Mustafa Altınsoy

Tarih: 12.07.2022 18:40

Yönetim Tecrübeleri(5)

Facebook Twitter Linked-in

MÜDÜR VE YÖNETICI OLMAK ISTEYENLERE TAVSIYELER

Degerli okuyucularimiz, daha önce dört bölümde 29 madde olarak kaleme aldigimiz yönetim tecrübelerinin besinci bölümüyle devam ediyoruz.

30. DOSTLARA VEFALI OLMAK

Yetkili bir makamdayken sik sik arayip halini hatiri sordugunuz, islerinizin takibi için ricalarda bulundugunuz, size iyilik yapan kisileri görevden ayrildiktan sonra da arayip hal hatir sormak bir vefa ve kadirsinasliktir. Bu hem bir insanlik hem de kardeslik görevidir. Biraz pragmatik (faydaci) düsündügünüz zaman yarin o arkadasinizin nereye, hangi göreve gelecegi belli olmaz. Sadi Sirazi’nin “Satrançta piyonun birdenbire vezir olmasi gibi, yoksulun da kudrete erdigi çok görülmüstür.” sözü meshurdur, ama siz yine de ihlasinizi bozmayin. Aramaya deger birisi ise insanligi ve kalitesinden dolayi arayin. Çünkü Peyami Sefa, “Iyi insanlar kaybetmez kaybedilir.” der.

 

Ayrica görevdeyken herkes “sevgiden, dostluktan, vefadan, kardeslikten… vb.” bahsedip görevden ayrildiktan sonra kimse sormazsa insan ister istemez geriye dönüp neden bazi risklere girdigini sorgulamaya basliyor. Makamda iken bunlari göremeyebilirsiniz.

Keçecizade Mehmet Fuat Pasa’ya sorarlar: Gerçek dostlariniz kimlerdir?

Pasa’nin cevabi oldukça anlamlidir: Simdi iktidardayim; bilemem.

 

Görevden ayrildiktan sonra ne diye bazi kisiler için bu kadar riske girdiginizi, arkasinda durdugunuzu sorgulamaya basliyorsunuz. Bu nedenle makamda, görevde iken mümkün oldugu kadar aramaya deger dostlarinizi aramaya, ziyaret etmeye gayret edelim. Dostlarinizi kendinizden uzak tutmayin. Araniza mesafeler koymayin.

Malum bir misaldir: Eba Müslim El-Horasani’ye Emevi devleti neden yikildi? diye sorduklarinda verdigi cevap yillardir kulaklarimizda küpe gibi asili durmaktadir. “Onlar, zarar vermeyeceklerinden emin olduklari için, dostlarini kendilerinden uzak tuttular. Kendilerine baglamak ve kazanmak için de düsmanlarini yakin tuttular. Yakin tuttuklari düsmanlari dost olmadi ama uzak tuttuklari dostlari düsman oldu. Herkes düsman safinda toplaninca yikilmalari mukadder oldu.”

31. YEREL BASINLA ILISKILER

Yerel basinla iliskilerde mesafeli olmakta fayda var. Genellikle her sehirde hiçbir vasfi olmadigi halde, liseyi zor bitirip, boynuna bir fotograf makinesi takilinca kendisini o sehrin en büyük duayen gazetecisi gibi görerek size hesap sormaya kalkan tipler olabilir. Isini iyi yapanlari tenzih ederim. Ama gazeteciligi kirli ve yoz iliskiler için bir gelir kapisi olarak görüp sizin aleyhinize çok küçük menfaatler karisliginda haber yapanlar olabilir. Malumdur, “Süyuu, vukuundan beter!” diye bir söz vardir. Yalan yanlis haber yayinlandiktan sonra artik o haber yalan da olsa kamuoyuna mal olmustur. Pirincin tasini ayiklamak, isin içinden çikmak artik size düser. Maalesef sehrin her kademedeki bürokratlari da bunu bilirler. Bunlara dokundugun zaman baslarina bir sürü is gelecegini bildigi için kimse ses çikarmaz. Ses çikaranlarla da ugrasirlar. O yalan haberi internetten kaldirmaniz için de yine kirli iliskilere girebilirler. Bir belediye baskanimizin dedigi gibi ‘bunlar jetonla çalisiyorlar’ jeton atmazsaniz devamli aleyhinize yazarlar. Bu tip gazeteci ve medya mensuplariyla ne çok uzak ne de çok yakin olmak gerekiyor. Iliskiler mesafeli ve düzeyli olmali.

32. DENETIM

Modern yönetimin 5 temel ilkesinden birisi kontroldür. Güven, kontrole engel degildir. Mutlaka organize edip planladiktan sonra yapilan isin sonucunu görmek için bir ölçme birimi gerekir. Bu da denetim yoluyla mümkündür. Denetim bir öç alma, hata bulma islemi degildir. Denetim, dogru ve güzel olani ögretmek adina yapilmalidir. Yanlis yapmadan önce dogruyu göstermek, en güzel egitim yöntemi denetimdir.

Denetim faaliyeti, yapilan ise uygun, esnek ve anlasilir olmalidir. Denetimde amacin disina çikilmamali ve denetim uzun süreli olmamali. Denetimde amaç hedef kisi degil, is olmalidir. Denetim sonuç raporunda düzeltici tedbirleri tavsiyeleri de ortaya koymak, sizden sonraki arkadaslara ve astlariniza yardimci olmak açisindan önemlidir.

Millî Egitim Bakanligi’nda teftisin, rehberlik ve denetim olarak iki temel görevi vardir. Son yillarda yapilan düzenlemelerle maalesef denetim tarafi biraz ihmal edilmistir. Denetim, sizin en yakin çalistiginiz bir üst amirinize birakilmistir. Yani en yakin amiriniz not vererek sizi denetleyecektir. Bu sekliyle denetim, asil istenen maksattan uzaklasarak birçok tartisma, kirginlik ve çatismalara yol açmaktadir. Bu nedenle denetim, daha üst makamlar tarafindan denetlenen sahsi yakindan taninmayan kisiler tarafindan yapilmalidir.

33. KRIZLER

Kriz sözcügünün iki alt anlami bulunmaktadir. Bunlardan biri tehlike, digeri ise firsattir. Kriz durumlarini yönetici için tehlike çanlarin çalmasi anlamina gelebilecegi gibi bir firsata da dönüsebilir.  Insan rahat etmek için degil, mücadele etmek için yaratilmistir. Bundan dolayi kriz ve çatisma anlarinda ani hareket etmek yerine sabir ve teenni ile davranarak olabilecekleri önceden tahmin edebilmelidir. Yönetici, öncelikle kendi kendinin lideri olmak durumundadir. Kendisine liderlik edemeyen yönetici baskalarini yönetemez.

Bütün kurumlarda her devir ve dönemde bazen rol çatismasi, bazen de anlayis farkliligindan dolayi çatisma ve krizlerin olmasi dogaldir. Kurumlarda çatisma her zaman zararli degildir. Çatisma ve krizler iyi yönetilirse firsata ve faydaya dönüsebilir.

Kriz ve rol çatismalarini önlemek için Nizamülmülk’ün bir tavsiyesini hatirlatmak istiyorum. “Her devirde feraset sahibi padisahlar ve müteyakkiz vezirler, islerinin istikrarli ve uyum içinde olmasi için iki resmi görevi ayni kisiye, ayni isi de iki ayri kisiye teklif etmemislerdir.” Yine Konfüçyüs’ün “Iki tavsani birden kovalayan, ikisini de yakalayamaz.” sözü meshurdur.

Yöneticinin en önemli görevlerinden birisi de hem kendini hem de birimdeki astlarini gelecege hazirlamaktir. Çatisma ve krizler bunun için bir firsat olabilir. Çünkü hayatta hepimiz bir tiyatronun içindeyiz. Bize verilen rollerle bir hayat tiyatrosu oynuyoruz. Tiyatroda da ise hiçbir rol küçük degildir.

34. ANKARA’DAN ILINIZE ZIYARETE/ PROGRAMA GELENLER

Bizim merkezi bürokrasimiz olan Ankara’dan tasra illere sik sik denetime veya programa gelen çok sayida amiriniz olabilir.  Gelenler bazen teftis, bazen size not vermek, bazen de ipimizi çekmek için gelmis olabilir. Bu durum, gelen kisinin konumuna bagli oldugu gibi sahsiyetine bagli da olabilir. Ankara’dan gelenler üst düzey ilgi ve alaka görmek, iyi agirlanmak ve ugurlanmak isterler. Bunu bilen bazi açikgöz yerel bürokratlar, onlari memnun etmek için birçok agirlama ugurlama giderleri yapmak zorunda kalirlar.

Burada bir hatirami nakletmek istiyorum. Sivas’ta görevdeyken emniyet istihbarat, bir sube müdürünü Fetö üyesi diye görevi basinda iken içeri alip tutuklamisti. Ben de konuyu ilin valisi ile paylasmis, hem de Bakanliga da resmi yaziyla bildirmistim. Ancak Bakanliktaki ilgili Genel Müdüre telefonla bildirmemistim. Böyle bir ihtiyaç oldugunu da bilmiyordum. Normalde zaten gerek de yoktu. Devletin dili yazilidir.

Ancak ertesi gün Sivas’a gelen bir baska Genel Müdür, konuyu ögrenince hemen telefona sarilip Ankara’daki bir üst ve daha yetkili genel müdürlügü arayip Sivas’ta böyle bir sey olmus, sizin haberiniz yok mu? diyerek beni ispiyonlamis; kendince Ankara’daki Genel Müdürün gözüne girerek, bir zafer elde etmisti. Hâlbuki Sivas’a gelen Genel Müdürün yapmasi gereken bana; “Müdür Bey, bu konuda telefonla da ilgili Genel Müdüre bilgi versen iyi olur.” demesi gerekirken, benden önce yanimda telefon açarak beni zor durumda birakmisti.

35. ÜST AMIRIN VERDIGI GÖREVLERE ITIRAZ

Üst amirin makamina gittiginizde misafiri varsa veya sizi bir görevle görevlendirmek için çagirmis ise verilen emre asla itiraz etmeyin. O anda isle ilgili ayrinti sormayin. Konuyu detaylandirdiktan sonra kendisi müsait oldugunda konuyla ilgili düsüncelerini daha sonra beyan edebilirsiniz. Makamda verilen emre itiraz etmemek, gerekçe, yönetmelik, genelge ileri sürmemek nezakettendir, amiri makaminda yüceltmektir. Ayrica kesin hüküm bildiren cümleler kurmadan ve önemli kararlar vermeden önce amirin görüsünü almak her zaman faydali olur. Zira her zaman son söz üst amire aittir.

Önümüzdeki yazilarda yeni tecrübe ve paylasimlarda bulusmak üzere herkese hayirli bayramlar diliyorum. Kurban bayraminiz mübarek olsun.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —