Son peygamber Hazreti Muhammed'in (sav) dogum günü olan bu gün Mevlit Kandili. Cuma gününden baslayarak bir hafta boyunca, Peygamberimizi yeniden tanimaya, anlamaya kavramaya ve idrak etmeye çalisacagiz ümmet olarak. Mevlid-i Nebi haftasi nedeniyle gazeteler, sesli ve görüntülü medya Hz. Muhammed (sav)’e genis yerler ayiriyorlar elhamdülillah. Insanin ruhunu oksayan nazik ve latif sözlerle âlemlerin sultanina bagliliklarini bildiriyor ve Onun aydinlik, birlestirici ve aydinlik yoluna davet ediyorlar ne güzel.
Her yil artan bir oranda Peygamber sevdalilari alanlarda boy gösteriyorlar. Salonlarda parklarda ve meydanlarda O’nu anarken, gencini, ihtiyarini, basi açigini, kapalisini, namaz kilanini ve kilmayanini bir arada görmenin mutlulugunu yasiyorum. Bir orman gibi, kardesçe!
Mevlidi Nebi Haftasinda Peygamber sevgisi, Toplumun her rengini mozaik taslari gibi bir araya getirmeye basladigini görmek, gelecegimiz adina umutlandiriyor beni. Öyle diyor Necip fazil Üstadim: ” Salonlar ve Spor sahalari maçlar için degil de bir ideal ugruna doldurulursa, hedefe varmak mukadderdir.”.(N.F.K)
Dün Bir “Mevlidi Nebi kutlama programina” katildim. Hatibin sözleri hala kulaklarimda çinliyor.
“Bir araya toplanmissiniz peygamberi sevdiginizi söylüyorsunuz. Ama bakin o sevdiginiz peygamber size nasil sesleniyor. Efendimizin(sav) 15 asir öncesinden gelen sesine kulak verin ve kendinizi kontrol edin. Sevip sevmediginizi anlarsiniz.
“1- Beni sevmek islerime ve sözlerime kulak vermek, yaptiklarimi yapmaya çalismak ve yapmadiklarimdan hizla uzaklasmakla olur.
2-Beni sevmek, Dini konularda yapilmasini arzu ettigim ve tesvik ettigim, isleri kendi nefsanî arzu ve isteklerinize tercih etmekle olur.
3-Beni sevmek, önümüze gelen bir is, bizim hosumuza gitmese de Allah’in (cc) rizasina uygunsa onu gerine getirmekle, uygun degilse, ondan uzaklasmakla olur.
4-Beni sevmek, adim anildigi zaman ve ya duyuldugu zaman salâvat getirmek ve anmakla olur. Çünkü kim bir seyi severse onu çok anar. Onu anarken de sevgiyle ve muhabbetle anar, onu yüceltici ifadeler kullanir. Bütün sahabeler O’nu çok anmakla beraber O’na çok hürmet etmek ve ismini söylerken husu içinde bulunurlardi.
5- Peygamberi sevmek, onun sevdiklerini sevmekle olur: Ehl-i Beyt’inden olanlari, arkadaslarini, yani Ensar ve Muhacirleri, sevmek, muhabbet beslemek, onlarin dostlari ile dost olmak, düsmanlarini sevmemekle olur.
6-O’nu sevmek, Peygamber vefat ettikten sonra O’nun yolunda giderken bidatler çikararak Islam dininde olmayan seyleri katarak bidat yolunu seçenlerden uzaklasmak, bidatlerin gerçekleri ile degistirilmesi için çaba harcamak ve saf Islam’in billur hakikatlerini hayata geçirmeye çalismakla olur. Çünkü dinde olmayan bidatlerin, hurafelerin dine karistirilmasi ve dindenmis gibi takdim edilmesi ve uygulanmasi ona çok agir gelmektedir.
7-Peygamberi sevmek, O’nun Allah’tan getirmis oldugu ve insanlari hidayete kavusturan Kuran-i Kerim’i sevmek, okumak, anlamak, onunla yasamaya çalismak ve onu baska insanlara tanitmakla anlam kazanir.
8-Peygamberi sevmek, O’nun ümmetine sefkat ve merhametle, onlara nasihat etmekle, onlarin yanlislarini anlatmakla, gittigi yanlis yollar varsa, ikna ederek dogru yola gelmelerini saglamakla, mümkündür.
9-O’nu seven bir insan Peygamber’in zahit bir insan oldugunu bilir. “O” Bu dünyanin geçici oldugunu ve imtihan için geldigini bilir ve bu dünyaya asla bel baglamazdi. Burada ebedi kalacak gibi davranmazdi. Onu sevenlerin de bu dünyaya bel baglamamalarini ve dünya nimetleri için birbirlerine karsi savasmamalari, sonra Rabbin huzurunda utanacaklari davranista bulunmamalari gerekir.
10-Peygamberi sevmek, sudan bahanelerle dargin oldugumuz ve küs oldugumuz öz veya inanç kardeslerimizle karsilastigimizda, kirmizi pelerin görmüs boga gibi kaçmak yerine kirmizi gül görmüs bir Peygamber sevdalisi gibi her seye ragmen baris elini kirmizi güle uzatan veya o gülü kardesine uzatan olmakla mümkün olabilir.
Çünkü Allah’in Sevgilisi “Üç günden fazla küs olanlar (düsman olanlar) bizden degildir der.” Sosyal ve toplumsal birligin temel ilkesini içine sindirmis olmasi gerekir.”
Programdan ayrildiktan sonra kendimi öz elestiriye daldim. Hesaba çektim adeta kendimi.
Hayatin acimasiz çarklari arasinda zamani öldürüp giderken. Nebi Peygamberini (sav) sevdigini iddia eden BEN, ondan ne kadar uzak oldugumu düsündüm. “Onu” kuru kuruya sevdigini söylemekle olmadigini, insanin sevdiklerini memnun etmek için onu hayatina tasimasi gerektigini, uyarilarina kulak vermesi gerektigini, O’nun dostlari ile dost olmayi, düsmanlarina düsman olmak gerektigini bir kere daha anladim, içime sindirmeye çalistim.
Mevlid-i Nebi haftasi münasebeti ile sizler de katildiginiz program sonucunda hangi konumda olursaniz olun, kendinize öz elestiri yapip kalbinizi iç dünyanizi samimi bir sekilde kontrol ediyor musunuz? Günlük yasantinizi gözden geçiriyor musunuz?
Sevdigimizi söyledigimiz o yüce Resul’ün sevgisini kazanmaya O’na ümmet olmaya ve ahir zamandaki kardeslerinden olmaya çalisi yor muyuz? Cevabimiz evetse, o zaman yolunuz Firdevs yolcularinin gittigi dosdogru yoldur. Varacagimiz menzil Resullah’in livaül hamd sancaginin altidir insallah.
Kuru kuruya sevgi olmuyor degimli canlar. Sevgi için yürek ister dogru. Ama o sevgiyi yasatmak için Emek ister, Gayret ister, Feragat ve fedakârlik ister. Kalp nazargahi ilahidir, En çok “O”(cc) layiktir oraya. Onun sevdikleri layiktir oraya.
Simdi bir Mevlid-i Nebi haftasi vesilesi ile Ümmet Peygamberini yeniden kesfediyor. Onu tanidikça anlayacak, anladikça yasayacak, yasadikça örnek Salih bir kul olacaktir Insallah. Ümit var olmaliyiz. Çevremize bakip yilginliga düsemeyiz. Öyle müjde veriyor sairlerin sultani.
“Mehmed'im, sevinin, baslar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalir tümsekte!
Yarin, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün dogmus, gün batmis, ebed bizimdir! “(N.F.K)
Selam ve dua ile. halil.yoldas@hotmail.com 17.10.2021
