BÜLENT ERTEKIN

Tarih: 19.04.2021 19:47

Yokken Vermek Her Kisinin Degil, Er Kisilerin Isidir

Facebook Twitter Linked-in

Ben Mardin'de 9 çocuklu bir ailenin evlatlarindan biriyim, hakikaten maddi durumumuz kötüydü. Yine böyle bir mübarek Ramazan-i  Serifte ben de o zaman medresede egitim görüyorum, medresemizde Islami ilimler tahsil  ediyorum. 

Camii den çiktik, bir teravih namazindan, bir yasli amcanin saga sola bakindigini, bir öyle gittigini, bir böyle gittigini görünce gittim yasli amcanin koluna girdim, bende gencecik delikanliyim. Dedim ki
-Amca zannediyorum bir sey ariyorsunuz, bir derdiniz var. Belki ben yardimci olabilirim. 
Amca dedi ki:
-Benim telefon etmem lazim,
-Hadi o zaman gidelim ben sizi götüreyim telefon kulübesine. 

Jeton aldik, bir avuç aldirdi bana, bana,  "anca bu kadar lazim olacak" dedi. Geçti ankesörlü telefonun basina, telefon görüsmesi yapiyor. Jetonlari art arta atiyor, kimle ne konustugunu bilmiyorum, sadece su cümleyi duydum amcadan; 
-Kizim bizim uçagimiz iptal edildi, beni bugün beklemeyin, bizi bir otelde konaklatiyorlar, yarin ilk uçakla gelecegim. 

Hepsi bu. 
Sonra bana çay ismarladi, geçtik bir yerde çay içtik. Benim ayakkabima, çoraplarima, kiyafetime bakti. Amca halimi görünce  düsünceli bir hâl aldi. Ben de hakikaten öyle böyle degil fena bir fakirligin içindeydim.

Sonrasinda amca  ayrilmadan önce bir elini cebine atti ve bana yüklü sayilabilecek bir miktarda para verdi. Benim bir aylik maasim 10 liraysa bu amca çikartti 40 lira verdi. 
-Hayir,  olmaz, molmaz, alamam amca, dememe ragmen, ellerimden siki siki tuttu ve dedi ki:
-Oglum, Allah bana verdi, benim malim, mülküm var, Almanya’da zengin bir adamim, al bu parayi” dedi. Bir kâgida da adresini yazdi. Almanya’da anlamadigim kelimelerden, sonra ben o adami hayatimin sonuna kadar hiç görmedim. 

Sonrasin da 
-Ben medreseyi bitirdim, üniversiteyi kazandim, Istanbul'da öyle bir fakirlikten bahsediyoruz ki, bir saatlik yolu 1 lirayi vermemek için her gün ben o bir saatlik yolu yürüyorum, bir saat geri dönüyorum. Ayrica da bir iste çalisiyorum, anca harç, kitap, okul denk getirmeye çalisiyorum. Zor, gerçektende zor yillardi.

Artik okulu birakma noktasina geldim. Ne yapacagimi bilemedigim  bir anda elime bir kâgit ilisti tekrar, amcaya bir mektup yazdim.
-Okulu birakmak zorundayim artik. Bana yardimci olurmusunuz? diye. Amca o zamanin parasiyla rakam telaffuz etmeyeyim ama hakikaten büyük bir para. Yâni bütün egitim hayatimi karsilayacak bir para yatirmis hesaba. 

Is Bankasi'ndan ariyorlar. Lüften bankamiza gelin, falan diye. Ne oldu önce anlayamiyorum. Memur diyor ki:
-Ahmet BALCI, sizin arkadasiniz mi, akrabaniz mi? diye soruyor.
-Benim akrabam, diyorum.
Memur:
-Cüzdana bu kadar para gönderdi. 

Büyük bir heyecan ve mutluluk içerisindeyim. Zira gelen para ile rahmetli babamin 8 aylik borcunu ödedik. Aylardir ödeyemedigi kirasi var, maasi, kilik kiyafet, kiz kardesime yeni bir ayakkabi, benim okul harçligim hepsini halletmis idik.

Sonra.
Üniversiteden mezun olmaya bir yil kala yine ben ayni duruma düstüm. Parasiz. Yine yazdim ve yine amca bana bir miktar para gönderdi. 

Okuldan mezun oldum ve bir gazetede köse yazari oldum, o yazdigim köse yazilarini oraya yolladim, fotokopisini çektirdigim diplomami büyük bir heyecanla ona yolladim, bakin bunlar hep sizin vesilenizle oldu falan filan diyerek.

Ama bir daha o amcadan bana hiç haber gelmedi. Rahmetli babam derdi ki, "bu adama çok dua edin, Ahmet Balciya. Bu adam benim bütün duama ortaktir. Bütün sevabima Rabbim ortak etsin bu adami, hep der dururdu.

Sonrasinda dedim ki; 
-Almanya’daysa ben bulurum sadece adini soyadini ve yasadigi sehri verin. Kâgidi çikardi bu gece. Açti kâgidi. Sehir Baroysak, Almanya. Benim henüz 3 hafta önce oldugum yer. Oraya gösteriye gittim. Arkadaslarimi aradim dedim ki:
-Ahmet Balciyi bana bulabilirmisiniz?  Onlar dediler.
-Ahmet Balciyi biz iyi taniriz. 
Peki dedim oglu, kizi yok mudur? Dedi ki:
-Bir kizi var. 
Kizina ulastik. Gece damadi açti telefonu, dedim ki:
-Ben size bir hikâye anlatmak üzere ariyorum, Türkiye’den.  
-Oglum hoparlörü açin kizda dinlesin, Saadeti'ne verdik telefonu? 

Saadet aglayarak babasinin nasil iyi bir insan oldugunu ve ona nasil yardim ettigini söyledi. Kizda aglamaya basladi. Telefonda biz de agladik ve kizi:
-Siz, ben niye agliyorum biliyormusunuz? dedi. Babamin durum yok idi. Benim babam fakir bir adam idi. Bir gecekondu da yasiyorduk biz, .o yolladigi paralari nasil yolladi bilmiyoruz? ama benim babam fakir bir adamdi" dedi. 

Sen ne güzel bir adammissin Ahmet BALCI...
Derler ya hani; ADAM GIBI ADAM. 
Sen, her kisinin degil, er kisilere münhasir bir davranis ile hepimize ne güzelde bir ders verdin.
Rabbim senin gibi olmayi, senin gibi veren el olan yigitlerden nasip etsin.

Selam ve dua ile.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —