Halil Köprücüoğlu

Tarih: 20.07.2022 21:40

HAYRET, HEYECAN VE LEZZETLI BIR KULLUK...

Facebook Twitter Linked-in

Siz, “Çigdem” ismi verilen  siradan gibi algilanan bir bitkinin, basit malzemelerle, Selülozik apartman insa ettigini; devamli günese dönen teras naklindeki çatisinda da, sari çiçeklerle alçak duvarlar örüp, onlarin ortasindaki bir alanin, zamanla açilip, genisleyip, çok müthis, ince sanatli çizgiler üzerinde, harika elipsler çizerek, onlara ölçülü, 
çok küçük oyuklar meydana getirdigini(!), içlerinde, herbiri üzerinde flato çizgileri olan, içi yag ve vitaminlerle dolu “Ayçiçegi” denilen tohumlari, çekirdekleri; uçlari dislerinizle kolay kirilsin diye sivriltilmis çerezleri, hayretle seyrettiniz, lezzetle yediniz mi ? 
       
“Asma” ismi verilmis bir bitkinin, basit toprak üzerine kök denen çubuklarla Radyan temellere meydan okuyarak, tutunmasini; ellere benzeyen yapraklari arasindan, küçük ama çok saglam filizlerle, bir müddet sonra agirlasacak dal, yaprak ve bilhassa meyvelerinin rahat tasinmasi için, etrafindaki degisik seylere kuvvetle tutundugunu; toz kadar küçük tanecikleri, önce küçük bir salkima, damla damla yerlestirip, 
zamanla Karbondioksit, isik ve suyla görünmeyen kimya laboratuvarlarinda fotosentez yaparak(!) o küçük yumrulari “Koruk” haline getirmesine, sonra da onlarin içindeki o haliyle de çok faydali eksi suyu, “Bal” serbetine çevirip, oval küçük lokmalar halinde, ambalajlariyla beraber yanebilecek lokumlara dönüstürdügünü (!) seyrettiniz mi?
     
Ayni seyleri Kayisi, Erik  Seftali, Elma, Armut, Dut vb. sayisiz meyve agaçlarinda, daha harika bir tarzda, ince iplere, çubuklara takip odunlardan, harika renk, koku, lezzet ve vitaminlerle sunulusunu heyecan ve hayretten aglayarak, ruhunuza, kalbinize yerlestirdiniz mi? 
    
Beyaz, pembe, kirmizi “Hatmi” çiçeklerinin, hem de susuz bir ortamda, 2-3 mt.’lik, Selülozik bir apartmani, fotosentez ile yapmasini; 2-3 cm araliklar halindeki, her katina 2-3 tane, kendisini kopyalayacak tohumlari yerlestirerek; siddetli rüzgârlarda saga sola sallanip, yikilmadan; depremlerin siddetli sarsintisina tahammülde rekor kiran “Japon Mimarisine” meydan okuyarak; insaat yapmasini, gida üretmesini gördünüz mü?
    
Daha dogru ve gerçege daha yakin bir ifadeyle, mucizevî bir tarzda bizi besleyen, Rezzakimizin, Halikimizin, Rabbimizin  icraatlerini görmek istiyorsaniz, Bespinar köyündeki küçük köy evimde benim gördüklerimi; siz de yakinlardaki bahçelerde, yakinlarinizin bahçelerinde, Parklarda, yollarda veya hiç olmaz ise balkonunuzdaki saksilarda; Allah adina, iman nazariyla tefekkür ederek “Yaratilislari” bütün kalp ve aklinizla temâsâ etmelisiniz!
     
Nurlu eserlerin gözlügüyle, siradan gibi görünen çevreye nazar etmeli, isik kirliligi olmayan ortamdan, semadaki yildiz ordularinin saksakasini da seyredip sessizligin kendine has garip ugultusunu dinlemelisiniz.

Hem de bu sema ordularinin müthis hizlarla dönmesi sirasindaki kulaklari sagir edecek çok yüksek seslerini kulaklarimizin frekans ayarlariyla bize duyurmayan Sultanlar Sultanina hamd etmelisiniz.
   
Sayisiz tas veya ates parçalarinin, adeta Ustalarini tanitmak için semâdaki dansini da görmeli, görebilmelisiniz!
     
Benim gibi bu isleri hayatin çok önemli meseleleri gibi görüyorsaniz, belki kesenize uygun bir teleskop da alip, daha reel bakislar kazanabilirsiniz!
    
Sonra kara topraga “tohum” diye attiginiz 8-10 börülcenin kendinde olmayan bir güçle, topragi yarip, ikiye ayrilan tanesinin içinden olmayan gücüyle, “Embriyon” diye isimlendirilen bir kisminin, tonum içine onun için konan gida ile beslenip, canlanip alt taraftan kök salip, üst taraftan da isiga dogru filiz çikarmasini, hem de iyi bir büyüteçle hayretle seyretmelisiniz!

Hatta buralarda bizim yaptigimizi taklit ederek torunlariniza verdiginiz basit de olsa bir Mikroskopla daha derinlere nazar edebilir, yüksek bir keyfe de ulasabilirsiniz!
     
Onlarca, belki yüzlerce bitkinin, otun çok farkli sekillerde, harika yaprak ve çiçeklerle kaderin görünmeyen(!) kaliplarinda sekillenmelerini, heyecanla, titreyerek, hayretten; biraz da bencileyin, feryad-i figân ederek, hatta telefonunuzla tebligde de kullanmak üzere fotograflarini çekerek; hatta hayret ve heyacaninizin yönlendirmesi ile  Internetten onlarin yapilarini daha ileri  seviyede ögrenmeye çalisarak çok farkli bir yasamaya var misiniz?
     
Hem bu tefekkür sonrasi günde kirk defa okudugunuz Fatiha’da Elhamdülillah derken bu mananin kime ait oldugunu çok daha kuvvetle hissediyor; Rahman ve Rahim Rabbinizi dile getirirken kainat kitabindaki somut, müsahhas delillerden daha iyi idrak ettiginizin farkinda olarak refleks halinde bu isi yapmaya basliyorsunuz!

Sadece O’na ibadet edeceginizi, sadece O’ndan yardim isteyeceginizi daha kalpten terennüm ediyorsunuz. Yine bu tefekkürlerle ulastiginiz tahkiki imanla bütün bunlarin Fail-i Muhtarindan, Rabb-i Rahimimizden, O’nun ilmine daha çok güvenip, daha da teslim olup, dogru dürüst bir kulluk istiyorsunuz.

Tevhidi böyle anlayip yasayanlar zümresine katilmayi, aksi halde olan sapkinlardan uzak olmayi istiyor, çok kararli ve kuvvetli bir niyete ulasiyorsunuz...
     
Rabbim bizlere böyle bir hayati her zaman nasip etsin insallah....


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —