Düşünün ki hükümetten bir yetkili çıksa ve şöyle dese:
“Yeter artık. Biz 22 yıldır iktidardayız. Bu süre zarfında yedi genel seçim, üç cumhurbaşkanlığı seçimi, beş yerel seçim ve üç halk oylaması yaptık. Üç kez oylarımızı artırarak tek başımıza iktidara gelen ilk parti olduk. Siyasete dört başbakan, iki cumhurbaşkanı kazandırdık. Artık yorulduk. Öyle bir karar alalım ki tüm tepkiler üzerimize çekilsin, oylarımız hızla düşsün.”
Eğer böyle bir karar alınmak istenseydi, az sonra aktaracağım örnek, tek başına bu hedefe ulaşmak için fazlasıyla yeterli olurdu.
Bayram Arifesinde Gelen Acı Mesaj
Mübarek Kurban Bayramı'na iki gün kala, birçok sözleşmeli çalışanın cep telefonlarına şu mesaj gönderildi:
> “Sayın …, 4-A kapsamındaki sigortalılığınız, belirli süreli iş sözleşmenizin sona ermesi nedeniyle 31.05.2025 tarihli işten ayrılış bildiriminiz işveren tarafından yapılmıştır. Sağlıklı günler dileriz.”
Bu mesajı biraz açalım:
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), diyor ki: "Sözleşmeli olarak çalıştığınız kurumdan çıkışınız yapılmıştır. Artık sigortalı değilsiniz. İşsizsiniz." Mesajın sonunda ise bir nezaket(!) temennisi var: “Sağlıklı günler dileriz.”
Peki bu ne demek?
Bayrama iki gün kala işsiz kaldınız. Belki o maaşla evinizi geçindiriyordunuz, çocuklarınıza bayramlık alacaktınız, kurban kesmeyi planlıyordunuz. Hepsinden vazgeçin. Artık kurban kesmenize de gerek yok, çünkü işsizsiniz ve muhtemelen paranız yok. Çocuklarınıza bayramlık almayacaksınız, bayram sevinci yaşanmayacak. Üstelik tüm bunlar size soğuk, mekanik bir mesajla bildiriliyor.
Sayın Cumhurbaşkanımıza Açık Çağrıdır
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a buradan sesleniyorum:
Emin olun, böyle yöneticileriniz oldukça oy kaybetmeniz için dışarıdan düşmana ihtiyacınız yok. Atalarımız boşuna dememiş: “Düşman içeride olunca kapı kilit tutmaz.”
Bayramdan iki gün önce, binlerce sözleşmeli çalışanın iş akdini sona erdirip bunu bir mesajla bildiren yöneticileriniz oldukça, dışarıdan gelen eleştirilere ya da muhalefete gerek kalmaz. Zira en büyük zararı içeriden görürsünüz.
Sözde Değil Özde Dindarlık
Bu kararı alanlara bir çift sözüm var:
Bu uygulamayı bir CHP’li belediye ya da yönetim yapsaydı, “din düşmanlığı”ndan, “değerleri yok saymak”tan dem vururdunuz. Ama yapan siz olunca herkes susuyor. Çünkü insanlar korkuyor. “Ya tekrar işe alınmazsam?” endişesiyle konuşamayan emekçiler var.
Ama biz konuşuruz. Çünkü biz AKSAÇLILAR’ız. Allah’tan başka kimseden korkmayız.
Ben de bu mesajı alan binlerce kişiden biriyim. Belki bu yazıdan sonra sözleşmemin uzatılmaması için talimat verilmiştir bile… Ama biliyorum ki rızkın kefili Allah’tır. Şimdi, hem AKSAÇLILAR Genel Başkanı olarak, hem şehit liderim Muhsin Yazıcıoğlu’nun yol arkadaşı olarak, hem de bir kardeşiniz, bir evladınız olarak yüksek sesle sesleniyorum:
Bu Vebal Sizin Boynunuzdadır
Bayram arifesinde çocuklarına bayramlık alamayan anne ve babaların, kesemedikleri kurbanların, işsiz geçirilen bir bayramın yükü sizin omuzlarınızdadır. Bu vebalin hesabı sadece sandıkta değil, mahşer günü de sorulacaktır.
Herkesin sustuğu yerde konuşmak, haksızlığa uğrayanların sesi olmak bizim görevimizdir. Biz susmayacağız. Çünkü dost acı söyler.
Ahmet Bereket – AKSAÇLILAR Genel Başkanı
