
Neriman PINARBAŞ
Bismillahirrahmanirrahim.
İki adam düşünün.
İkiside yürüyen merdivende gidiyor.
Gittikleri yer aynı.
Biri, gittiği yere yüzünü dönmüş.
Diğeri arkasını.
Arkasını dönen gittiği yeri görmüyor. Nasıl bir yere gidiyor bilmiyor.
Gittiği yere yüzünü dönen adam, gideceği yeri merak edip iyice görmek için daha merdivenin üzerinde iken iyice bakıyor ki,
nasıl bir yere gidiyorum.
-- Zaman.!
Zaman nedir desek.?
Zaman ömür içinde,
yürüyen bir merdivendir..!
Üzerinde gidenler de bizler..!
Hepimiz aynı istikamete gidiyoruz..
Kimimiz gideceği yöne yüzünü dönmüş, kimimiz arkasını..
Yürüyen merdivenin üzerinde giden insan için birşey farketmez..
Üzeride dursa bile, o yine gider.
İşte ömrümüzdeki o yürüyen merdivende zamandır..
Yani ömürdür..
İstikameti ise kabirdir..!
Merdiven giderken, yüzünü kabre dönen adam,
gideceği yere "kabre" bakar.
-Kabir nasıl bir yer.?
-Ne gibi hazırlık lazım?
-Gideceği yerde (kabirde) ondan ne isteyecekler iyice anlar..
Hazırlıklı gider ki,
orada mahzun ve mahcub olmasın.
Amma diğer adam,
arkasını dönmüş kendi halinde,
-gideceği yeri görmeden,
-merak edip hazırlık yapmadan,
-yolun sonuna kadar arkası dönük olarak gidiyor..
“Zaman yürüyen bir merdiven gibidir; istikameti kabirdir, hazırlık yapmayan kabrini boş bulur.”
Bir kez olsun,
merdivenin üzerinde iken gideceği yöne dönüp bakmıyor..
Bakmadığı için de,
gideceği yerdeki eksikleri görüp hazırlık yapmıyor..!
Bu yürüyen merdiven misali,
zaman yolculuğunda, bize düşen,
hızla akıp giden zaman (ömür) içinde,
hem bulunduğumuz zaman ve mekan için,
hemde akıp giden zamanın bizi götürüp,
yolun sonunda bırakacağı ahiret yurdundaki mekanımız olan,
kabir evimiz için hazırlığımızı yapmak.
Yoksa oradaki mekanımız,
yani kabrimiz için hazırlık yapmadan ,
o kıymetli vaktimizin çoğunu,
veyahut tamamını,
bulunduğumuz geçici zaman ve
fanî mekân için harcadığımızda,
gittiğimizde Bâkî mekanımızı bomboş buluruz.
Aynen,
Size boş olarak hediye verilmiş,
içini sen istediğin gibi döşe denilmiş,
fakat,
Döşemek için çokta zaman ve çaba sarfedilmediği için,
tamamıyla boş kalmış bir eve gitmek gibi,
kabrimizede hazırlık yapmadığımızda boş buluruz.
Çünkü oradaki evleri herkes kendi dayar ve döşer.
Kimsenin yaptığı kimsenin evine yaramaz.
Aynen dünyadaki gibi.
Bizler bu dünyada bir kiracı gibiyiz.
Bir gün gelecek ev sahibi bize evimden artık çık.
Tadilat yapacağım diyecek.
Akıllı kimse odur ki,
kirada otururken kendi kalıcı evi için hazırlıklar yapar,
ev sahibi kendisine çık dediğinde mahzun olmaz...
Çünkü hazırlığını yapmıştır...!
Rabbim Bizlere,
ahiret yurdundaki gerçek mekanımız olan kabirlerimizi dayayıp döşemeyi aydınlatmayı nasip etsin.
Yoksa karanlık ve boş yere gitmek çok zor.
Rabbim işimizi kolaylaştırsın, mekânımızı makânımızı âlî eylesin inşâallahü Teâlâ .
Selam ve dua ile..
Sizce kabre hazırlık için günlük hayatımızda neleri değiştirmeliyiz? Görüşlerinizi paylaşın.