MURAT FIDAN

Tarih: 13.11.2025 02:59

Bediüzzaman’ın Naaşına Yapılan Zulüm İlk Kez Açıklandı

Facebook Twitter Linked-in

Okuma süresi: 3 dakika

Yürekleri dağlayan hadise!

Yıllardır tartışılan asrın imamı büyük İslam âlimi "Bediüzzaman Said Nursi (r.a.) hazretlerinin naaşına ne oldu?" sorusunun cevabını  hazreti Üstadın yakın talebelerinden Said Özdemir Ağabey verdi. Özdemir Ağabey, Bediüzzaman hazretlerinin naaşını bulduklarını yıllar sonra açıkladı.

27 Mayıs darbesini gerçekleştiren cuntacıların, Bediüzzaman hazretlerinin naaşını vefat ettiği Şanlıurfa’da mezardan çıkararak bilinmeyen bir yere nakletmesi tartışmasına, Üstad’ın has talebelerinden Said Özdemir Ağabey yapılan röportajla nokta konuluyor.

Bediüzzaman hazretlerinin mezarını bulduklarını ilk kez açıklayan Özdemir Ağabey, sandukanın ters konulduğunu, ceset bozulsun diye asit döküldüğünü, naaşı tekrar Üstad`ın vasiyet ettiği yere götürüp defnettiklerini, zaman zaman gidip kabri ziyaret ettiğini söyledi.

İşte Said Özdemir Ağabeyin röportajındaki o bölümler:

Sanırım vefatında Üstadın yanında değildiniz?

20 Mart 1960`da Ulucanlarda hapse girdik. Sikke-i Tasdik-i Gaybi`den dolayı. 23 Mart`ta yani 3 gün sonra Üstad Urfa`ya gitti, vefat etti orada.

Vefatını nasıl duydunuz?

Gazetede duyduk.

Nasıl bir duyguydu hapiste olup da Üstad’ın cenazesine gidememek?

Üzüldük. Dedik ki; biz onun cenazesine gidemedik. 33 gün sonra hapisten çıktık. Ondan sonra Urfa’ya gittik. Üstad`ın kabrini ziyaret ettik.

Zaten kabri darbeden sonra kaldırıldı?

Ondan sonra kaldırdılar. İlk önce askeriye onu kaldırdı. Abdülmecid Ağabeyden (Üstadımızın kardeşi) bizzat duydum. "Urfa’da cenazeyi çıkardılar. Tayyareye binip bilinmeyen bir istikamete geldik" diyor. Gece olduğu için bir de ihtiyar kendisi, neresi olduğunu bilmiyor. "Askeri cemseler geldi. Oraya bindirdiler. Bir hayli yol gittik. Sonra bir yere geldik. Askerler yeri kazdı" diyor. Üstad’ı sandukasını olduğu gibi koymuşlar. Bunlar kapatmışlar.

Mezarlığa mı koymuşlar?

Evet mezarlığa koymuşlar.

“Darbeciler, Bediüzzaman Said Nursi’nin naaşına asit dökmelerine rağmen Allah’ın izniyle en küçük bir bozulma olmadı.”

Şu an kabrinin nerede olduğu konusunda herhangi bir şey çıkmadı mı?

Biliyoruz ama söylemeye iznimiz yok.

Siz nerede olduğunu biliyor musunuz?

Biliyorum.

Şu an Türkiye`nin neresinde olduğunu biliyorsunuz?

Biliyoruz. Ağabeylerle beraber onu defnettik.

Nasıl yani?

Mezarlıktaki bir yeri kazarken Üstad’ın sandukasına rastlıyorlar. Ondan sonra Ağabeylerle beraber bizi çağırdılar. Aldık Üstadı kendi vasiyet ettiği yere götürdük. Orada defnettik.

Siz kendiniz defnettiniz öyle mi?

Evet. Fakat söylemeye izin yok.

Hangi ilde olduğu konusunda, Isparta diyorlar?

Bir şey diyemem.

Yani darbecilerin sahipsiz bir şekilde koyduğu yerden çıkarttınız. Sandukasını kim tanıdı?

Sandukası belliydi zaten. Sandukayı da ters koymuşlar. Sandukayı açtık, Üstad belli görünüyor zaten.

Naaşını gördünüz öyle mi?

Evet.

Sandukasını nasıl ters koymuşlar, naaşını ters mi gömmüşler?

Ters koymuşlar böyle. Gece olduğu için.

Sırt üstü değil, yüz üstü koymuşlar?

Evet sandukayı olduğu gibi koymuşlar.

Peki kıbleye göre ayarlama yapmışlar mıydı?

Yok askerler öyle gömüp gitmişler.

Biran önce gömüp gidelim diye öyle Üstad`ın naaşını saygısız bir şekilde koymuşlar yani?

Evet.

Ne hissettiniz gördüğünüzde?

Üstadımızın naaşını bulduğumuz için sevindik. Üstadın vasiyetini yerine getirdik.

"ASİT DÖKMÜŞLER"

Tabutu açtığınızda Üstadın naaşı bozulmuş muydu?

Bozulmamıştı. Hatta onlar bozmak için çok uğraşmışlar ama Allah`ın lütfu hiçbir şey olmamış.

Nasıl yani?

Tabutun içine asit dökmüşler. Ama Allah`ın izniyle hiç zarar vermemiş.

Darbeciler Üstadın cesedi bozulsun diye tabuta asit koymuşlar ama bulunduğunda bugünkü gibi sağlamdı öyle mi?

Evet.

Kiminle beraber gittiniz?

Üstad`ın ilk talebeleriyle beraber. Söylemem onu.

Gittiniz oradan aldınız?

Ondan sonra da Üstad`ın kendi vasiyet ettiği yere götürdük.

Sonradan sıkıntı çıkarttılar mı size?

Yok.

Habersiz mi götürdünüz?

Tabii.

Başka bir ile götürdünüz?

Evet.

Peki sadece has talebeleriyle mi gittiniz, orada bulunanlardan birisi söylerse?

Üstad`ın talebeleriyle beraber.

Mezarlık mıydı bu defnettiğiniz yer?

Söylemiyoruz.

Yani başka birisi meçhul diye kazıp açsa öyle bir durum olmaz mı?

Öyle bir durum yok.

Peki ziyaret ediyor musunuz Üstad`ın kabrini?

Bazen ediyoruz.

Bazen gidip ziyaret ediyorsunuz?

Evet.

Hocam neden kabrinin bilinmesini istemiyorsunuz?

Üstad kendisi istemiyor. Diyor ki: "Ben Risale-i Nur`un önüne bir perde olmayayım. Üstad böyleydi, Üstad şöyleydi... Esas Risale-i Nur`dur."

Türbeye çevrilmesin diye?

Kendisi perde olmasın. Bütün nazarlar hep Risale-i Nur`a dönsün diye.

Peki sizden sonra kimse bilmeyecek mi?

Biz ona karışmıyoruz.

Amiyane tabirle bu sır sizinle beraber mezara mı gidecek?

Artık bilmiyoruz. Üstad kendisi bize öyle söyledi.

Bu olay hakkında sizin görüşünüz nedir? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —