Halil Köprücüoğlu

Tarih: 23.02.2021 20:29

Kâinat Kitabinda Varligin Temelinde Esrarli Yolculuk

Facebook Twitter Linked-in

1930'lu yillarda maddenin atomlardan olustugu, onlarinda proton, nötron ve elektronlardan meydana geldigi düsünülüyordu. O yillarda Kuantum Fizigi doguyor ve atomun bilye veya bilardo topu gibi davranmadigi onlarin maddi parçaciklarina dalgalarin eslik ettigi söyleniyordu.

Yeni teknik ve araçlarin olagan üstü gelistirilmesiyle 1935'lerde 6; 1955'lerde 18; Iki binlerde 200'ün üstünde atom parçacigi tespit edildi. (Prof. Dr. Osman Çakmak, "Varligin sinirlarinda esrarli yolculuk", Nesil Yayinevi, 2006, syf. 13)
Temel yapi taslarini ararken, bütün parçalar arasinda var olan, karmasik(!) iliskiler dokusu bulundu! Artik temel parçacik yoktu!
Yeni buluslar, Kâinat ve madde anlayisinda degisikliklere yol açmis, artik bir olayi sebep-sonuç iliskisiyle açiklamanin dogru olmayacagi ortaya çikmisti. Sebep-sonuç alakasi kurabilmek için gerekli kesinlik ortadan kalkiyor, bu yüzden varligin tesekkülünü(!) maddi sebeplere baglamak anlamsiz hale geliyordu. Mesela, "Fotonun su sekilde ortaya çikmasina su yol açti" diyebilecegimiz bir seyler ortada kalmiyordu. Görünüste bir sey bulsak bile Foton ya da Atom tanecigi bazen o sey olmadan da ortaya çikiyor, yani "hiç sebepsiz" "yoktan yere" ortaya çiktigi görünüyordu! (age, 14)
Kütlenin 99,9'u, proton ve nötrondan ibaret bir çekirdekten olustugu görüldü... Çekirdegin, kütlenin neredeyse tamamini içine aldigi halde, tüm otom içinde kapladigi yer on binde bir hacim bile olmadigi tespit edildi. Üçüncü temel atom parçacigi olan elektronlarin, çekirdegin etrafinda, yörüngelerde, DALGALAR halinde hareket ettigi anlasildi. Protonlarin da Kuarklardan olustugu tespit edildi. (age, 15)
Özetle Birlesik Alan Teorisi gibi bir manaya kilitlenen ilim, maddede 10 üzeri -33'lere inildiginde sadece madde(!) enerji arasi TITRESIMLERI ifade eden SICIM gibi esneme yetenegi olan birimler(?) diyerek sustu.
Artik sayisiz atom alti parçalar ve atomda tespit edilen 4 kuvvetin her atomda bulunan vasiflar oldugu kabul edildi.
Atom Modelinin önde gelen mimarlarindan Niels Bohr  "...Atom taneciklerinin özelliklerinin tanimlanamayacagini belirtmekte ve onlarin ancak diger sistemlerle giristikleri etkilesimler araciligiyla gözlenebileceginin altini çizmektedir" (N.Bohr, Atomic Physics and the Description of Natura, s,57)
Bunlar insani hayretler içerisinde birakirken, çok önceleri bir Ilahiyatçi olarak Bediüzzaman'nin söyledikleri ise, bu fizik ilminin olagan üstü tespitlerini teyit ederek daha ilerisine parmak basmasi, daha da heyecan vericidir:
"(TABIAT) Kâinat kitabidir. Evet, su kitabin bütün harfler ve bütün noktalari, birey olarak da, bütün eko sistemle birlesik olarak da Zât-i Zülcelâlin (Celal sahibi Yaraticimizin) varligina ve birligine, kendilerine has lisanla konusup (Isra Süresi,17:44'deki:) ‎"Hiçbir sey yoktur ki, Onu övüp Onu tespih etmesin. Kusursuzlugunu bilip kemalatini göstermesin manasini okuyorlar” i söylüyorlar.
Kainatin atomlarinin hepsi, (10 üzeri 80'in tamami), birer birer, ZÂT ve SIFÂT ve diger yönler ile hadsiz Ihtimaller, olasiliklar arasinda kararsiz iken, birden bire bir yönü takip ederek, belli bir sifatla, sifatlanarak, özellik kazanarak, kendine has bir vücut ve hislerle donanarak, hayret veren faydaliliklar ile ortaya yeni çok farkli varliklar olarak çiktigindan Sanatkar olan Rabbimizin vücub-u vücuduna sehadetle, görünmeyen alemlerin örnegi olan ilahî hakikatleri hisseden latifelerle Yaraticiyi tarif eden Allah'a, bütün semavi dinlerin Hiristiyanlik, Yahudilik ve Islam'in Yaraticisina imanin lambasini isiklandiriyor, akil ve kalpleri Onun varligina ulastiriyorlar.
... Her bir Atom, kendi basiyla... Yaraticisini, Sânatkarini, her seyi sanatli, mizanli, ince ölçülerle yaratan, Sanatkari, Faili olan Allah'i ilân ettigi gibi, iç içe geçmis, birlesik alan teorisi gibi, tasvirlere benzeyen seyleri kainatta bir ag gibi birbirine baglanarak genisleyen terkiplerini, birlesiklerini her bir makaminda ve her baginda, her iliskisinde ve her bir dairesinde, her bir zerre (atom), bütün hareket ve faaliyetlerin dengesini, atomdaki dört kuvvetin(!) Berlin Üniversitesi Profösörünün anlattigi gibi çok hassas dengelerle olusunu ve bunun daima muhafazasini; her iliskisinde ayri ayri vazifeyi yerine getirip yüksek faydaliligi ortaya çikardiklarindan, Yaratici Sanatkarin gayesini, amacini ve hikmetini ortaya çikarip ve vücut ve birliginin delillerini ifade ettikleri için, Rabbimizin varliginin delilleri, atomdan kat kat fazla olur.
Bir de Atomdaki bu sicimler ve titresimleri ta 1930'larda: "Tahavvülât-i zerrât, Nakkâs-i Ezelînin kalem-i kudreti, kitab-i kâinatta yazdigi âyât-i tekvîniyenin hengâmindaki ihtizâzâti ve cevelânidir. Yoksa, madde ve tabiata verenlerin sandiklari gibi tesadüf oyuncagi ve karisik, mânâsiz bir hareket degildir. Çünkü, bütün mevcudat gibi her bir zerre, mebde-i hareketinin basinda Bismillâh" der. (Onun yaratmasiyla hareket eder. )Çünkü, nihayetsiz, kuvvetinden fazla yükleri kaldirir ve bugday tanesi kadar bir çekirdegin koca bir çam agaci gibi bir yükü omuzuna almasi gibi... Hem vazifesinin hitâminda, "Elhamdülillâh" der. (Yani tezahür ettirdigi bu hali O Yaraticiya vermek manasinda O'na hamd eder.) Çünkü, bütün ukulü hayrette birakan hikmetli bir cemâl-i san'at, faideli bir hüsn-ü nakis göstererek, Sâni-i Zülcelâlin medâyihine bir kaside-i medhiye gibi bir eser gösterir. Meselâ, nar ve misira dikkat et. (RNK-Sözler/743) ...diyerek, Kur'an'in bu konudaki mesajini ortaya koymustu.
Dr.Yamina Bouguenaya Hanim ve Prof.Dr. Osman Çakmak Beyler eserlerinde bunu hayretle ortaya koymuslardir.(bkz, (Prof. Dr Osman Çakmak, "Varligin sinirlarinda esrarli yolculuk", Nesil Yayinevi, 2006, syf. 27)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —