• BIST 100

    11007,37%0,81
  • DOLAR

    42,52% 0,07
  • EURO

    49,55% -0,06
  • GRAM ALTIN

    5743,85% -0,15
  • Ç. ALTIN

    9322,75% 0,27

HALIL MERT / Strateji ve Yönetim Uzmani, Emekli Yarbay


Millî Ülkü, Millî Devlet


Herkes Millî Devlet için üzerine düseni yapmalidir.

Tarihin en eski milletlerinden biridir Türk Milleti…

Dünyadaki en büyük Semâvî Dinlerden Islâm Dini içindeki en büyük millettir Türk Milleti.

Alman Iktisatçi Prof. Fritz Neumark diyor ki: “Türkler pek farkinda degil ama Avrupalilar su gerçegin farkindadir. Tarihten Türkler çikarilirsa ortada tarih diye bir sey kalmaz.”

Peki, Türk Milleti’nin bu devamliliktaki sirri nedir?

Napoléon Bonaparte, “Insanlari yücelten iki büyük meziyet vardir: Erkegin cesur kadinin namuslu olmasi. Bu iki meziyetin yaninda hem erkegi, hem kadini sereflendiren bir meziyet vardir. Icabinda tereddütsüz canini feda edebilecek kadar vatanina bagli olmak. Iste Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardir. Bundan dolayidir ki Türkler öldürülebilir, lakin maglup edilemezler.”

Çanakkale ve diger 1. Dünya Savasi cephelerinde karsimizdaki ordulara komuta eden Ingiliz General Hamilton, “Dünyada, Türklerden baska hiçbir ordu bu kadar süre ayakta duramaz. Türklerden baska dini ve vatani ugruna canini vermeye hazir asker yoktur.”

Ilginçtir Fransiz Tarihçi Albert Sorel de; “Dünyada iki bilinmeyen vardir; biri Kutuplar, digeri Türkler...” diyor.

 

Yukarida söylenenlerden ve tarihin seyrinden anladiklarimiz mi?

- Türkler, târihin her âninda etkindirler.

- Türk insani, cesur ve namusludur.

- Türkler, cani pahasina vatanini korur. Vatan için hiç tereddüt etmeden canini verir. M. Kemal Pasa Çanakkale’yi anlatirken ne diyordu: “Karsilikli düsmanla siperler arasindaki mesafemiz 8 metre. Yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasina düsüyor. Ikincidekiler onlarin yerine gidiyor. Fakat ne kadar sâyân-i gipta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz, öleni görüyor, üç dakikaya kendi ölecegini biliyor, hiç ama hiç, ufak bir tereddüt göstermiyor, sarsilmak yok! Okuma bilenler ellerinde Kur’an-i Kerim, cennete girmeye hazirlaniyorlar. Bilmeyenler, kelime-i sahadet çekerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren sayân-i hayret ve tebrik-i misaldir. Emin olmalisiniz ki, Çanakkale Muharebesini kazandiran bu yüksek ruhtur.”

Sair ne diyor pekî;

“Bayraklari bayrak yapan üstündeki kandir.

Toprak, eger ugrunda ölen varsa vatandir.”

- Türkler, Dinleri ve Vatanlari için büyük bir sabir, fedakârlik ve yigitlikle âdetâ kanlarinin son damlasina kadar mücâdele ederler.

Yukaridan iki en temel deger çikti.

VATAN ve DIN…

Pekî, Türkler için baska ne var?

Milletimizi bir arya getiren degerler manzumesidir. “Gelenek küllere tapmak degil, atesi korumaktir.” diyor Gustave Le Bon. “Iyi korunmus bir gelenek, kanundan daha güçlü olabilir.” diyor L. S. Park cengiz Yasalari’ni düsünün. Hükümdar saraylarindan medeniyet Cografyamizin her yerindeki insanlarimiza kadar nüfûz etmemis mi?

Sâdece “Yas kesen bas keser.” Sözünü düsünün.

Diger bir deger de devlettir. Ecdâdimiz “Ya devlet basa, ya kuzgun lese!” diyor.

 

Özetle;

VATAN

DINIMIZ

MILLETIMIZIN TÖRE VE TERBIYESI, MILLET ve

DEVLET…

Türk Milleti’nin Millî Ideolojisi’nin yani Millî Ülküsü’nün temel taslari VATAN, DIN, MILLET ve DEVLET’tir.

Merhum S. Ahmet Arvasi diyor ki: “Hayretle gördüm ki, bu ülkede Türk kelimesinden ürkenler var. Yine hayretle gördüm ki, bu ülkede Islam kelimesinden ürkenler var. Ve yine ürpererek gördüm ki, bu ülkede Türk ve Islam kelimelerinin yan yana gelmesinden dehsete kapilan kisi ve çevreler var.”

Düsünebiliyor musunuz, toplumu bir arada tutan iki temel tasini birbirine düsman etmisler.

Birileri çikti, dindarlik kisvesi altinda Devlete “Put!” dedi. Vatan duygusunu sulandirmak için “Yeryüzü size mescid kilindi.” Emr-i ilâhisinden dem vurdu. Oysa Vatan üzerinde özgürce kulluk yapabildigimiz, ugruna alkanimizi son damlasina kadar akittigimiz, semâsinda Ezân-i Muhammedî’nin okundugu toprakti.

Birileri çikti Vatanseverlik kisvesi ile “Söz konusu vatansa gerisi teferruat!” dedi. Eyvallah da gerisinde yok saydigi, asagiladigi degerler vardi. Dinimiz gibi, töre, terbiye, Millî hasletlerimiz gibi.

VATAN ve MILLET, DIN ile DEVLET kapali kaplar yasasi gibi birbirini besleyen degerlerdir. Birbiri ile çatistiranlar ard niyetli kisilerdir. Biliniz.

Târih atlaslarina bakiniz.

Batirdigimiz devletlerimizi görünüz.

 

Simdi önemli soru su…

Neden batirdik?

 

Bati, gelisip kalkinirken, yurtlarimizi paramparça ederken, içimize irkçilik, mezhepçilik vs. birçok fitne yayarken kendileri krallikla yönetilirken “Demokrasinin Besigi” oldular. Binbir barbarlik ve soykirim yapmalarina ragmen “Medeniyetin Merkezi!” oldular. Demokrasi, Insan Haklari dayatirken, sömürdükleri ülkelerde krallara, zalimlere destek oldular.

“Türklük suur ve vakarina, Islam ahlâk ve inancina sahip bir Müslüman Türk Gençligi yetistirmekten baska çaremiz yoktur.” diyor Seyyid Ahmet ARVASI

Var mi katilmayan?..

Su güzel sözünü müjde kabul edelim. “Türk Milliyetçilerinin çile ve izdirâba düçâr oldugu dönemler Türk Millî suurunun yeni bir zaferini müjdelemektedir. Muztaripler, magdurlar ve mazlumlar çogalip Türk Milliyetçilerinin saflarini takviye ettikçe hareketin ask ve harâret potansiyeli de artmaktadir.”

“Türküm, Müslümanim ve medeniyim diyen Türk-Islâm Ülkücülerine, en az 200 yildan beri ezilen hor görülen vatan çocuklarina… devrimbazlarin neden, niçin ve nasil düsman edildigini acaba gösteremiyecek miyiz? “Türküm” derse ilkel olmakla itham edilen; milletin tarihine, kültürüne ülküsüne yabancilasmayan ögretmen, memur, polis, ögrenci, isçi ve halkin istirabi ne zaman bitecek?” Bu izdirap bilin ki azalmadi. Basörtüsü sorununu çözmek sorunu bitirmedi. Bakin simdi süslüman! Sorunu var. Yâni ahlâk sorunumuz var, yozlasma sorunumuz var.

“Dinimizin ve milliyetimizin düsmanlari, din ve milliyet gibi iki mukaddes varligimizi birbirine düsman göstermek oyunundan kolay kolay vazgeçecege benzemiyor.” Hâlen çesitli kiliklarda bunu yapmiyorlar mi? Din ve Millet karsilastiracak degerler degildir. Türk Milleti, Islâm’in içindeki en güçlü millettir. Fedâisidir dinimizin…

“Türk Devletini yikmak ve Türk Milleti’ni parçalamak isteyen bölücüler yalniz Türklüge degil, Islam'a da ihanet etmektedirler.”

“Islam dünyasini esir almak isteyen ser kuvvetlerin ilk hedefi Türk Devleti ve Türk Milleti olmustur.” Hâlen de öyle degil mi? Bunu anlatamadigimiz için, hatta göremedigimiz paramparça olmuyor muyuz? Siyâset, cemaat, tarikat vs. derken ötekilestirerek birbirimizi konusamaz hâle gelmedik mi?

“Kesin olarak iman etmisimdir ki, Müslüman Türk Milleti ve onun devleti güçlüyse, Islam dünyasi da güçlüdür.” Sorarim vicdan ve Imân sahibi herkese dogru degil mi? Çözüm Türk Milleti etrafinda kenetlenmek degil mi?

 

Bizi bölen, yikan neler oldu? Tarihimize bakalim…

1. Taassup ve cehâlet. N. Fâzil Merhum’un ifâdesi ile “HAM YOBAZ, KABA SOFTA”

2. Ilim, fen ve teknolojiden kopma. Islâm ile ilk tanistigimiz dönemdeki bilimsel gayretlerden kopma.

3. Liderlerin ve hükümdar sülâlelerinin enâniyeti. Genel Türk Târihi’ne bakiniz. Kurultay geleneginin zayiflayip güçlü liderlerin enâniyeti kardes kavgalarina neden olmustur. Millî bilinç ilgili devletlerimizin sinirlarina hapsedilmis, her bir Müslüman Türk Devleti imparatorluk dahî olsa hükümdar ailelerinin kabile, rug, boy devleti gibi davranilmistir. Bunun elbette istisnâsi vardir. Ancak bu genel sorundur. Türk Cihân Hâkimiyeti Mefkûresi’nin Cihan Hükümdarligi ile olamayacagi görülmelidir. Bu mefkûre Türk Milleti’nin birlik berâberligi ile hayat bulur.

Bu günde bagimsiz Türk Devletleri kendilerine has târih bilinci olusturma derdindeler. Bilelim ki bu kötülügü bize ne komünizm ne de emperyalizm yapamaz. Türk Millî Tarihi vardir. Kazak, Özbek, Türkmen Tarihi diye birbirinden kopuk, birbirine karsi tarih yazmak ihanettir. Bu günün sinirlari Ruslar tarafindan, Ingilizler tarafindan çizilmistir.

Türkiye de 16 Türk Devleti’ne Safavî, Eyyübîler gibi devletlerimiz de eklemelidir.

Tarihimiz kucaklayici hatiralarla doludur.

Objektif Tarih aldatmasindan kurtulunmalidir. Millî Türk Târihi yazilmalidir.

4. Bölücülük: Ülke ve ümmet cografyasinda her türlü bölücülügün arkasinda dis güçler vardir. Bölücülerin en temel argümanlari ve aldatmalari sözde hassâsiyetleridir. Oysa hassâsiyet kisvesi ile yaptiklari düpedüz bölücülüktür. Bize her mânâda ortayolu emreden Rabbimizin bu emrinde nice hikmetler vardir. Istisâre emreden Rabbimize de kulak verdigimizde, kaybettigimiz KURULTAY, istisâre gelenegimizi inceledigimizde mükemmele ve güce nasil ulasacagimizi görecegiz.

Bölücülük nasil yapiliyor?

  a. Mikro-milliyetçilik (unsur, rug, boy vs. enâniyeti)

  b. Mezhep, cemâat, firka vb. dinî görünümlü unsurlarin fitneleri

  c. Siyâsî görüs ayriliklari

5. Ortak ve Millî Ülkü’nün kaybedilmesi ve yozlasma. Millîlik vasfini kaybetmis kesimlerin tamâminda büyük sikintilar vardir. Toplumda açilan sosyal yaralara bakin. Altindan hep yabancilarin kullandigi gayrimillî yapilar, tesekküller çikacaktir. Bu yapilarin siyâset, inanç degerleri vb. niteliklerine ve taraflarina bakmayiniz. “Bizden!” kavrami dogru degerlendirilmelidir. Millî hassasiyetleri olmayan birileri bizden olamaz, olmamali. Degerlerin sulandirilma sekillerini de iyi inceleyiniz. Çogunlukla hassâsiyetler deyip sulandirarak, çogaltarak, ekleyerek tahrip ediyorlar. Ya da kaba taklitçilikle. Onun kisvesi de hazir. Çagdas, lâik, modern vb.

Biz yozlasmaya ve yozlastiranlara karsiyiz.

Biz muhafazakâriz. Dogru. Ancak Mekke müsrikleri gibi yanlisin muhâfazasini da savunmuyoruz. Biz milletimizin temel tasi, ana diregi olan degerlerimizin korunmasini ve gelistirilmesini savunuyoruz.

 

Ne yapilmali?

Ülkede, demokrasi var. Demokrasinin tecelligâhi TBMM’dir. Hatta TBMM hilâfet makaminin da sahs-i mânevîsine tevdi edildigi kurumdur. Karar vericiler siyâsilerdir. Dolayisi ile siyâset kurumunun koordineli, sorumlu ve bilinçli davranmasi gerekir. Halkimiz siyâset kurumuna içinde bulunarak katki saglamali, yönlendirmeli hatta baski yapmalidir.

Bu manâda; siyâsetin temel iki kanadi vardir. Iktidar ve Muhalefet.

Bati ülkelerine bakiniz. Ülke ve millet menfaatleri her seyin üzerindedir. Ya Türkiye de? Bizde de böyle diyebilir miyiz? Maalesef hayir!

Ülkede iç politik iliskiler ve menfaat paylasimindan daha büyük sorun içinde yasadigimiz cografyadir. Ülkemizin temel hedefi de Güçlü ve Büyük Türkiye’nin ihyâsi olmalidir. Bu itibarla;

1. Iktidar uluslararasi iliskileri gelistirirken, görüsmelere giderken muhalefet liderleri ile toplanti yapmalidir. Bu gelenek hâline getirilmelidir. Sistemin ve sorunlarin içine muhalefet ne kadar çekilip sorumluluklar ve kararlar paylasilirsa elestiri ve istismar o kadar azalir. Hatta bu toplantilar periyodik hâle getirilebilir.

2. Muhalefet partileri gölge kabineler kurmali, bunun yapisini kamuoyu ile paylasmalidir.

3. STK ve diger sosyal yapilar ki cemaat tarikâtlar dâhil kontrol edilebilir olmalidir. Mesrûiyet kadar yasallik da degerdir, korunmalidir. Her türlü STK yapisi ve siyâsi yapilar argo tabirle merdiven alti olisumlardan uzaklastirilmalidir. Kontrol edilebilir olmalidir.

4. Ülkemizin Millî hedefleri üzerinde toplum kesimlerini kucaklayan, ortak esaslar konmalidir. Bu esaslara uygun olarak resmî, özel tüm egitim kurumlari (mektep), kisla, camî müfredâti dâhil yeniden tanzim edilmelidir. Özellikle üniversitelerde bölümüne bakilmaksizin Millî menfaatlerimizle ilgili dersler konmalidir.

5. Kardes Ülkelerle birlikte hareket etmenin en kolay yöntemi “Diasporada Birlik”tir. Düsünün, Türk Dünyasi’ni, Islâm Ülkeleri’ni birlikte hareket ettiremeyebilirsiniz. Ancak diger ülkelerdekileri özellikle ABD, Ingiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Kanada vd. ülkelerdeki Müslümanlari ve Türk Halklarini, hatta tüm Osmanli Vatandaslarini örgütleyebilir, talep olusturtabilir, dis politika kadar iç politik durus ve algiyi yönlendirebilirsiniz.

Bu arada, FETÖ Hâinlerinin ABD’nde Ülkü Ocaklari’ni neden terör örgütü listesine koydurmaya çalistiklarina bakiniz. Sebebini düsününüz. Acaba ABD ve Bati Ülkelerindeki aktif gayretlerini engellemek olabilir mi? Türk kelimesi etrafinda insanlarin bir araya gelmesine engel olmak olabilir mi sebebi?

Düsünelim…

Özetle mahâret Istanbul’da Ingiliz Isgal Ordulari’nin isyanci asî Serif Hüseyin’in eline tutusturdugu zamaninin ihânet bayragini Filistin Bayragi diye Istanbul’da sallamak degildir. Mahâret Türk Bayragini her yerde, tüm Türklerin ve Müslümanlarin ortak bayragi hâline getirmektir. Burada olusacak algi ve kanaat içerdeki birlige çok büyük katki veetki saglayacaktir.

 

Azîz Milletim…

Söyleyecek çok sey var.

Eksik aramiyoruz. “Iki günü denk olan zarardadir.” diyen bir öncümüz var. Gülümüz SAV. Düsmanlarimizin sürekli kusatmaya devâm etmesi, içeride büyütülen her türlü aldanmislik ve yozlasma karsisinda çok çalismaktan, çözüme katki saglamaktan, hamâset girdâbinda bogulmadan Büyük ve Güçlü Türkiye Hedefi’ne kosmaktan baska çâremiz yoktur.

Dünden dersler alip yârinlari planlamaliyiz.

Bizde 10, 50, 100, 500, 1000 yillik planlar yapmaliyiz.

Basarinin biricik anahtari çok çalismaktir. Birlik içinde olmaktir. Millî degerlerimize sadâkatle bagliliktir.

 

Strateji ve Yönetim Uzmani

Emekli Yarbay Halil MERT

 

[1] Kuntay, Mithat Cemal.

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.