Afganli mücahitler 30 yil önce Sovyetleri simdi ise ABD’yi utanç verici bir bozguna ugratarak maglup etti. Bu galibiyet binlerce Afganlinin sehit olma pahasina alindi. Elbette 40 yili askin bir savas sürecinde sonuçta galip bile gelse büyük bir yorgunluk göze çarpiyor.
Peki, 40 yil süren bu isgal harekâtinda saldirganlar Afganistan’da ne ariyordu? Iste asil sorulmasi gereken soru bu olmasina ragmen; sanki suçlu Afganistan halki imis gibi akla ziyan sözler sarf ediliyor. Bir Allah’in kulu çikip da Bati emperyalizminin kana doymak bilmeyen vahsi felsefesini sorgulamak ihtiyaci duymuyor.
O halde bu çok önemli sorgulamayi biz yapalim. Tahrif etmeye çalistiklari Islam’in degerlerini ortaya koyup cilalandirdiklari Bati felsefesinin esaslarini gün yüzüne çikaralim. Bu sayede savasin gerçek sebebi ortaya çikacaktir. Umulur ki bütün olaylari ve savaslari materyalist bakis açisiyla degerlendiren kör gözlü sosyolog ve siyasetçilerin beynine bir iki gerçek yerlesmis olur.
Efendim, Yunan ve Roma felsefesinin bir uzantisi olan Bati felsefesi; bes menfi esas üzerine kurulmustur. Bu zalim ve emperyalist anlayisa göre hakkin üstünlügü yerine kuvvetli olanin hakli oldugunu öne süren bir kural vardir. Her türlü isin ucunda bir menfaat olmasi gerekir. Menfaat olmadan bir ise kalkismak örnegin yardimlasma bunlara göre enayiliktir.
Kurmus olduklari zalim ve acimasiz devletlerin ayakta kalmasi için güçlü bir orduya ve devamli surette savasmak gerektigine inanirlar. Çünkü savas olmadan zulme sebep olan güçlerini korumalari ve sömürdükleri insanlari elde tutmak imkânsizdir.
Kurmus olduklari zalim ve acimasiz devletlerinde, kendi ülkeleri içindeki düzeni; irkçilik bagi ile sürdürmeye çalisirlar. Herkesin ayni irktan olmasini, yok eger bu mümkün degilse güçlü olan irkin hegemonyasi altinda yasamak gerektigini bütün vatandaslarina dayatirlar. Ulus devlet sözünün altinda yatan itici güç iste bu irkçiliktir.
Bati felsefesinin gayesi ise bitmek tükenmek bilmeyen heves ve arzulari tatmin etmektir. Bu heves ve arzular bazen insanlik disi bir sekil alabilir. Bu nedenle ahlaksizlik da dâhil olmak üzere adeta bir hayvan gibi yasamayi göze alacak kadar igrençlesebilirler.
Bundan 1443 yil önce Hazreti Muhammed (asm) ile gönderilen Islamiyet dininde ise bu olumsuz esaslar yerine insanligin onurunu kurtaracak müspet ve olumlu kaideler getirilmistir. Bunlarin en önemlisi ise kuvvetli olmak yerine hakli olmayi önemsemesi ve hakli olanin isterse karsisindaki padisah olsun; haksiz olanin önünde ezilmemesidir.
Islam medeniyetinin maksadi ise Allah rizasini kazanmak için faziletli bir insan olmaya çalismaktir. Bir Müslüman sahsi menfaatinden çok toplumun menfaatini önemser. Çünkü karsiligini kisa bir dünya hayatinda almak yerine sonsuz bir hayatta görmek ister.
Islam dini savasmayi ve insan öldürmeyi reddeder. Ancak kendisine saldirip Islam’i ortadan kaldirmak isteyenlere karsi cihat etmeyi kabul eder. Kimsenin Müslüman olmasini dayatmaz. “Dinde zorlama yoktur” ayeti, Allah’in bir emridir. Müslüman olmayanin cezasini ancak Allah verecektir. Müslüman dahi olsa hiç bir kula bu yetki verilmemistir. Islam dini, insan öldürmeyi en büyük günahlardan sayar. Savasmak yerine ticaret gibi insanlarin daha rahat ve kolay yasamasina yarayan yardimlasmayi ileri sürer.
Toplum içindeki rabitasi ise asla irkçilik degildir. Cahiliye âdeti olarak gördügü irkçiligi reddeder. Bunun yerine kardesligi esas alir. Çünkü her insanin Allah’in kulu oldugunu bildigi için bütün insanlara karsi sevgi besler. Islam kelimesinde oldugu gibi baris, esenlik, mutluluk ve huzuru önemser.
Islâmiyet’in insanlara kazandirdigi en güçlü duygulardan bir tanesi; ruhun ulvî hislerini besleyerek insani olgunlastirmak ve ahlâkî erdemlere eristirmektir. Bu sayede nefsin, hevâ ve hevesin tecavüzlerine mâni olmaya çalisir.
Iste Bati felsefesinin ortaya koydugu bu olumsuz esaslar sadece Afganistan’da degil bütün dünyada milyonlarca masum insanin katledilmesine yol açmistir. Akla ziyan ve olumsuz propagandalar ile Islam’i oldugundan baska bir sekilde göstermeye çalisan Batili emperyalist ve gaddar insanlar; Afganistan’da oldugu gibi bir defa daha içyüzlerini gösterip perisan olmuslardir, Vesselam…