HALIL MERT / Strateji ve Yönetim Uzmani, Emekli Yarbay

Tarih: 13.02.2021 20:41

Devletin Çivisi–1 “Bakilmayan Telefonlar ve Genel Görgüye Yakismayan Davranislar”

Facebook Twitter Linked-in

Devlet deyince anarsist birileri hemen, “katil devlet!”, “derin devlet” gibi tanimi ve halkimizda karsiligi olmayan, ancak entel-dantel birilerince dillenen, isbirlikçi ihânetçe süslenen sözlerle devleti küçültmeye, rencide etmeye çalisiyorlar. Tüm bu rezâletin arkasinda da Milletimizin devletine ve birbirine güvenini sarsmaya dönük gayretler var.

 

Ceddimiz ne diyor?

“YA DEVLET BASA, YA KUZGUN LESE!”

Yani devletin olmazsa, ölür, kuzgunlara les olursun.

 

Devletin bekâsini, Milletin fedâkârligi, güven ve itimâdi saglar. Bize sürekli gazlandigi gibi temînât bir gurup ya da zümre degildir. Teminat, Milletin kendisidir. Millet, devletine güvenmez ve sahip çikmazsa, önce devlet ölür sonra Millet eriri gider.

15 Temmuz darbe ve Ihânet Kalkismasina bakin… 

Devleti kim kurtardi? 

Milletimizin ferâset ve yigitligi degil mi?

 

Millet kim mi?

Hepimiz…

Türkiye Cumhuriyeti içinde yasayan hepimiz.. 

Bitti mi? Hayir!..

Medeniyet Cografyamizda yüregi bizimle atan insanlar da bizimdir. Milletimizdir. Kazakistan yaylalarindaki çobanda, Erbil’de dag köyündeki dedemiz de, izleyenlere eliyle Bozkurt yaparak kosan Somali’li tegmen de, Bosna’dan Istanbul’a duâ eden nine de, Üsküp’lü, Kazan’li, Trablus’lu, Tebriz’li, Ulupamir’li, D. Türkistan’li… Yüregi bizimle çarpan tüm insanlarimiz Kayseri’li, Trabzon’lu, Diyarbakir’li, Aydin’li, Antalya’li kadar bizimdir.

 

Devlet kim mi?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaskanimizdan, en alttaki müstahdemine, erine kadar tüm memurlari, isgörenleri de devlettir.

Devlet, Milletimizin bir yandan yöneticisi ve idârecisi, diger yandan da evlâdi ve hizmetkâridir.

 

Maâlesef, son 200 yilda, Milletimize tepeden bakan, isbirlikçi birileri devlet yönetiminde etkin oldu. Ülkeyi 28 Subat Süreci’ne getirdiler. Bu bir zihniyetin dibe vurmasindan baska bir sey degildi. Milletimiz bu zihniyete karsi 2002 ve sonrasinda AKPARTI’ye Baskanlik Sistemi ile de Cumhur Ittifâki’na destek verdi.

 

Esâsinda ülkemizde iktidâra verilen oylar 52..

Hep söylüyoruz, Millî cephemiz 69–74 araliginda…

Basta siyasiler olmak üzere, Devletimizde etkinlesen yeni jenerasyon memuru, amiri sunu düsünmeli…

Disarida kalan asgarî 15 oyun nedeni ne? Biz nasil ulasiriz bu insanlarimiza?

 

Üzülerek ifâde ediyorum. Devletin çivisi çikiyor. Bir resmi kurumu arayin bakalim, telefonuna bakani var mi? Birçok yere dost ve siyasi birilerinin selâmi ile gitmek âdet oldu. En kötüsü de, töre ve terbiyemizin geregi yasa, görgüye, büyüge, egitimlilige, muhtaçlik durumuna, ihtiyaç sahibine vd. göre davranis ve mukâbele yok.

 

Devlet, kurum müdürlerine resmi makam ve cep telefonlari tahsis etmis.. Ne için? “Millete cevap versinler” diye.. 

Çok açik ifâde edecegim. 

Sayin Bakana ulasiyorsunuz. Ama onun müdürlerine ulasmak mümkün degil..

Meselâ Istanbul Göç Idaresi Il Müdürü için Sayin Bakani ya da yardimcilarini arayip randevu almak zorunda kalacagiz.

Bu mudur dogrusu?

Dogrusu buysa Sayin Bakanimiza, bunca isinin arasinda, -belki de ben bu yaziyi evimde yaziyorken o Sirnak’ta dagda Mehmetçikledir.- arzim, “Sayin Bakanim, Istanbul Göç Idârenize ne sahsen ne de içinde bulundugumuz STK olarak ulasamiyoruz. Sagdan soldan telefon açanlarin dertlerini ancak anlatabildiklerini duyuyoruz. Bize randevu alir misiniz?”

 

Tüm Bakan ve Icrânin basindakilerden talebimiz…

Lütfen kendi kurumlarinizi arada bir aratir misiniz.. Telefonlarina bakan var mi?

 

Millet ve Devlet iliskisinde ise; 

Devlet Anadir, Babadir…

Devlet, ebed-müddet’in ihyâsi ve bekâ Milletin Emegi ve fedâkârligi iledir. 

Aslolan Millettir. 

Milletin Töresi ve Millî Terbiyemiz biliniz ki anayasanin da üzerindedir. 

Devletin memuru, Milletimize, yasalar ve Millî terbiyemizin, örf ve töremizin yazilmamis ama hayatta en belirgin kurallari ile muâmele etmek zorundadir.

Millet, hürmet etmezse, vergi vermezse, askerlik yapmazsa, itaat etmezse devlet nasil ayakta kalir?

 

Devletimize, maâlesef devletimizi sikâyet ediyoruz.

Siyasiler, seçilmisler.. Atanmislari seçerken, liyâkat, ehliyet, sadâkat, samimiyet, Millî ahlâk ve terbiyeyi bilirlik gibi temel ölçütlere göre seçmek icâb etmez mi?

Babasi yasinda insanlarin selâmini almayan memur olur mu? Oysa o dogmadan selâmini almadigi kisi, memleketin daglarinda can pazarindaydi…

Milletimize yazik etmeyin.

Devletimize yazik etmeyin.

Milletimizin bekâsi, Millî Birligimizin teminâti, devletimize duyulan güven ve itimaddan geçer. Bunu yipratmaya kimsenin hakki yoktur.  

 

HEP ÜMÎDE DOGRU..

 

Sen ufka göz dik..

Daglara yürü..

Aldirma ayagina takilan dikene, çöpe..

Sig, hödük, câhil birilerini..

Aldirma düsmanin azâmetine..

 

Ufka bakmak güzeldir.

Bastigin yeri de bilmek sartiyla...

 

Zordur dâvâ sâhibi olmak.

Yüktür insana..

Ama büyük gönüller, sever dertlerini..

Onlari dert büyütür, onlar dertlerini büyütür.

 

Biz ufuklara yürüyecegiz.

Atalarim Kizil Elma demis..

Ceddim I'lây-i Kelimetullah..

 

Güzeldir Omuzdasim dert sahibi olmak...

Yükün seni huzura götürecek.

Ve orada dimdik duracaksin.

Yaninda yoldaslarin yigit insanlar olacak.

Sirtindaki yük kurtaricin..

Önündeki Rehberin SAV. sefaatçin..

 

Aldirma önüne çikan ne çite, ne duvara, ne dikene.

Yürüyecegiz birlikte yüce hedefe...

 

Umut olacagiz.

Derdimizi, yükümüzü paylasacagiz.

Sevgiyle, saygiyla, mutlulukla..

 

Bâzen üzülecegiz, bâzen de çok mutlu.

 

Ümidlerimiz, özlemlerimiz dilimizde duâ olacak...

 

Unutma..

Büyük yüreklerimizle..

Ümitle..

Hep ufka yürüyecegiz..


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —