri Agabey Üstadimizin vefatinda altmis yasindadir. Bütün çocuklugu, gençligi, iffet-i mücesseme ile geçmis, azami takva ve sadakatle ömrünü iman ve Kur’an hakikatlerine vakfetmis ve Bediüzzaman’a tam bir ayine ve Nur talebelerine tam bir numune-i imtisal olarak dünyasini degistirmistir. Bütün varini yogunu Nur hizmetine feda etmis ve Bediüzzaman’in: Kahraman Tahirî, zeki talebem, manevi varisim, mutlak vekilim gibi iltifatlarina mazhar olmus ve yine Bediüzzaman’in tabiriyle veli bir zattir.
Ve hem yine ayni vasiyetnamede ismi zikredilen Sungur Agabey hemen hemen bütün vasiyetlerde ismi geçmekte ve Bediüzzaman’in birçok iltifatina mazhar olmus, yaptigi hizmetlerle, degil sadece Anadolu’nun, âlem-i Islam’in da bir medar-i iftiharidir.
Ceylan Agabey ise ta çocuklugundan itibaren Bediüzzaman’in hizmetine girmis ve Üstadimizin “manevi bir ihtar ile Fuad yerine hem Abdurrahman yerine rahmet-i Rahman’dan ihsan edilmis bir talebem” diye tesmiye ve tebsir ettigi ve insaAllah sehiden vefat etmis Nurun sadik bir kahramanidir.
Zübeyir Gündüzalp ve Bayram Yüksel Agabeyler ise Üstadimiz hayatta iken oldugu gibi vefatindan sonra da Risale-i Nur hizmetlerinin istikametle devaminda ve inkisafinda çok büyük hizmetleri ve gayretleri olan Hz. Üstadimiz Bediüzzaman’in hizmetkârlaridirlar.
Ve simdi bu vekiller arasinda en son hayatta kalan Hüsnü Bayramoglu Agabeyimizin bütün ömrünü Risale-i Nur’a vakfeden, Üstadimizin eksiksiz bütün vasiyetlerinde ismi geçen ve hem simdi seksen küsür yasinda sabah aksam Nur dersleriyle mesgul bulunan, nesriyatla alakadar olup cihanin dört bir tarafindaki medreselerdeki vakf-i hayat etmis küçük Saidlerin dertleriyle dertlenen bir Zat olduguna bütün Nur talebeleri ruh u canlari ile sehadet ederler.
Cenab-i Hak, Kur’an ve iman hizmetimizin bugünlere ve gelecek nesillere nesrinde azami sadakat, azami fedakârlik, azami sebat ve azami tesanüd ile gayret göstermis Üstadimizin dar-i bekaya irtihal etmis bütün saff-i evvel talebelerine, hizmetkâr ve varislerine rahmet eylesin. Ve simdi aramizda bulunan necib Üstadimizin hayatta kalan son vekili ve hizmetkâri Hüsnü Bayramoglu Agabeyimize sihhat afiyet ile daha uzun seneler hizmet-i imaniyemizde beraber olmayi ihsan eylesin.
(IMZA)
HÜSEYIN GÜNDAS, ÖMER ERDEM, EYÜP EKMEKCI, FEYZI ALLAHVERDI, ABDURRAHMAN ARAS, EKREM KILIÇ, MEHMET PAKSOY, MAHMUT ISGÖREN, CELAL HUYUT, ALI IHSAN ERDEMIR, TURHAN ÖRNEKCI, SABRI OKUR, TURGAY ADAGÜLÜ, MUSA AKKUZU, MURAT OGUZ, M. RIZA DERINDAG
Her birisi kendi mahallinde sadakatla hizmet-i imaniyeye devam eden sadik ve fedakâr kardeslerimizin bu ayn-i hakikat mektuplarini ben de tasdik ediyorum.
Cenab-i Hak, bu kardeslerimin emsalini ziyade etsin, sebat ve sadakatla kudsi Kur’an hizmetinde istihdam eylesin ve muvaffak etsin ve tarîk-i Haktan FM ayirmasin.
Hz. Bediüzzaman Said Nursi’nin hizmetkâri ve talebesi HÜSNÜ BAYRAMOGLU
