Pardus, TÜBITAK tarafindan gelistirilen yerli ve milli Linux dagitimimizdir. Peki, nedir bu Linux? Linux UNIX tabanli ve açik kaynak prensibiyle gelistirilen bir isletim çekirdegidir. sistemi Bu çekirdegin üzerine kabuklar bina edilerek insanlarla bilgisayarlarin iletisimi saglanir. Pardus, Debian kabugunun modifiyesi ile hazirlanmis bir sistemdir.
Açik kaynak prensibi bir nevi ilmin zekâti gibidir. Bu prensibe göre yazilan programin kodlari ücretsiz ve açik olarak paylasilir. Herkes bu kodlara ulasip gelistirmeler yapabilir. Isteyenler bu kodlari düzenleyip degistirerek kendi programlarini olusturabilir. Bu durumlar için kimseden ücret istenilmez. Hatta bunun için GPL (General Public License/Umumi Halka açik Lisans) adinda bir lisans olusturulmustur. Bu lisansin tek sarti ilk gelistiriciyi anmaktir. Bir zahmet de gelistiricinin ismi anilsin. Insan bir baskasinin gelistirdigi seyi ben yaptim diyerek sahiplenip ilk gelistiriciyi yok saymamalidir. Bu prensip ücretsizlik ve gönüllülük ilkesine dayalidir. Bu sayede merakli olan herkes ücretsiz olarak bu deryaya dalabilir. Programlama kurslari için bir ton para isteyen paragözlere alternatif ücretsiz paylasilan bilgiler yer alir bu deryada. Insanlar da baya yardimseverdir bu deryada. Bir sorun olursa imkâni olan hemen yardima kosar bu deryada. Açik kaynak prensibi ile gelistirilen Linux çekirdegi de bu sayede gönüllü olarak dünyanin her tarafindan gönüllü ekiplerle gelistirilmektedir. Bu durumun kapali kaynak prensibine göre avantajlari vardir. Ticari kaygilarla kapali kaynak olarak gelistirilen Windows'un halini hepimiz biliyoruz. Windows'un kodlari paylasilmiyor ancak dünyanin her tarafindan hackerlerin ve virüslerin saldirisina yenik düsüyor. Windows'un açiklarini da sadece Microsoft çalisanlari kapatmak zorunda. Ancak Linux çekirdeginde bir açik fark edilse hemen dünyanin her yerindeki gönüllüler tarafindan anlik kapatiliyor. Linux gönüllülük prensibi ile gelistirildigi için gönüllüler tarafindan daha çok sahipleniliyor. Insanlar bunun gelistirilmesinden para almiyor. Insanlar islerinden arta kalan zamanlarda gönüllü olarak bu sistemi gelistiriyor. Bilgi paylastikça çogalir, sözünün tecellisi olarak açik kaynak projesi dinimiz açisindan son derece uygun bir prensiptir. Allah (c.c.) dayanisma ve yardimlasmayi tesvik eder ki bunu hepimiz biliyoruz. Allah (s.v.t.) bu prensip ile hareket edilince bereketini ve yardimini da gönderiyor.
Dinimizde zekât ve sadakanin ne kadar önemli oldugunu hepimiz biliyoruz. Köylerimizdeki imece usulünü de hepimiz biliyoruz. Bizim genlerimize zaten açik kaynak prensibi islemis. Bizim toplumun mayasinda zaten açik kaynak prensibi var. Hatta üniversitelerimizde ögrenciler birbirlerine ders, ödev, not paylasimi yapiyor. Tabii ki ödevlerin aynen kopyalanmasi ögrenmeyi engelliyor ancak bu paylasimlar sayesinde ögrenci dayanismasi gelisiyor. Dünyada bu dayanismanin tesisi için yogun ugras verilse de istenen seviyede dayanisma saglanamiyor. Özellikle bireyselligin tavan yaptigi Bati'da sokakta düsüp bayilsaniz kimse orali olmuyor. Ülkemizde ise Pazar arabasi agir gelince dahi yardima kosan bir sürü insanimiz var.
Bilgi paylasilmadigi zaman kapali kaynak prensibi devreye giriyor ve bu prensip aslinda bilgi için yok olus hükmündedir. Microsoft bile sistemlerini gelistirirken açik kaynak prensibinden faydalandi. Windows'un temeli de tipki Linux'unki gibi UNIX'tir ve bu da tabii açik kaynaklidir. Microsoft bile açik kaynagin önemini kavradi ve bu alana yatirim yapmaya basladi çünkü açik kaynak bilginin çogalmasini saglar. Kapali kaynak ise bilgiyi hapsederek bilginin ölümüne sebep olur. Düsünsenize okullarda anlamadiginiz konulari arkadaslariniza ve ögretmenlerinize soramasaniz ne olurdu? Üniversiteye, KPSS'ye ve diger sinavlara hazirlanirken rakip olarak gördügünüz arkadaslarinizdan yardim istediginizde isteginizi geri çevirseler ne hissederdiniz? Arkadaslariniz yardim isteginizi geri çevirseler aslinda çok sey kaybederler ki bunu onlar da biliyor. Onlar size yardimci olunca konulari daha da pekistiriyorlar. Ögretmenleriniz size anlamadiklarinizi anlatarak kendilerini daha fazla gelistirme imkâni buluyor. Baska bir deyisle açik kaynak bilgiyi canli tutarak gelistirir, kapali kaynak ise bilgi için mezardan farksizdir. Aslinda ilmin zekâti açik kaynak ile paylasmaya dayalidir.
Islami ilimlerin, kur'an ve sünnetin, hadislerin ve hadis usulünün günümüze kadar degismeden ve bozulmadan tam olarak gelmesi de yine açik kaynak prensibi sayesindedir. Islami ilimlerde de yukarda bahsettigim GPL yani General Public License adli lisans vardir. Hadis ravileri bir hadisi aktarirken GPL'nin geregi olarak bu hadisi isittigi kimseyi açiklamasalardi neler olabilecegini düsünebiliyor musunuz? Hadis ravisi herhangi bir çikar ugruna "Ben bunu bizzat duydum" deseydi bugün hadis ilminin esamesi okunmazdi. Âlimler bilgilerini kitaplastirip nesillere aktarmak yerine sadece kendi çevrelerine kismen anlatmak ile sinirli kalsalardi bugün koskoca hadis usulü ilminden söz edemezdik. Hadis âlimlerinin "Ben o kadar emek sarf ettim, ömrümü çürüttüm, bir sürü yolculuklar yaptim, bir sürü masraf ettim, çalisamadim, meslegimi yapamadim, o kadar insanla hadislerin sihhatini arastirmak için muhatap oldum. O kadar ravinin hayatini arastirip âdeta o ravilerin seceresini çikardim! Simdi hiçbir ücret istemeden bu bilgileri mi paylasacagim! Hayir, bunu yapamam!" diyerek kapali kaynak prensibi ile hareket ettigini düsünelim! Bu durumda kur'anin dahi günümüze degismeden tam olarak gelmesi imkânsiz olurdu. Kur'an sanilanin aksine Mushaf olarak degil, sözle okunarak, ezberlenerek günümüze kadar geldi. Hepimizin bildigi üzere kur'an zaten Mushaf olarak inmedi ki. Kur'an vahiy kâtiplerince agaca, deriye, kemige, vb. esyalara yazilarak ve ezberlenerek korunmaya çalisildi. Kur'anin Mushaf haline gelmesi Allah rasulü'nün (sav) vefatindan sonra olmustur. Zaten ilk Mushaflarda harekelerin ve hatta harflerdeki noktalama isaretlerinin bile bulunmadigini hepimiz biliyoruz. Eger bu konuda kapali kaynak prensibi isleseydi su anda kiraat farkliliklarindan ötürü kur'an'dan bile söz edemezdik! Oysaki âlimler hiçbir ücret istemeden sirf Allah rizasi için bu ilimleri ücretsiz olarak bize aktardilar. Iste bu durum açik kaynak prensibidir. Âlimlerimiz GPL adli lisans ile hareket ettiler. Bilgiyi ögrenip o âlimi hayirla yâd ediyorsunuz ve sizden baska hiçbir sey istemiyor o kisi. Ne kadar güzel degil mi? Iste Linux da bu prensibe göre gelistirilmektedir!
Gönül isterdi ki sifirdan tam tamina yepyeni bir isletim sistemi yazalim ya da Debian kabugu yerine kendi kabugumuzu sifirdan yazalim ama Microsoft'un, Amerika'nin ve diger dis etkenlerin boyundurugundan bir an önce kurtulup en azindan su andan itibaren verilerimizin güvenligini saglamak, Microsoft'a ve Windows ile çalisan diger uygulamalara yüksek lisans ücretleri vermeyerek tasarruf edebilmek ve Windows gibi hantal bir sistemin yüksek donanim gereksinimlerinden kurtulabilmek amaciyla bir an önce bir seyler yapmaliydik. Iste bu noktada Pardus projesi devreye girmistir. Aslinda Pardus 2000'li yillarda da vardi ve o zamanlarda PISI adi verilen kendi paket sistemi vardi. Ancak ekibin degismesi ile beraber bu paket sistemi birakilarak tamamen Debian altyapisina geçildi. Debian altyapisina geçisin nedeni hem Debian tabanli sistemlerin yayginligindan ötürü teknik destegin ve uygulamalarin yogun olmasi hem de donanimlara daha uyumlu olmasidir ama bana göre PISI'yi bu noktada gelistirsek daha iyi olabilirdi. PISI'yi de donanimlara uyumlu hale getirebilirdik. PISI'yi soracak olursaniz halen PISI Linux adiyla devam etmekte.
Sonuçta bir emek verilerek Pardus projesi hazirlandi ve hizmetimize sunuldu. Peki, neden kullanalim bu Pardusu? Öncelikle Microsoft'un boyundurugundan kurtulmamiz sarttir. Bill Gates'i hepimiz biliyoruz. Bill Gates'in insanligi yok edip kölelestirme amaciyla ilgilendigi ve ortak oldugu projeleri de hepimiz biliyoruz. Peki, neden hâlâ onun sistemlerini kullaniyoruz? Özellikle devlet daireleri resmen kumar oynadiklarinin farkinda degiller. Yillarca en özel verilerimizin kimlerin eline geçtigini biliyor muyuz? Windows da kapali kaynak bir sistemdir. Kodlarini bilmiyoruz. Ancak bildigimiz bir seyler var ki Windows, bilgisayarimizda ne varsa, hangi dosyalar varsa hepsini Microsoft sunucularina çesitli nedenlerle kopyalamaktadir. Bunu nereden mi biliyoruz? Windows Defender yazilimini açip bulut tabanli koruma ve örnek gönderimi seçeneklerine bakarsaniz durumun vahametini görürsünüz. Windows kurulduktan sonra okumadan geçtigimiz lisans sözlesmeleri ve kurulum ayarlari da cabasi. Bunlar daha asikâr olanlar. Peki ya asikâr olmayanlar ne olacak onu da sizler düsünün. Peki, tek suçlu Windows mu? Tabii ki hayir. Kullandigimiz Microsoft Office, kullandigimiz anti virüsler, diger lisansli yazilimlar da bu sekilde mahremiyetimizi ihlal etmekte. Bireysel kullanicilar için bu durum pek sorun olmasa dahi devlet kurumlari için bu durum çok tehlikeli. SIHA'larimizin plan ve projelerini bu yolla kaptirdigimizi düsünün! Durumun vahametini anlayabiliyor muyuz? Is gerçekten çok ciddi. Insanimiz bu konuyu basite almasin. Daha tam olgunlasmadi diyerek bu konu ertelenmemeli. Bir an önce Pardus bizim için yayginlastirilmali. Bu mesele aslinda milli güvenlik meselesidir. Düsmanlarimiz SIHA'larimizin projelerinin pesine düsmüsken halen Windows kullanmakta israrci olmamiz kumar oynamak gibi bir durumdur. Pardus daha olgunlasmadi, hele biraz olgunlassin sonra kullaniriz gibi ifadelerle bu projeyi ertelersek bu sistemi hiç kullanamayiz ve Bill Gates'in kölesi olmaya devam ederiz.
Unutmayiniz ki bir sistem, yazilim, vb. her sey kullanildikça olgunlasir. Bir seyi kullanmadan olgunlasmasini beklemek akla ziyan bir durumdur. Microsoft bile Windows'un son kullanici sürümünden önce bir sürü sürüm yayinlar ve bunlari BEDAVA olarak sunar ki insanlar kullansin ve geri bildirimlerde bulunsun. Bu sayede son sürümü ÜCRETLI olarak çikararak kullanicilara sunar. Örnegin, Windows Longhorn'u kaç kisi bilir? Bu sürüm bir ara sürümdü ve ücretsizdi. Ama hepimiz Windows Vista ve Windows 7'yi biliriz. Birçok firma yazilimlarin beta sürümlerini ücretsiz sunar ki insanlar kullansin ama daha sonra bu firmalar son sürümleri ücretli hale getirir. Umarim Pardus ve ilham aldigi kabuk olan Debian ve Linux çekirdegi her daim ücretsiz ve GPL adli lisans ile açik kaynak prensibiyle kalmaya devam eder ve bu alandaki gelisime ket vurmazlar. Pardus'u olgunlastiracak olan bizleriz! Vesselam!